2020’nin Mart’ı... Bakan Koca açıkladı ve ülkemize gelen bi virüsle değişiverdi hayatımız.
Önce evlerimize kapandık sonra içimize.
Önce birbirimizden kaçtık sonra kendimizden.
Önce tatil saydık kapanmaları sonra kısıtlama.
Önce şifahane gördüğümüz hastaneler sonra korku evi oldu.
Öksüreni hasta sandık da korkularımızı hiç hesaba almadık.
Dahası çocuklarımızda bıraktığı kaygıların onların artan korkularının bilincine varamadık.
Süzgeçten geçirmeden söylediğimiz her ani tepki bi sonraki endişenin temelini oluşturdu. Şöyle ki;
“Oraya dokunma, buraya değme.” dediğimiz çocuklar artık ne kadar rahat olabilirler muamma.
“Onu öpme, şunu kucaklama.” dediğimiz yakınlarına ne kadar yakın hissedebilirler muamma.
Aşıladığımız bu korku ve stresin altında nasıl bireyler olacaklar muamma.
Şimdi okurken “Ee ne yapsaydık? Salıverelim o zaman.” diyorsunuz eminim. Tabii ki hayır!
Ortada bir salgın ve devamında ciddi bir virüsle mücadele ediyoruz. Bahsettiğim sıkıntı şu ki bu pandemi bizde fiziksel etkilerin dışında pek çok ruhsal hasar bırakıp öyle gidecek. Zamanla bastırdığımız her şeyde olduğu gibi ilerde de patlama şeklinde açığa çıkacak.
Bu nedenle daha kontrollü daha bilinçli olup kendi korkularımızı dizginlemeli çünkü yaptığımız her hareketin çocuklara bunun en az on katı kadar yansıyacağını unutmamalıyız.
Kendini kötü hissettiği bi anda destek olup yalnız olmadığını hissettirmeli, çevresi ile azalan iletişimini tolere etmeliyiz. Hijyeni sağlarken bunun ilerde obsesif bir durumu tetikleyeceğinin farkında olmalıyız.
Kaygımızı minimum seviyede tutmalıyız. Çünkü bizim baş edemediğimiz bir kaygı ile çocukların baş etmesi oldukça güç. Hele ki tüm dünyadan soyutlanmış hissettikleri şu son bir buçuk yılda... Tanık olmak zorunda oldukları öyle zamanlardan geçtiler ki onlar adına üzülmemek elde değil.
Bu pandemi bundan daha önce tekrar eden bir çok salgın gibi elbette sona erecek. Fakat ardında bizlerde ve evlatlarımızda bırakacağı psikolojik etkileri ve sonuçları çok daha gündemde tutmak gerektiğini düşünüyorum.
Ancak “Neler yapılabilir?” “Nasıl aşılabilir?” gibi soruları sık sık kendimize sorarak ya da bir uzmandan yardım alarak yola devam edebiliriz. Süreci ve sonrasını bu şekilde sonlandırabiliriz. En az hasarla, en yakın zamanda salgının sona ermesi en büyük dileğimiz ve elbette daha aydınlık yarınlar.
Sevgi ve saygı ile...