Parklar-Kafeler Doluyor, Camiler Boşalıyor Mu?

Prof. Dr. Fikret Akınerdem

Ülkemiz, son 10 yılda inanılmaz bir değişim yaşıyor. Bu değişimin temelini, başta ekonomi olmak üzere sosyal, kültürel, bilimsel ve dini yaşam konuları oluşturmaktadır.

Yeni arabalar, telefonlar, bilgisayarlar, elektronik eşyalar; tüm bunlar ilk önce ülkemizde satışa sunuluyor. Aslında biraz israf noktası olsa da, doğru kullanıldığı zaman bilgiye kestirmeden ulaşmada bu araçlar kötü şeyler değil. Kalkınma için teknik ilerlemenin, gelişmelerin takip edilmesi gerekir denebilir.

Son yıllarda büyük şehirlerde sosyal ve kültürel hayatta da ciddi yatırlımlar ve atılımlardan bahsedebiliriz. Yeni ve daha büyük spor merkezleri, gruplar halinde bina sıralanmaları, kongre merkezleri, alışveriş alanları, sanayi ve ticaret yapılanmaları vs. tüm bunları bir arada görebiliriz.

İlaveten, modern gösteri, sinema ve tiyatro salonları, okuma odaları, kadın dayanışma ve meslek edinme kursları, sığınma evleri, muhtar evleri, gösterişli taksi durakları. Bunlar doğru da, geriye ne kaldı. Tüm bunlar dünya hayatının idamesi için yeterde artar ancak öbür tarafını bilmem.

*****

Dedik ya, fert ve toplum hayatının yıllardır aksayan, eksik kalan yönlerinin büyük kısmını tamamladık. Hele de bir eğlence ve dinlence hayatına bakarsanız, bu konuda inanılmaz ilerlemeler, tırmanmalar, fırlamalar, turlamalar; ne kadar “meler-malar” varsa hepsinde rekor kırdık.

Sayısını bilmiyorum ama son bir-iki sene içerisinde şehrimizde açılan kafe sayısında rekor artışlar oldu. Şükür ki bizim kafeler, orijinali olan batı kafelerine benzemiyor. Batı kafelerinde bizde yaygın olan çay ve kahvenin yanında alkollü içecekleri daha yaygındır. Bunların yapısı genelde bar-kafedir.

*****  

Ramazan münasebetiyle değişik mekânlarda teravih kılma geleneği bizde çok yaygın olduğu için, fırsat buldukça bu geleneğe uymaya, ibadetlerimizi daha zevkli hale getirmek için farklı camilere gitmeye çalışıyoruz. Bunların birçoğunda gündüz namaz kılma şansını da bulabiliyoruz. İlginç olan, bir camide gündüz namazlarında bulunan saf sayısının, teravih namazlarında pek olmayışıdır.

Aksine, gündüz pek müşterisi olmayan kafelerin de akşamdan itibaren inanılmaz derecede dolduğudur. Geçen öğrencilerimden birkaçı, teravih sonrası bir yerde oturmamızı istediler, öyle ki kafe sahibi bizim gençlerden birinin arkadaşı olmasa yer bulamayabilirdik.

Genelde teravih namazları için orta mesafede değişik camileri seçtiğimiz (Ramazan ve Spor yazımda bahsetmiştim), yürüyüş güzergâhımız da ana yollar olduğu, çoğu zaman da parkların içinden veya yanından yaya olarak geçtiğimiz için görülen odur ki; parklar ve kafeler dolu, ancak saflar boş.

Bizde soruyoruz kendi kendimize: safların yeri boş kalıyor, yerini kafeler mi alıyor?

Heyhat nerde gençlik, nerede heyecan, insanı mı çevirdi kendine, bu garip zaman.

Yoksa insan mı çevirdi kendine zamanı, eğer öyleyse ah! Vah! Gel de yanma, el yaman.

Allah’a emanet, hayra muhatab olunuz, efendim.  

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.