Hayatım boyunca, Anadolu’nun yanık sesi, Bozkırın Tezenesi rahmetli Neşet Ertaş ile bir saniye de olsa onu görebilmeyi hep hayal etmişimdir…
Çünkü, onun eski plaklarda çalıp çığırdığı türkülerle büyüyen birisi olarak, Neşet Ertaş isminin, şahsen benim dünyamda çok büyük bir yeri olmuştur…
Onun zahide türküsü ile gençliğimiz hep vücut bulmuştur.
Bir ara rahmetli Neşet Ertaş hocamızın Konya’da konser vereceğini duyduğumda, Konya’da ikamet eden birisi olarak beni çok heyecanlandırmış, yüzünü bir saniyede olsa görmek fırsatı doğmuştu sanki…
Ama ne yazık ki, iş nedeniyle bu konserine katılamamıştım.
Yine nasip değilmiş görmek “Bozkırın Tezenesi”ni.
Geçenlerde Konya Tanıtım Elçileri Dernek Başkanı Sayın İsmail Topaloğlu’nun, Kırşehir’e bir kültür gezisi yapacaklarını söylemesi ile heyecanım kat kat artmış, yaşarken göremediğim bu büyük insanın Kırşehir’deki mezarını görmek için heyecanlanmıştım.
Heyecanla Kırşehir gezisinin hareket gününü ve saatini beklemeye başladım…
Her zamanki gibi gezi hareket yerimiz olan, Anıt’tan hareket ediyoruz Kırşehir’e.
Bizim Kırşehir’e kültür gezisine gideceğimizi haber alan birkaç Neşet Ertaş hayranı da, bizimle beraber Kırşehir yolculuğuna dahil oluyordu.
Fotoğraf sever birisi olarak, Kırşehir gezimizin çok verimli geçeceğini tahmin edebiliyorduk. Çünkü yol güzergâhımızda Selçuklu eserlerinin yoğun olduğu bir rota izleyecektik...
Konya’dan, Aksaray Ortaköy yollarından geçeceğimiz bu güzergâhta “Obruk Hanı”, “Sultan Hanı”, “Eğri Minare”, “Ulu Cami” gibi Selçuklu mimarilerini fotoğraflamış olacaktık…
Ve aynen de öyle oldu, Konya’dan Kırşehir yolculuğumuz güzergâhında Selçuklu eserlerini fotoğraflayarak Kırşehir iline varmıştık bile…
Kırşehir gezimizi haber alan, Kırşehir’in ünlü saz üstatlarından Sayın Gafur Kuzu hocamız bizi telefonla arıyor ve bizlere, Kırşehir gezisi boyunca refakat edebileceğini söylüyordu.
Gafur hocamızı, daha önce yapmış olduğumuz Niğde kültür gezisinde, bizlere Kırşehir yöresinden çalıp söylediği o güzelim bozlaklarından tanıyorduk.
Kendisi Kırşehirli olan Gaffur hocam, şimdi görev nedeni ile görev yaptığı Niğde’den, kendi doğup büyüdüğü memleketi olan Kırşehir’e gelmiş.
Kırşehir öğretmen evine akşam saatlerinde ulaşıyoruz ve odalarımız tespit edildikten sonra saat 20.00’da öğretmen evinin konferans salonunda toplanıyoruz…
Gaffur hocam ve kardeşi neyzen Akın Kuzu ile bizlere Kırşehir Türkülerinden muhteşem bir gece yaşatıyorlardı.
Yeri gelmişken, Gaffur Kuzu hocamıza, Kırşehir gezimizde bizlere gösterdiği yakın ilgiden dolayı teşekkürlerimizi sunuyoruz…
Kırşehir’e gidince Ahi Evran Camisini ve külliyesini gezmeden olmazdı. Tarihi cami olan Ahi Evran Cami, Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi Evran’ın adına yaptırılmış bir cami... Ahi Evran Türbesi ise bu caminin içinde yer alıyor…
Kırşehir’de ‘Aşık Paşa Türbesi’, ‘Caca Bey Medresesi’ gibi muhteşem tarihi mekânlarını da gezdik ve fotoğrafladık.
Ayrıca Kırşehir kalesine çıkıyoruz ve Kırşehir’in seyrine doyamıyoruz. Ben Kırşehir kalesi diye adlandırılan yeri, Konya’daki Alaeddin Tepesine benzettim, Kırşehir şehir merkezinin hemen hemen ortasında yer alan bu yükseltiden Kırşehir’i izlemenizi tavsiye ederim…
Kırşehir kalesinden indikten sonra tur otobüsümüze biniyor Rahmetli Neşet Ertaş hocanın kabrinin olduğu Bağbaşı Kabristanlığına hareket ediyoruz…
İşte benim için o an gelmişti, sağlığında göremediğim Neşet Ertaş hocamızın en azından mezarını görme şerefine nail olacaktım, dahası onun için dua edecektim.
Ne güzel bir andı o an…
İlk karşılaştığımda, o siyah mezar taşına işlenen fotoğrafını görünce aklımdan şunlar geçti: “Nur içinde yat Neşet hocam. Hani söylerdin ya ‘dost elinden gel olmasa varılmaz’ hani derdin ya ‘kimseler duymadan gel gizli gizli’… İşte dost çağırdı ve kimseler görmeden gittin gizli hocam… Seni seviyoruz nur içinde yat. Böyle kendi kendime mırıldandım, onun sözleri ile…
Kabir ziyaretimiz bittikten sonra Kırşehir’e nefes aldıran muhteşem bir parka geliyoruz; ‘KENT PARKI’na… Kızılırmak kolu üzerinde muhteşem bir park yapılmış ki seyrine doyum olmuyor. Emeği geçenlerden Allah razı olsun..
“Keşke vaktimiz olsa da üç gün şu parkta dinlensem” diyesi geliyor insanın.
Kent Parkı ismi kötü değil ama şahsen benim gönlümden “bu parkın ismi neden Neşet Ertaş Parkı olmamış?” deyiveresim geldi.
Kırşehir denince ilk aklımıza gelen cümle, “Ozanlar diyarı şirin Kırşehir”dir… Bu cümle bile Neşet Ertaş hocamızın kurduğu bir cümledir, ondan çok şey öğrendik…
Bir Kırşehir gezimizi de böylece nihayetlendirirken, Kırşehir gezimizde bizlere yardımlarını esirgemeyen Kırşehir Öğretmenevi personelinin yanı sıra, Türk Halk Müziği Sanatçısı Sayın Gaffur Kuzu hocamıza, Niğde’den aramıza katılan fotoğraf sanatçısı Sibel Göktepe Filikçi’ye, Kaman ilçemizden bize rehberlik eden emekli öğretmenimiz sayın İsmet Yılmaz’a çok çok teşekkürler ediyoruz… Saygılarımla…