Padişahın Eşeği

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Efendim eski zamanların birinde yaşlıca bir adam varmış. Bu adam, aksakalına da güvenerek hocalık taslamaya başlamış. 
Öyle ki insanları da inandırmış. Şanı, şöhreti büyüyünce onun bu hali padişahın kulağına gitmiş. Padişah adamı huzuruna çağırmış.
“Eğer” demiş “Sen yalancılık ettiysen 50 değnek vuracağız”.
Adam suçunu kabul etmemiş. “Ben gerçekten âlimim” demiş. Üstüne bir de taahhütte bulunmuş. “Bana bostancıbaşının uyuz eşeğini verin” demiş “ona 5 yılda konuşmayı öğreteceğim”
Padişah da bu teklifi kabul etmiş:
“Peki, ama eşeğe konuşmayı öğretemezsen 50 değnek yerine 500 değnek yersin ona göre”.
Yaşlı adam “Ferman padişahımındır” demiş ve huzurdan ayrılmış. 
Bunu duyan arkadaşı “sen  ne yaptın” demiş “şimdi başını daha büyük belaya soktun”
Adam da gülerek arkadaşının kulağına eğilmiş:
“Korkma, beş yıla kadar ya ben ölürüm, ya eşek ölür, ya da padişah ölür”.
Bu fıkradan alınacak dersler var. 
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden Türkiye’ye gelişi bu fıkrayı gündeme getirdi. Biden’in geliş sebebi son zamanların ülkemde hızlı gelişen olaylara müdahil olma ve çıkarlarını koruma isteğidir. 
Türkiye ise kendi çıkarlarını esas alan düşünceler doğrultusunda net tavır aldı ve geri adım atmadı. Bu ise batıllarca “dış politikada eksen kayması” olarak yorumlandı. Bu kaygıyla, ABD, müttefikimiz olduğunu hatırlatmak, Suriye harekâtımızı görüşmek ve Fetullah Gülen meselesini tartışmak istedi. 
Bunun için gelen ABD Başkan Yardımcısının siyasi gaflarına hayretler ettim. Biden “keşke Gülen ABD’de yaşamasaydı”, bunu yanında Gülen’in iadesi ile ilgili olarak da “konunun Amerikan yasalarına göre değerlendirileceğini ve sonuçlanmasının uzun zaman alacağını” ifade etti.   
Mademki dostumuz, müttefikimiz, aşığımızsınız düne kadar böyle bir şey demediniz.  Şimdiki tavrınız da geçerli değil; buna “ipe un serme ya da avutma” denir. 
Bunlar kendilerinin çok akıllı olduğunu sanıyorlar ya da işi ciddiye almıyorlar. Politikalarda kararlılık geri adım attırsa da, “ne söylediklerine değil, yaptıklarınıza bakmamız” gerekiyor.
Yanıldıkları bir şey var “bu millet başkasına benzemez”. Aslında bunu da biliyorlar ama “oyunun kurallarını” değiştirmelerine meşruiyet kazandırmak için yukarıda ki eşek hikâyesinde olduğu gibi her şeyi deniyorlar. 
Beklentileri FETO’nun uzun yaşamayacağı, ya da yaşatılmayacağı olabilir mi? Böylece “hem kapıyı bastırmayacaklar, hem kırığı küstürmeyecekler”.  
Bu konular için “al bizden de o kadar” diyemeyiz. “Hem kapıyı bastırırız, hem de kırığı küstürürüz”. Tavrımız net ve açık. Cumhurbaşkanımız ağırlığı, Başbakanımız da yavaş ama net ifadelerle açıkladı; Bizimle uğraşmayın. 
Siz ne kadar ülkemi çeşitli bahanelerle çok yönlü sıkıştırma eyleminde bulunursanız bile pes etmek yok. Ön darbe denemenizde 240 şehit verdik. Bu 240 bin olsa da, ambargo konsa da anlaşılan geri adım atmak yok. Bizde bir söz daha var; “Arap atı, çullu da belli olur, çulsuz da”. İşinize gelirse.  
Carablus harekâtı hayırlı olsun. Bu konu ile ilgili AB’Şden henüz açık bir tavır yok. Yakında çıkar. Çıksa da bizim için tavır onlara da aynı. Sizin mikro hesaplarınız varsa, bizim de makro hesapçımız var. 
Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.