Bir marka düşününün. Ürettiği ürün adıyla özdeşleşmiş, sektöründe dünyada ilk 5’e girmiş bir marka; PAKPEN…
Konya’dan doğan ve yatırımlarını yine bu şehirde yapan, istihdam sağlayan, katma değer üreten ve Konya’dan uzun süre İSO 500’e giren Pakpen maalesef bugün üretim yapmıyor artık…
*** *** ***
Geçtiğimiz gün organize sanayi bölgesinde önünden geçerken durdum. Ve biraz seyrettim. İnanın gözlerim doldu. Koskoca bir tesis, içerisinde milyonlarca liralık makine parkuru var ve kapıları kapalı…
Aklıma birden Pakpen’in onlarca başarılarının haberlerini yaptığım günler geldi.
*** *** ***
Uzun süredir gündeme gelmeyince son durumuyla alakalı küçük bir araştırma içerisine girdim. Ulaştığım bilgiler moral verdi. Sizlerle de paylaşacağım.
*** *** ***
Pakpen, 1989 yılında Konyalı iş adamı Mehmet Tuza tarafından kurulan, PVC kapı pencere, boru ve yalıtım alanında üretim yapan bir firmaydı.
Konya Organize Sanayi Bölgesi’nde 150 bin metrekaresi kapalı, toplamda 300 bin metrekare üretim alanına sahip.
Uzun yıllar Konya’dan İSO 500’e giren firmalar arasında oldu. 2015 yılında da 500 milyon TL’ye yakın cirosuyla 203. sırada İSO 500’e girmişti.
2016 yılında bir takım ekonomik sıkıntılar yaşadı. Dönemin şartlarında yapılan yatırımların beklenileni vermemesi firmayı zor günlere gebe bıraktı.
Kademeli olarak üretim azaldı, çeşitler düşürüldü. Bugün ise ne yazık ki tamamen kapalı ve üretim yapmıyor.
Mehmet Tuza beyin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a bir mektup yazdığı ve “Ben ceketimi alıp çıkmaya razıyım yeter ki burası üretime devam etsin” ifadelerini kullandığı yönünde bir bilgi var.
*** *** ***
Firma şuan 3 bankanın elinde…
Aslında yatırım odaklı bir büyüme sergilenmişti. Atılan adımlar şehir ve ülke menfaatine oldu. Tuza ailesine yakın bir ağabeyim en son ki görüşmelerinde şu cümleyi işitmiş, “Eğer ben boru yatırımına girmeyip, İstanbul’daki plazanın olduğu adayı satın alsaydım bugün helikopterle geziyor olurdum. Lakin yatırım yaptım. Çok düşük bir kâr marjı olmasına rağmen tercihimi istihdamdan yana kullandım.” Bence çok büyük bir erdem ve hareket…
Ama istenmeyen olaylar yaşandı. İş istenmeyen bir yere geldi…
En kötüsü de ne biliyor musunuz, maalesef dev markamızın gidişini, binlerce insanın işsiz kalışını biz Konya olarak sadece izledik.
Bankalar ve diğer kurumlar İstanbul’daki holdinglere, şirketlere yaptıkları iyilikleri Pakpen’e yapmadı. Şişecam gibi banka iştiraki olarak üretime devam etme yoluna da gidilmedi…Çünkü biz Konya olarak markamıza sahip çıkmadık… Lobi oluşturup, mücadele verseydik Pakpen bugün üretim yapıyor olurdu…(Bilemeyiz belki de büyükler kapalı kapılar arkasında uğraşmıştır)
Ama olmadı…
*** *** ***
Gelelim bundan sonraki sürece… Ulaştığım bilgilere göre, Devlet Pakpen’in üretim yapmasından yana. Bankalar eliyle firmayı devredecek yatırımcı arıyorlar. Konya’da aynı sektörde üretim yapan bir grup ile de görüşmeler yapılmış. İki taraf da sıcak. Sadece bazı şartlar henüz oluşmamış.
Alıcı taraf ince eleyip-sık dokuyor. Ciddi anlamda da istekli.
Duyunca çok sevindim. İnşallah bir an önce satın alma olur. Çünkü Pakpen’in yeniden üretime başlaması hele ki sektörü bilen kişiler eliyle başlaması Konya için çok önemli.
Konya’ya mâl olmuş bir firmanın sahipsiz kalmasına içimiz razı değil.
İhracat potansiyeli çok yüksek, alt yapısı her türlü üretime müsait bir tesisin üretmeye başlaması Konya Sanayisi’ne de büyük moral olur…
Bu vesileyle böyle bir yatırımı şehrimize kazandıran Mehmet Tuza’ya teşekkür ediyor, sağlıklı uzun ömürler diliyorum. Konya ekonomisine çok büyük katkıları oldu.