Para piyasalarında tahmin etmek kolay fakat tahmin ettiğini tutturmak o kadar kolay değildir. Hele elinde gerekli belge, bilgi ve veri yoksa işin içinden çıkamazsın. Ben yorumlarımda ve tahminlerimde hem elimdeki verilere hem de gelecek verilere bakarak yorum yaparım.
Dolar/TL 2,405 seviyesine çıktığı gün Dolar/TL’nin yapmış olduğu bu hareketin sadece içeriye bağlı olmadığını, dışarıda jeopolitik gelişmeler ve Rusya’da Rublenin durumuyla ilgili olduğunu yazdım. Dolar fiyatının geri geleceğini 2,280 seviyelerinde de alım yapılabileceğini belirttim. Yaklaşık bir aylık süreç içerisinde doların 2,280 seviyelerine geldiğini görüyoruz. Israrla altını çizerek söylediğim yerdeyiz. Artık buralardan kademeli olarak alım yapılmalı, bu rakamlar kalıcı olamaz, tekrar piyasalarda yukarı yönlü hareketler olacaktır. Temkinli durmanın zamanının geldiğini söyleyebilirim. Belki Dolar/TL fiyatlarında biraz daha geri çekilme gerçekleşebilir. Ancak onun olabilmesi için önemli veriler lazım, örneğin Euro/Dolar paritesinde yeniden 1,25’e doğru bir yükseliş görebilirsek. Dolar/TL ancak o zaman 2,280 seviyelerinin altını test eder veya ABD tarafından faiz artırımının 2016 yılına sarkacağı ile ilgili haberler gelirse yine 2,250 seviyesinde bir Dolar/TL fiyatı görebiliriz. Aksi hallerde dolar/TL 2,280 seviyesinin altına gelmesi çok zor görünüyor. Euro için ise olağanüstü günler geçiriyoruz. Euro bölgesindeki kırılgan yapı ve Avrupa Merkez Bankasının 22 Ocaktaki toplantısında varlık alımı ve parasal gevşeme yapacak haberleri Euro’ya güç kaybettirmeye devam ediyor. Global piyasalarda Euro başta dolar olmak üzere tüm para birimleri karşısında değer kaybediyor. Euro/Dolar paritesi 1,17-1,18 arasına sıkışmış durumdadır. ECB’den parasal gevşeme gelecek olursa Euro/Dolar paritesini hızla 1,15’li seviyelerine kadar gelecektir. Bu da Euro’daki kan kaybının devam edeceği anlamına gelir.
20 Ocakta Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankasının toplantısı var. Faizlerde bugünkü konjöktüre baktığımızda 0,25 baz puanlık bir faiz indirimi gelebileceği konuşulmaktadır. Fakat 20 Ocak’a kadar hala çok zaman var. Dövizde ani bir sıçrama olmaz ve piyasalardaki sakin hava devam ederse Merkez Bankasının elini güçlendirir. Faiz indirimi olabilir fakat piyasalarda yaşanacak en ufak olumsuzluk faiz indirimini öteleyecektir.
Altın fiyatları ufak ufak da olsa yükseldi. 90 TL seviyelerinde denge arayışı içerisindedir. Altın ile ilgili düşüncelerimde her zaman şunu söyledim. “Altında aşırı değer kaybı yaşandı, 82 TL seviyelerinden ısrarla kademeli olarak altın alın, ben altında temkinli duruşun olması gerektiğine inanıyorum dedim.” Çünkü uzmanlar aşırı derecede Altının Ons’unun 1000 dolar seviyesine geleceğini piyasalara enjekte etmeye çalıştılar. Fakat piyasalarda altın 1130 Ons/Doların altına hiç gelmediğini görüyoruz. 1130 dolar seviyesi iyi bir destekle karşılandı. Şu sıralar 1240 Ons/Dolar seviyelerindedir. Altın bir süre buralarda destek arayışı içerisinde olacaktır. Buradan bulacağı destekle de 1400-1500 Ons/Dolar seviyelerine kadar yükselebilir. Avrupa Merkez Bankası ECB’nin yapacağı parasal genişleme, olacak olursa bu da Altını yukarı götürmeye yardımcı olacaktır.
Petrol fiyatlarındaki düşüş devam ediyor. Brent Petrol’ün varil fiyatı 45 dolar seviyelerine kadar geriledi.Yavaş yavaş petrol fiyatlarında da düşüşün sonuna geldiğimize inanıyorum. Daha fazla düşüşe OPEC üyesi ülkeler müsaade etmeyecektir diye düşünüyorum. Petrolün düşüşü zaten Rusya ekonomisine yeterince zarar verdi. Bizim açımızdan olumlu geçen bu süreç cari açığımızın kapanmasında yardımcı oluyor. Hem de enflasyon rakamlarının düşmesine sebep oluyor.Petrolün düşmesinde Rusya gibi petrol üreten ülkeler tabiî ki zarar görüyor fakat bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde en karlı çıkan ülkeler oluyor.