Önce Mistik Müzik Festivali, ardından geniş katılımlı Bilim Festivali. İl Kültür ve Turizm Müdürümüz Sn. Abdüssettar Yarar ve Sn. Uğur İbrahim Altay başkanımızı kutlayarak başladım yazıma. Gerçi bu iki güzel organizasyon da Ulusal Basın’da Adana Lezzet Festivali kadar yer etmedi.
Sanal Aleme çok sık muhteşem fotoğraflar düşer “burası İsviçre değil ,ülkemden ..” notlarıyla. Yurt dışına gittiğimizde biz de çok sık anarız ülkemizi benzer sözlerle. Allah ülkemize fazlasını vermiş. Farkımız onlar korumuş, biz tahrip etmişiz; onlar güzelleştirmiş, biz çirkinleştirmişiz; onlar tanıtmaya devam ediyor, biz boş veriyoruz. Bakınız içinden nehir geçen tüm Avrupa kentleri önemli turizm merkezleri. Bizde de içinden nehir geçen çok kentimiz var ama değerlendirebilen sadece Eskişehir. Marka kent sözcüğünü dilimizden düşürmüyoruz ama marka kent hayalsiz, organizasyonsuz, tanıtımsız olmaz. Kentleri pazarlamak gerek. Bunu peşkeş anlamında söylemiyorum elbette. Güzelliklerini, tarihi ve turistik değerlerini, örf adetlerini, fark oluşturan özelliklerini ön plana çıkarmak, insanlarda kentimizi ziyaret etme isteği oluşturmak gerek. Arz edeceksiniz ki talep olsun.
Hayalsiz turizm olmaz. Bir garip bencileyin Meke Gölü’nü “Jeopark” olarak hayal edip yazmışım. Bunun için merkezi hükümete gerek de yoktu. Kula başardı bunu arkadaşlar, sadece Belediyemizin istemesi ve bu uğurda çalışması gerekirdi, biz kaybolsun diye bekledik. Kaybolmadı dünyanın nazar boncuğu bari bundan sonra bir şeyler yapalım. Çatalhöyük önemli bir dünya değeri. Burada bir müzemiz yok, zamanın yaşam koşullarını simgeleyen bir oluşum yapmadık. Günümüzde digital efektlerle canlandırma çok kolay, bunu da gündemimize almadık. Çatalhöyük orada kaldı, Göbeklitepe ziyaret rekorları kırıyor. Anadolu Selçuklu Başkentinde bir Anadolu Selçuklu müzesi yok. Anadolu Selçuklu Eserleri güzergahı diye bir organizasyon yok. Camileri, mescitleri, medreseleri, kümbetleri, külliyeleri, sivil mimari eserleri, kervansarayları ile bu muhteşem zenginliği gözler önüne seremiyoruz. Kubad Abad Sarayı kazısına Büyükşehir Belediyemiz destek veriyor pek bir şey kalmasa da ancak burada da çok önemli organizasyonlar yapılabilir. Osmanlı dönemi eserlerimiz sayısız. Hitit dönemi eseri Eflâtunpınarı Su Anıtı gerçekten eşsiz eser ama kimsesiz, sahipsiz duruyor öylesine. Hayalle devam edeyim. Beyşehir Yeşildağ mahallesinde bir potansiyelimiz var.Yanıbaşı bir başka muhteşem güzellik Beyşehir Gölü bulunan bu bölge ülkemin gündemine Sn. Reha Bilir sayesinde girdi. Her yıl binlerce leyleğe ev sahipliği yapan bölge yakınlarındaki Adaköy ile birlikte çok daha önemli turizm merkezi olacak potansiyele sahip. Burada evler aynı renk boyansa, mahalle çiçeklerle bezense, kusura bakılmasın şimdiki gibi derme çatma değil camdan teras ile gözlemevi haline gelse, yanında insanların soluklanacağı kafe benzeri oluşumla, leyleklere özgü hediyelik eşya satış yerleriyle çok daha cazip bir gezi alanı haline gelmez mi? Konya el sanatlarının yapım ve satış yerleriyle oluşturulan bir Sanat Merkezi insanları cezbetmez mi?
Tanıtımda yokuz. Konya Büyükşehir Belediyesi Turizm Şube Müdürlüğü personeline bir telefon danışma hattıyla kolayca ulaşılabilmeli. Turizm Dergileri, gazetelerin Seyahat eklerinde kentim çok sık yer almalı. Büyükşehirlerde örneğin Ankara’da billboardlarda kentimin organizasyonları duyurulmalı. Konya’da her hafta sema izleyebileceklerini Ankaralı bilmiyor . Milliyet Gazetesi yazarı Sn. Özay Şendil geçen yıl Mistik Müzik Festivali’ni dünyanın en saygın festivalleri arasında sayıyor ve tesadüfen duyduğu için hayıflanıyordu. Tanıtımımız tesadüflere bağlı . Örnekleri çoğaltmak kolay. Ben yaklaşık altı yıl önce geniş katılımla hazırlanan Konya Turizm raporunda hedeflenenleri kısaca aktarmak istiyorum hedeflerin çoğunun nasıl unutulup gittiğini ortaya koymak için üzülerek; Mevlâna Müzesi etrafında sosyal alanlar yetersiz,dinlenme mekânları çoğaltılacak; Semâ gösterileri sayısı artırılacak, periyodik olarak cuma veya pazar akşamları icra kabiliyeti yüksek koro ve topluluklarca hafta sonu konserleri tertip edilecek (tabii duyurmak da gerek-AÖ); Konya Kitapları Okuma ve Satış Salonları oluşturulacak ,Konya Mamülleri Hediyelik Eşya ve Ambalaj Yarışması ile Konya’yı temsil edecek tasarımlar çoğaltılacak, Güzel Sanatlar Fakülteleri ve özel sektörün grafik ve endüstriyel tasarım uzmanlarınca Konya ile ilgili hediyelik eşya tasarımları yapılacak, üretim ve sunumları artırılacak; her yıl Konya Ürünleri Fuarı yapılması ile markalaşma, tanıtım ve reklâm eksikliği giderilecek; yıl boyunca Hz. Mevlâna ile ilgili organizasyonlar yapılacak; Mevlâna, Karatay, İnce Minare Müzesi gibi tarihsel mekanlarda görev yapan personel için mekanın ruhu ve özelliğine uygun kıyafet tasarlanacak, aynı uygulama Bedesten’de de yapılacak; (Karatay Müzesi örneğin ney dinletileri için özellikle hafta sonları değerlendirilse-AÖ); ziyaret mekanlarının artırılması (Ulvi Sultan Türbesi,Nalıncı Baba ve Amber reis Türbesi,Halı Müzesi, Kuran-ı Kerim Müzesi, Hat Eserleri Müzesi) (Tahir Başkanın açıklayıp yapmadığı Su Kültürü Müzesi de bence çok önemli bir eser olacak eğer yapılabilirse-Ahmet Öztemel notu); Konya Mutfağının Geliştirilmesi ve nitelikli sunumu (gelişmiyor aksine geri gidiyoruz-AÖ); Tarihi doğal ve kültürel mekanların altyapı eksikliği giderilecek; Profesyonel turist rehberi eksikliği çözülecek; Mevlevi Köyü, Akşehir’de dünya Mizah Köyü yapılacak; Gastronomi turizmi geliştirilecek; Derbent Aladağ Kayak ve Kış Sporları Merkezi yapılacak (bence geç kalındı-AÖ), Klistra Antik kenti ve Sille mağaraları turizme kazandırılacak;Dağcılık ve Kuş Gözlemciliği merkezleri, Hava Sporu , Av Turizmi, Eko Turizmi geliştirilecek; Ternal Turizm merkezi olma (Ilgın termal turizm merkezi değil artık, Karatay Belediyesi İsmil termal tesisleri yapılmakta ancak hoşgörünüzle bu işler kamu eliyle değil profesyonel turizm eliyle işletilmeli-AÖ)
Bunlar 2014 yılında resmi rapora giren, ilgilenecek makamların belirlendiği hedefler. Tanıtım kioskları artırılması, tabelâ kirliliğinin giderilmesi ve tanıtım tabelaları artırılması hedeflenmiş. Önemli bir hedef daha yıllardır söylenir ama gelişme olmadı bildiğim kadarıyla. Konya’ya ait ve kentimden kaçırılıp dünyanın başka merkezlerinde müzelerdeki eserlerin kentime geri getirilmesi. Siz getirilen eser hatırlıyor musunuz? Saygıyla.