Mübarek Bayram için geri sayım hızla devam ederken Cenab-ı Allah’ım en başta, bana ve cümlemize bol bol sabırlar ihsan etsin.
Bende mi bir gıcıklık var, yoksa tüm aksilikler ve yamukluklar bizi mi buluyor anlayabilmiş değilim.
Hatırlıyorsunuz değil mi, dün Ramazan akşamlarının iftar sofralarında bile nasıl “Birlikte Konya” olamadığımızı üstü kapalı da azıcık ima etmeye çalışmıştık.
Yazımız gazetemizin internet sayfasında yayınlanır yayınlanmaz ve ardından da dün sabah gazete ile ortalık toz duman oluverdi.
Yatıp kalkıp bugünlerimize şükrediyoruz. Hala bu şehirde iğnenin ucu kendilerine dokunsa da, akli selim büyüklerimiz, yöneticilerimiz var.
Mesela dün sabah 9.48 de bir abimiz aradı. Kendisi ile 9 dakika sadece bu konuyu konuştuk.
Bu kişi Konya için çok protokol olsa da, bizim için hep abimiz olmuştur.
Bu abimiz resmen ya da gayri resmi, yasal olarak seçilmiş olarak, icraatları, fikirleri, duruşu ve söylemleri ile şehri açıkça yöneten 4 kişi varsa biri bizzat bu büyüğümüzdür. Üstüne üstelik son 12 yıldır kendisini bizzat Konya bilir, bizim bildiğimiz de 20 yıldır A’dan Z’ye direkt şehrin yönetiminde vardır.
Biz kendisi ile zaman zaman çok özel sohbetlerde de bulunur, fikir alış verişi yaparız. Kendisinin bir cümlesi bizim için yepyeni bir penceredir. Ve ne gariptir ki yine bu abimiz bizi kastederek hatta onure ederek şöyle der; “Şehir için görüştüğüm, fikir aldığım 100 kişiden 3 ile rahat ve açık olabiliyorsam görüşlerinden istifa edip kendimle de anlaştığım 3 kişi varsa o 3 kişiden birisi de sensin Uğur abi”…
İşte bu bizim birbirimize karşı olan samimiyetimizin en büyük işaretidir.
Ama Allah’a şükürler olsun son 20 yıldır kendisi bana bir kez dahi “Bir de şu konuyu işlesen” demedi, bizde kendisinden bir kalemi hediye bile olarak almadık.
Belki de bu yüzden birbirimize karşı çok daha samimi ve rahatız. Ama Konya içinde ülke içinde her ne hikmetse görüşlerimiz hep örtüşür. (İnşallah da örtüşmeye devam eder)
Neyse bu büyüğümüz dünkü yazımızı okuduktan sonra aradı ve “Yazdıklarına harfiyen katılıyorum. Eskiden bende bu davetlere icabet ediyordum. Ama mesela bu yıl da katılmadım. Samimi bulmuyorum. Birde herkes alınmasın ama Ankara’daki bürokratlarımız ha bir kere de bir çalışmaları, projeleri için bizlerden destek isteseler. O masalarda nerede ise hepsinin tek bir ortak dertleri var. Müdür, Genel Müdür olmak ister, Genel Müdür müsteşar. Hakikaten bizde bir garip durum var”… diyordu.
Allah siz değerli okurlarımızdan, aklı başındaki büyüklerimizden razı olsun. Yazımız dün gün boyunca büyük destek gördü.
Amaaa işte tam bu noktada bu vesile ile de sizlerden kocaman bir özür dilemek istiyorum.
Hadi biz yazımızda Ankara’da Konyalılar iftarı, Konya’da STK’ların iftarı yani aynı akşam iftarda bile Konya karpuzun ortadan ikiye bölünmüş hali ile “o gece iki şak olmuş” demiştik yaaa.
Ahhh ben ne geri zekalı imişim nasılda hata yapmışım.
O gece yazımızı internetten okuyan yine bir başka büyüğüm bizi uyarıyordu.
Biz o akşam İstanbul’da Sayın Başbakanın programına katılmak için iftara giden Konyalıları unutmuşuz.
Yeni biz o akşam “Konya olarak üç şak olmuşuz…”
………..
Sabır, sabır, sabır…
En güzeli de “HASBİNALLAH VE NİMEL VEKİL” olsa gerek…
Hadi bakalım şu mübarek günleri ve geceleri en güzel şekilde geçirebilmek için çok çok dua edelim. Allah en başta beni olmak üzere hepimizi ıslah etsin inşallah.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Sağır bir koca ile ama bir kadın mutlu bir çifttir
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Fırınların önünde son ekmeği alacakmış gibi birbirimizi ezme huyumuzdan vazgeçtiğimiz zaman ADAM oluruz