PİLAV DAĞITMAZSAN BÖYLE OLUR İŞTE

Uğur Özteke

Bugün birileri bana yine kızacak. Hatta sitem edenler olacak. Bu yazının altına bilen bilmeyen, anlayan anlamayan gerçekten acımasızca yorumlar yapacaklar. Evet biz de okurumuza saygıdan dolayı küfür, hakaret, iftira, karalama olmayan her yorumu onaylayıp ekleyeceğiz.

Allah sizi inandırsın belki bazı okurlarımız farkında olmayarak, bilmeden değerlendirme yapıyorlar ama üzülerek söylüyorum bazen hiç yazı ile alakasız olmayan ve tek pencereden bakarak yargısız infazlar da oluyor.

Haaa olsun der geçersiniz. Yeter ki insan kendisini bilsin. Ama biz okurlarımızla bir aile isek bir doğru da birleşmeliyiz. Birleşmeliyiz ki şehrimiz ve insanlarımız adına güzele doğru adım atalım.

…………

Yıllardır kötü bir iddiam var “Biz spor şehri değiliz”…

Şimdi diyeceksiniz ki “yapma bee. Amma da insafsızsın Konyaspor’a baksana son iki yılda tarih yazdı.”

Evettt son iki yılda tarih yazdık inşallah nice iki yıllar tarih yazarız.

Bizim demek istediğimiz spor kültürü, spor vizyonu spor şehri olabilmek.

Aslında bugün bu iddiam üzerine yine Konyaspor’a girerim de onun zamanı değil.

Biz işi genelleyelim.

………………….

Spor şehri olduğumuzu iddia edenler 2 milyon nüfusu aşkın şehrimizin dünyada da, Türkiye’de de futboldan sonra en çok izlenen basketbolda nasıl küme düştüğünü, nasıl yerlerde süründüğünü niye dile getirmez?

Ya da spor şehrinde basketbolda niye bölgesel ligden öteye gidemeyiz? (O da Selçuklu Belediyesinin sayesinde)

Buna bir şey söyleyebilirler mi?

Koskoca takım 1. ligden gümbür gümbüüüür düştü. Kaç kişinin haberi oldu?

…………………..

Futbol, basketboldan sonra üçüncü sırada voleybol gelir değil mi?

İşte bugün bu kadar lafı etmeme sebep olan da bir spor adamının çektiği bu fotoğraf karesi ve ardından yaptığı yorum oldu.

 

Abimiz şöyle diyordu;

Sabah spor ve kongre merkezinin önünden geçtim. Burada Avrupa Şampiyonası var U17 milliler. Salonun önünde bile burada uluslararası maçlar olduğuna dair hiçbir ibare yok yani orada bir spor müsabakası var mı yok mu? Belli bile değil.

Bu kadar duyarsız olunamaz

Hal böyle olunca izleyiciler ne kadar, reklam ne kadar?

………..

Bende bu spor adam ya da Konyaspor eski yöneticisi kimliği ile tanınan, bilinen abime tek satır bir şey yazdım.

Şöyle dedim, “Eğer orada Konya pilavı ikram edilseydi 10 bin kişi içerde bir 10 bin kişi de dışarıda beklerdi.”

………………..

Ne olur Büyükşehir yöneticilerinden spor yöneticilerine, Konyaspor’un yeni yöneticilerinden eski yöneticilerine, amatör sporun çilekeş garip yöneticilerinden sporla alakası olmayan, hatta hatta spora “günah verilen paralar zehir zıkkım olsun” diyen yöneticilerimize kadar tüm değerli yöneticilerimizden bir küçük ricam olacak “ne olur, Allah rızası için bari sporda samimi olun”….

Gerçekten de spora verilen paralara, yapılan bu muazzam mükemmel tesislere spor için sahalara salonlara koşan minik yüreklere, çocuklarının mutlulukları ile heyecanlanan analara babalara günah…

Çünkü sizler samimi değilsiniz.

Konya’nın spor politikası A’dan Z ye yanlış, yalan, dolan, göstermelik kısa vadede de reklam amaçlı.

…………….

Lütfen Trabzon’a bir bakın.

Bakın şunu demek istiyorum, “Trabzon bir futbol şehridir, yani spor şehri değildir”.

Trabzon bir basketbol şehri bile değildir. 1. ligde takımı vardır salonunun bu maçlardaki doluluğuna ne olur bakın. Ben Konya’dan Trabzon’a basketbol maçı izlemek için farklı yıllarda en az dört defa gittim. Futbol maçlarındaki heyecan, ilgi asla yok.

Yıllar önce Selçuk Üniversitesinde görevli bir profesör hocam hem de güzel dinimiz İslam’ı güzel bir şekilde yaşama adına hassas bir hocamız bir futbol sohbetinde bire bir ağzından şöyle bir cümleyi bana direkt yüzüme söyledi; “Uğur Hocam bizde futbol haşa din gibidir”….

Ben yıllarca tanıdığım bildiğim bu hocanın söylediği cümle ile günlerce kendime gelememiştim. Ama Trabzon ve Trabzonlu için futbol acı da olsa böyle bir gerçek.

O zaman tekrar biz kendi küçük dünyamıza dönüyoruz.

Son anda Beşiktaş’ın lige katılımı sağlanmasaydı Büyükşehir Belediyesi Voleybol takımı 1. ligde olacaktı. (Kısmet değilmiş). Yani Konya filede en üst ligde olacaktı. Bunun için Tahir Başkan maddi fedakarlık yapacak, kulüp Başkanı Cevdet İşbitirici de ömrünü tüketecekti. Hadi bana söyleyin, bu takım 1. Lig’de yer alsaydı İstanbul takımlarının dışındaki maçları 100 kişi seyreder mi?

………….

Bu şehirde hasbelkader ferdi sporlarda Türkiye, Avrupa, Dünya Şampiyonları çıkar onların başarısı ile şehri yönetenler bir hafta kendi reklamlarını yaparlar. 3. hafta ‘O’ Dünya şampiyonunun yüzüne bakan olmaz.

……………..

Buraya kadar tamam mı?

Bir adım öteye gitmeme izin verir misiniz?

Peki bu şehir bu kadar mı kötü?

Bu şehirden sporcu, antrenör, teknik adam çıkmaz mı?

Bu topraklar bereketsiz mi? Kısır mı?

HAYIIIIIIR…

Tekrar ilk başa dönüyorum.

Bu şehrin spor politikası yanlış.

Şampiyon olan Avrupa’da tarih yazan, yüzyılın en başarılı sezonunu geçiren Konyaspor’umuzu yönetmek için bile kongrede ikinci bir liste çıkmıyorsa, ya da düzeltelim, ikinci hatta üçüncü hatta dördüncü bir listenin çıkmasına birileri izin vermiyorsa özür dilerim ama şu anda gördüklerimiz Konya’ya çok bile….

…………….

Bu satırları yazmaya çalışırken tevafuk Konyaspor’un eski Başkanlarından Akdeniz’e göçmüş olan Mehmet Çolakoğlu abimiz aradı. Hiç Konyaspor’u filan konuşmadık. Sadece değerli Başkan ziyaretimize gelmek istiyordu. Mehmet Çolakoğlu’nun başkanlık öncesinde ve sonrasında o kötü (!) Konyaspor için listeler, Konya’nın sanayicileri iş adamları siyasetçileri çatır çatır paraları ile yarışırlardı.

…………

Bir ara Recep Çınar aradı. İşte Konyaspor’un o gününü bu gününü en iyi bilen ama bizim gibi dile getirmemek için dilimize zincir vuranları en iyi bilen dostum Recep Çınar. Onunla da Konyaspor’u konuşmadık. Sadece bizim oğlanın hayırlı işi için tebrik etti ve “yeter artık oruç bitti bir araya gelelim” dedi.

………………..

Yazının orta yerlerinde idim. Eski Konyaspor’lu yönetici bir abimiz geldi. İki bardak çay içtik. Sadece bir sağlık meselesini benim sorduğum bir doktor konusunda yardımcı olmak için gelmişti. Ve ki yine ben biliyorum bana yazmamam için söz verdirdi yazmayacağım. Ama bir gün yaz derse, izin verirse iki cümle ile kendisine yapılanı yazsam bizim ne olduğumuzu herkes anlar ve kimse kafasını yerden kaldıramaz. Kaldıramayacaklar da…

…………….

Ben yine çok oldum.

Özür dilerim.

Bugünlük bu kadar.

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Kısmet etmişse Mevla el getirir, yel getirir, sel getirir. Kısmet emmemişse Mevla el götürür, yel götürür, sel götürür

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Ara yoldan ana yola çıkarken sola kafamızı çevirip gelen var mı diye bakmayı öğrendiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.