TARİHE YOLCULUK (256)
Selçuklu Devleti’nin büyük veziri Nizamülmülk’ün 1000 sene sonra Payitaht Konya’da anılıyor olması, günümüz olayları ile yaşadığımız çağa yönelik verdiği siyasi, ekonomik ve adalet mesajlarıyla da tarihî bir olay.
“Allahü Teâlâ her çağda halk arasından birini seçerek onu hükümdarlara yaraşır birtakım özelliklerle donatır. Dünya işleri ve cihan ahalisinin kamu düzeninden onu sorumlu kılarak fitne ve kargaşa kapısını onun eliyle kapatır. Adaleti sayesinde hoşça zaman geçirip kendilerini güvende hissetmeleri ve idaresine duacı olmaları için insanların gönlünde ve gözünde ona dair derin bir saygı uyandırır.
Allah yazdıysa bozsun, bir başkaldırı, ilahi kuralları hafifseme yahut Allahü Teâlâ’nın emirlerini yerine getirmekte bir gevşeme ortaya çıkması durumunda Hakk Teâlâ onları cezalandıracak ve yaptıkları çirkin işlerin karşılığını verecektir; Allahü Teâlâ bize böylesi günler göstermesin, böylesi talihsizlikler yaşatmasın.” (Nizamülmülk, Siyasetname, TİB Kültür Yayınları, III.Baskı, 2011-İstanbul)
Asıl adı Ebu Ali Kıvamuddin Hasan bin Ali bin İshak et-Tûsî olan büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk, Türkiye ve Konya’da ilk defa düzenlenen ‘1000. Yılında Nizamülmülk Milletlerarası İlmî Toplantısı’nda anıldı. 21 Zilkade 408 (10 Nisan 1018) tarihinde Horasan’ın eski kültür merkezlerinden Tûs şehrine bağlı Nukan kasabasında doğan Selçukluların ünlü veziri Nizamülmülk’ü anma ve anlama adına 6-7 Nisan 2018 tarihleri arasında Novotel’de tertip edilen böylesine güzel bir toplantıyı düzenleyerek tarih şuurumuzu artırmamıza vesile oldukları için Konya Büyükşehir Belediyesine, Türkiye Yazarlar Birliğine, Erdemli Yöneticiler Akademisi Derneğine, KTO-Karatay Üniversitesine, Konya NEÜ ile bu bilgi şöleninin tertip heyetine, akademik sekretarya ile ilim heyetine teşekkürü büyük bir borç bilirim.
İki gün boyunca ve sekiz oturum halinde gerçekleştirilen bu ilmî toplantıya yurtdışından katılamayan iki ilim adamından hariç toplam 44 ilim insanı, Nizamülmül’ün fikrî hayatı ve döneminden tutun Nizamülmülk’ün devlet yönetimi anlayışı ile bâtınî sapkın akımlarla mücadelesine, devlet adamları için yazdığı en güzel eseri olan Siyasetname’den Selçuklu Devleti’nin neşvü nema bulduğu coğrafya ve ilim beldelerinde açtığı Nizamiye Medreselerine varıncaya kadar dönemin âlimleri, kültür, sanat ve edebiyat ile şehircilik ve mimariye varıncaya kadar pekçok konu ele alındı.
Bu bilgi şöleninden ben, kendi adıma son derece istifade ettiğimi söyleyebilirim. Keşke bu çeşit Selçuklu dönemiyle alâkalı ilmî toplantılar daha önce düzenlense de hem Türkiye hem de Dünya çapında; 11’inci ve 12’inci asır ile 13’üncü yüzyılla ilgili Selçuklu Medeniyeti hakkında daha fazla bilgi sahibi, konusunda uzman tarihçileri dinleme imkânı bulsak. Büyük Selçuklu Devleti ve Türkiye Selçuklu Devleti hakkında yeni bilgi ve belgeler ışığı altında daha bilmediğimiz pek çok konuya da vakıf olabilsek diye düşünen bir gazeteci ve yazar olarak, Nizamülmülk’ün bizim daha bilmediğimiz devlet idaresinden tutun sultanları idare etme sanatına varıncaya kadar ince zekâsından, aklından daha çok faydalanma adına daha ayrıntılı bilgi ve vesikalara ulaşarak bizim için muhteşem, Avrupa için karanlık olan şu Orta Çağ’ın muhteşem yüzünü bir aydınlığa kavuştursak diye düşünmüyor da değilim.
“1000. Yılında Nüzamülmülk İlmî Toplantısı” bir başlangıç olarak elbette heyecan verici bir şey.
Böylesine heyecan verici bir ilmî toplantının Selçuklu’nun payitahtı olan Konya’da yapılıyor olması da ayrı bir mânâ ifade ediyor olsa gerek. Konya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Basın Dairesi’nin böylesine anlamlı bir ilmî toplantıyı, basın-yayın organlarına haber olarak iletirken “sempozyum” kelimesini ve kavramını kullanmasını doğrusu çok yadırgadığımı ifade etmeliyim.
Selçuklu veziri Nizamülmülk’ün fikrî düşüncesi, hayatı, icraatlarıyla birlikte eğitim hayatına büyük katkı sağlayan ilim yuvaları olan medreseler ile bu medreselerde hangi ders ve kitapların öğretildiği, ele alındığı konular da keşke dile gelseydi diye düşünmedim değil.
Ama bunun yanı sıra Nizamülmülk gibi bir devlet adamının, 1000 yıl sonra bile ele alınması ve üstelik böylesine anlamlı bir bilgi şöleninin Selçuklu Payitahtı Konya’da yapılması bile insana büyük bir heyecan katıyor. Bu heyecanı yakalayarak konularına, yaptıkları sunumlarına çok iyi hazırlanarak şehrimize Türkiye dışından gelen kıymetli konuşmacı ve ilim insanlarına teşekkür etmeyi de büyük bir borç telakki ediyorum. Keşke bizim akademisyenlerimizin de onlar gibi derslerine çalışıp gelip de 20 dakikada güzel bir sunum yapsalar diye içimden geçirmiyor da değilim. Nasreddin Hoca’nın deyimiyle fark yaratmak, bir fark ortaya koymak veya farkedilecek esvapta bir konuşma yapmak her adamın harcı olmasa gerek.
Nizamülmülk ve Nizamiye Medreseleri tarihin yoğrulması açısından daha çok su götürdüğü için ve önemine binaen yarın da aynı konuya kaldığımız yerden devam edeceğim.
YARIN: Konya’da esen Selçuklu ve Nizamülmülk rüzgârı…