Hepimizin geçmişe dair gerçekleşmesini isteyip de gerçekleştiremediği birçok hayali olmuştur. Zaman zaman “şöyle yapsaydım böyle yapsaydım” gibi yapamadıklarımızın pişmanlığını yaşıyor olabiliriz. Geçmişe dair pişmanlıklar fayda vermez denilse de son pişmanlıkların büyük kurtuluşlara vesile olduğu da unutulmamalı!
Üzerinde duracağımız esas konu da pişmanlığın fayda verdiği dünyamızda pişman olabilmek; pişmanlığı, pişmanlığın işe yaramadığı öbür dünyaya bırakmamaktır.
İnsan, dünyaya nefsin istediği şekilde yaşamak; yemek, içmek, vur patlasın çal oynasın eğlenmek için gelmemiştir. Oysa ki, hepimiz büyük bir gafletin içinde hiç ölmeyecekmişiz gibi dünyanın gizemine kaptırmış gidiyoruz.
Lafa gelince “fani, yalan dünya, dün gibi gelip geçti ömrüm, ah vah” deriz ama kendimizi de bir türlü dünyadan alamayız. İnsan nefis taşıdığı için nefis insanın yakasını bırakmaz daha fazla mal mülk sahibi olmak ister, hep ben hükmedeyim, der. Daha fazla para kazanamamanın, iyi bir makam sahibi olamamanın pişmanlığını yaşar. Gerçek anlamda pişmanlığımız gerçek anlamda Allah(cc)’a kul olamama, olmalıdır. İşte bütün mesele buradadır, Allah(cc)’a kul olmak.
Bugün insanlığın yaşadığı en büyük bunalım Allah(cc)’a kul olamamadır. Bu bunalımdan kaynaklı zalimlik, adaletsizlik, zina, uyuşturucu, sömürü her ne ararsan her türlü kötülük misliyle işlenmektedir. Kimsenin pişmanlıkların fayda vermediği o günü düşündüğü yok!
İmansız ölmenin ebedi cehennem olduğu bilindiği halde imansız ölmekten korkulmuyor, sanki hiç ölmeyecekmiş veyahutta ölünce hayvanlar gibi toprak olunacakmış gibi anlatılanlar fayda vermiyor, herkes bildiği gibi yaşıyor.
İmansız ölmemek için geçmişte yaptıklarımıza pişman olup öbür dünyayı kazanmak için azami gayret edilmelidir. Bu konuda yapılan ikazlar dikkate alınmalıdır. İnsan, sadece kendini değil, ailesini, etrafını, bulunduğu toplumu, arkadaşlarını düşünmeli ve kurtuluşlarına vesile olmaya çalışmalıdır.
Hz.Allah(cc) “Ey iman edenler! Allah’tan, O’na lâyık bir takva ile korkun ve ancak Müslüman olarak can verin!” (Âl-i İmran, 102) buyurarak son nefese kadar imanlı kalmak için korkmak ve sakınmak gerektiğine işaret etmiştir.
Hz. Yusuf(as); “Rabbim, bana hükümranlık verdin, rüyaların yorumunu öğrettin. Ey göklerin ve yerin yaratıcısı, dünya ve ahirette koruyucum Sensin. Beni Müslüman olarak öldür ve iyilere kat!” (Yusuf, 101) diye dua etmektedir.
Bir peygamber Allah(cc)’a Müslüman olarak öldürmesi için yalvarıyor. İnsanlık imansızlık felaketine sürüklendiği halde bırakın yalvarmayı, pişman olmayı umurunda bile değil; umurunda olmadığı gibi Allah(cc)’a ve Resulü Hz. Muhammed(sav)’e düşmanlık içerisindedir.
Peygamber Efendimiz(sav); “Kimin cehennemden kurtarılıp Cennet’e konulmak hoşuna giderse, ölümünü, Allah’a ve ahirete inanmış olarak karşılasın...” (Ahmed b. Hanbel, 11, 192) buyurmaktadır.
Endişe etmek, korkmak gerek; şu anda iman sahibiyiz ama son nefesimizde iman üzere ölecek miyiz, diye.
Peygamber Efendimiz(sav); “Ey kalpleri halden hale (imandan küfre, küfürden imana, çeşitli duygu hallerine) çeviren Allahım, benim kalbimi dinin üzere sabit kıl!” (Tirmizi, kader, 7; İbn Mace, mukaddime 13) diye dua etmektedir.
Peygamber Efendimiz(sav); “Üç özellik vardır ki; bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar: Allah ve Resûlünü, herkesten fazla sevmek, sevdiğini Allah için sevmek, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi çirkin (ve tehlikeli) görmek.” (Buhârî, Îmân 9, 14, İkrah 1, Edeb 42; Müslim, Îmân 67) buyurmaktadır.
Pişman olunacak yer bu dünya olup ahiretteki pişmanlığın hiç faydası yoktur. Efendimiz(sav), “Pişmanlığın en kötüsü ahiretteki pişmanlıktır” buyurmaktadır. Ahiret ceza yeri, pişmanlık değil! Bir insan hangi büyük günahı işlerse işlesin hangi yaşta olursa olsun dünyada iken pişman olması lehinedir. Çevremizde birçok insanın pişmanlık duyarak hayatını Allah(cc)’ın emir ve yasakları doğrultusunda değiştirdiğini görüyoruz.
Dünyada iken pişman olanı Allah(cc) sever ve yaptığı güzel işlerin sonucunda affeder. Günahlarımıza pişman olup Cenab-ı Allah’ın affına mazhar olalım.
Pişmanlığımız ahiretimizin kurtuluşuna vesile olması dileklerimle.