Finansal piyasaların düşmek ve yükselmek için her gün yeni bir bahanesi var. İçeride ve dışarıda yaşanan gelişmeler piyasalar için her gün yeni bir dalgalanma demek, finansal piyasalarda bunu bahane ederek kendisine her gün bir yol çiziyor. Ve kendisine mutlaka bir bahane de üretiyor.
Geçtiğimiz hafta ABD’den gelen tarım dışı istihdam verisi beklentilerden çok düşük çıkarak piyasaları şaşırtmıştı. Gelişmekte olan piyasalar için aslında iyi bir haber olduğunu da belirtmek isterim. Çünkü kötü gelen ABD verisi faiz artışlarının ötelenmesi anlamına geliyor. Piyasalar bunu iyi kullandı ve gelişmekte olan ülkelerin yerel para birimleri değerlendi. Buna TL’yi de ekleyebiliriz. Görüldü ki gelişmekte olan ülkelere para girişleri var. Borsalara da alımlar geliyor. Borsa İstanbul 80,000 seviyelerine kadar yükselse de 80,000’i göremeden tekrar satışlara döndü. Günü 78,358 puandan kapattı.
Tarım dışı istihdam sonrası Dolar/TL 3,020 seviyelerinden hızla 2,950 daha sonra 2,920 ve en son 2,885 seviyesine kadar geri geldi. Euro/TL 3,440 seviyelerinden ilk etapta 3,380 daha sonra 3,340 ve 3,265 TL seviyesine kadar düştü. Daha öncede köşemde yazdığım gibi 2,920 seviyeleri alım için fırsat demiştim. Bizim öngörümüzden 0,035 TL daha aşağı düşerek 2,885 seviyesi dip yaptı. Buradan gelen tepki alımları ile 2,910 seviyesinde hareket eden dolar/TL bugün de yine Çin’den gelen kötü verilerle yönünü tekrar yukarıya çevirdi. Piyasaların her zaman yükselmek veya düşmek için kesinlikle bir bahanesi var. Çin verileri sonrası dolar/TL’nin tekrar 2,960 seviyelerinde, Euro/TL’nin de 3,350 seviyelerinde hareket ettiğini görüyoruz. Bu hareketlerin önümüzdeki günlerde artarak devam edeceğini düşünüyorum. Piyasalar bulunduğumuz bu günkü ortamda içeride ve dışarıda yaşanan gelişmelere çok büyük tepki vermeye başladı.
Çok güçlü bir hükümet ortaya çıkarsa bu hem içerideki finansal piyasalar için pozitif bir gelişme hem de dışarıda sınırlarımız ötesinde ve sınırlarımızda yaşanan gelişmeler için güçlü bir sinyal olacaktır. Ekonomik anlamda da güven veren bir ortam geri gelecektir. Bunları sağlayabilirsek önümüzdeki dönemde önemli kazançlar elde edebiliriz. Aksi halde yabancı yatırımcının da kaçtığı bir ortam olursa 2015 yılını kaybettiğimiz gibi 2016 yılında da sıkıntılı günler yaşayabiliriz.
ABD ve Avrupa tarafından bugün ve yarın önemli ekonomik veriler gelecek. Başta enflasyon verileri olmak üzere ithalatın ihracatı karşılama oranları ve haftalık işsizlik raporları, bu verilerin etkisi Euro/Dolar paritesi üzerinde biraz daha fazla olacak. Avrupa tarafından gelecek olan verilerin çok da iyi olacağını düşünmüyorum. Wolksvagen’de yaşanan gelişmeler Deutschebank’ın zarar açıklaması, eksi enflasyon verileri Avrupa için negatif gelişmelerdir. ABD tarafından uzunca bir süredir gelen veriler çok iyi, sadece arada bir tane tarım dışı istihdam verisi beklentileri karşılayamadı. Ama FED’den faiz artırımı önümüzdeki dönemde başlayacak. Bu da Euro/Dolar paritesini dolar lehine işlemesini sağlayacak. Önümüzdeki süreçte dolar endeksinde tekrar yükselişler başlarsa Euro/dolar paritesinde 1,05 seviyelerini test edecektir.
FED’de oy kullanma hakkı olan bazı yöneticilerin ise kafa karıştırmaya devam ettiğini görüyoruz. FED’in hemen faiz artırımına başlaması gerektiğini söyleyen yöneticilerde var, FED’in faiz artırımlarına 2016 yılına bırakması gerektiğini söyleyenlerde var. Piyasaların kafası iyice karıştı. Fakat FED Başkanı Yellen’in geçtiğimiz haftalarda senato da yapmış olduğu sunumda FED’in 2015 yılı içerisinde faiz artırımlarına başlayacağını belirtmesi piyasalarda en az bir faiz artırımının 2015 yılı içerisinde olacağı inancını artırdı.
İçeride ise dün önemli veri Ağustos ayı carı işlemler dengesi verileri açıklandı. Beklentilere paralel gelen cari denge yıllık bazda Ocak-Ağustos döneminde 25,6 milyar dolar oldu. Hatırlayacaksınız cari açığımız yıllardır 40-50 milyar dolar arası olurdu. Gelen verilerin iyi olduğunu, Petrol fiyatlarının cari açığımızın iyileşmesinde çok büyük etkisi olduğunu da söyleyebiliriz.