PES ETMEK YOK ÖYLE HEMEN ARKADAŞ…

İlker Kırnaz

Bundan önceki 3 sene Konya kenti için ne kadar unutulmaz ise, bu sezon yaşadıklarımız da hafızalarımızda derin izler bırakacak cinsten. Sezon başından beri yapılan hatalar falan filan bu konulara yeterince girdik, girince de bir şey değişmedi ve halen yerimizde saymaya devam ediyoruz.

Kurulu bir sistemi sırf şahsi fantezilerin uğruna bozarsan, gün gelir tokadı yersin, kalkacak gibi olursun “Çatt” bir daha vururlar. Eee bir de bu işin takdir-i ilahi boyutu var haliyle. Her neyse bunları şuan için detaylandırmanın ne bize ne de başkalarına faydası var. O nedenle önümüzdeki 9 haftayı ne kadar inanarak, savaşarak ve mücadele ederek geçirirsek, ligde kalma ihtimalimiz de o derece artacak.

Bu sezon 3. kez teknik direktör değişikliğine giden Konyaspor’umuz, son olarak Sergen Yalçın ile anlaşarak, 10 haftalık kritik dönemece girdi. İlk 6-7 haftalık performansı incelendiğinde, takımlarının ciddi çıkış yaptığı görülen Sergen Yalçın, sonrasında yaşadığı çeşitli sorunlar nedeniyle çalıştırdığı takımlardan ayrılmak zorunda kaldı.

Dün Konyaspor’umuzun başında ilk karşılaşmasına çıkan Sergen Yalçın, kendisinin de ifade ettiği gibi, çok mesai harcayamadığı takımına yaptığı ufak dokunuşlarla, bol mücadeleci bir takım sürdü sahaya. Malatyaspor karşılaşmasına tabir-i caizse orta sahasız çıkan Konyaspor, dünkü Galatasaray maçına nispeten daha sert bir orta saha ile çıktı. Sonuç itibariyle kıran kırana, dişe diş bir mücadele ortaya koyan Konyaspor’umuz, son dakikalarda yediği golle sahadan puansız ama sonraki haftalar için hiç de azımsanmayacak, ciddi bir motivasyonla ayrıldı.

Evet, teknik olarak ana hatlarıyla özetlediğimiz Galatasaray karşılaşması bu şekildeydi. Ama bu haftadan sonra asıl önemli nokta, önce futbolcu grubumuzun, sonrasında teknik heyetin ve tabii ki tüm taraftarlarımızın, siyasilerimizin, mülki idari amirlerimizin bu 9 haftanın sonunda ligde kalınacağına inanmaları gerekiyor. Hatta sadece inanmaları yetmez, saha içinde de, tribünde de her dakika savaşmaları, rakibi ısırmaları, isyan ve kavga etmeleri gerekiyor. Bu işten eğer yırtacaksak bu ruh çok önemli. Herkesin içinde bulunduğu duruma isyan etmesi gerekiyor. Sosyal medya platformlarında klavye delikanlılığı yaparak ortaya konan isyan değil ama bu söylediğim. Her anlamda birlik olunup, bu alanda Konya’mıza karşı yapılacak her haksız hareketin karşısında “ok” gibi dimdik durmamız gerekiyor. Ne yaparlarsa yapsınlar, eğer içeriden ya da dışarıdan bizi al aşağı etmeye çalışan insanlar varsa ki var olduğunu hepimiz biliyoruz, bu insanlara verilecek en güzel cevap da bu direnci göstermemizin altında yatıyor. Bu saatten sonra Türk sinemasının ünlü karakteri ve benim de evime tablo yapıp astığım o söz ile cevap vermemiz gerekiyor tüm Konya düşmanlarına; “Sennn, büyük patron, milyarder, para babası, fabrikalar sahibi… Sen mi büyüksün? Hayır ben büyüğüm, ben, Yaşar Usta. Sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun, bir hiç! Gözümde pul kadar bile değerin yok. Ama şunu iyi bil, hiçbir şey yapamayacaksın, yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi. Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. Biz bir aileyiz, biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun?

Evet sevgili Konyalılar, şimdi ayağa kalkma zamanı. Üstümüze serilen ölü toprağını atmanın vaktidir artık. Herkes içinde biriktirdiği ama öfke, ama hırs ya da o duygu her neyse işte, bu saatten sonra 9 haftalığına o hislerini rafa kaldırması gerekiyor. Biz birbirimizle uğraştığımız zaman içimizdeki İrlandalıların işleri çok daha kolay oluyor çünkü. Şimdi herkes ayağa kalkacak, savaşacak ve bu hastayı el birliğiyle ayağa kaldıracak.

Tek umudumuz o, bu ya da şu değil, bizim tek umudumuz aslında kendi içimizde saklı…

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.