Seçime az bir süre kaldı. Kaldı da ülkemiz ve geleceğimiz açısından hayati bir önem taşımasına rağmen tüm parti teşkilatları halen heyecan uyandırıcı çalışmalara vatandaşı dâhil edememiştir.
Gözlemci olarak parti mitinglerine gidiyoruz, halkın arasına karışıyoruz, sosyal, kültürel ve akademik çevrelerde değişik görüşte insanlarla konuşuyoruz ama çoğunlukla “TIK” yok.
Parti yöneticileri, üyeleri, belediye başkanları, meclis üyeleri, delegeler ile muhatap oluyoruz, seçim umurlarında değil. “Sıkıntı nedir?” diye sorulduğunda da “aman boşver!” deniyor.
Eski partiliye dahi “teşkilatlara gidiyor musunuz?” dediğimizde farklı şeyler söylüyorlar ama genelde cevap “eski sıcaklığı bulamıyorum” oluyor.
İnsanımızda bir bıkkınlık hâkim, “Gönülsüz güveyinin gerdek gecesi” gibi vatandaş seçime isteksiz giriyor. Misali çoğaltabiliriz ama milletin ve siyasetin duyarlılık noksanlığı taşıdığı ortada. Hâlbuki siyasetçinin tarlası siyasettir. Seçimde yaptığı ekimin hasadını dört yıl aralıksız yapar.
*****
Konya için bu seçim çok önemli. Başbakanın memleketi ve aday yeri olan bu belde kendi başına konan kuşun hâlâ farkında değil. Her ne kadar sivil toplum platformunda “hangi partili olursa olsun Konya’da başbakanın desteklenmesi gerektiği” görüşü açıklansa da, bu görüşe itirazlar da yükselmedi değil.
Buna siyasetin cilvesidir ve de bu cilvenin partiler arası tavırlarda geçerliliği vardır. Her parti iktidar umudu taşımasa bile en yüksek oya ulaşmak ister.
Partilerin seçim başarısı çoğunlukla adaylara ve teşkilatlara mal edilir. Bu bakımdan da teşkilat hırsı kimse ile başarıyı paylaşmaz hale getirir, toplum değerlendirme içinde pek yer almaz, varsa yoksa kendileridir. Çok çalışırlar, yorulurlar ama halka, akla, ilme ve mantığa inemezler ise emekleri boşa gider. Meydanlarda ki halk teşkilatların değil çoğunlukla liderin, kısmen de ideoloji veya şahsi çıkarların peşindedir.
Bunun gibi “başarısızlıklar da teşkilatlara ve adaylara mal edilir”, seçim sonrası sorgulamalar başlar. İş tersine döner, MUHATAP ALINMAYAN ANA GÖVDE, ADAYLARI ve TEŞKİLATI SORGULAR, kendinden koparır ve siyaset dışına atar.
Peki, “başarının sınırı nedir” sorusunu iktidar partisi üzerinden giderek açıklayalım. Başbakanın koyduğu hedef (ben de yazmıştım) en az % 75 oy almak veya 11/14 üzerinde vekil çıkarmaktır. Öyle ya, hem Başbakan ili olmanın avantajı ile seçime gireceksin, hem de 11’den az vekil alacaksın. Buna dayanılmaz. Teşkilatı için başarı sınırı 12 üzeridir. Aksi durumda birileri emaneti koruyamadığınızı söyler.
Karaman için de başarı sınırı 2 milletvekilini almaktır, yoksa orada Konuk Başkan sorgulanır.
Şimdiden AK Parti stratejistlerine soralım. Kaç toplum önderi, eski siyasetçi, sosyolog, bilim adamı, yakası yağlı kahramanla görüştünüz? Geçenlerde eski bir vekilimiz “bizi bile aramıyorlar” diye sitem ediyordu. Siyaset bir akıl ve beceri oyunudur, siyasette akıl oyunlarında beceriksizliğe yer olmaz.
Ülke genelinde oy oranı düşse de senin oy oranını düşürme gibi bir lüksün yok, Konyalı. Aksi durumda;
Neyin eksikti de olmadı derler adama, eksilirsen yapılır boya badana.
Öyle ya, hizmetler arttı ve daha da artacak, Kop ve hızlı tren bile sizi tartacak.
Siyaset tarihi bu gibi örneklerle doludur; olmaz deme, bu yol geleceğin yoludur.
HL Mencken , “politikacının amacı her zaman kendi özel avantajını artırmak, bunu için elindeki güçleri kullanmaktır”; Hacı Bektaş Hz de “dikkat et, lokma seni yemesin, sen lokmayı ye” der. Duyurulur.
Tüm Konya için başarı adına; Allah’a emanet, hayra muhatab olunuz, efendim.