Bizim gazetecilik mesleğine başlamamız bir insanın gençliğinin en deli dönemlerinde idi. Hani kanın deli deli attığı zamanlarda. Liseyi bitiyoruz üniversiteye hazırlanıyoruz. Üstelik ülkede 12 Eylül İhtilali bile olmamış. Ülkeyi bırakın güzel Konya’mın bile semtleri sokakları bölünmüş. Birileri o semte giremiyor, diğeri o sokakta yaşayamıyor.
İki kardeş biri sağcı, biri solcu. Birbirlerini vuruyorlar. Baba iki evladını ayıramıyor ama evladı babasını vurabiliyor.
Bırakın insanları devletin polisi bile resmen bıçakla ikiye bölünmüş. POL-BİR’li polis POL-DER’li polis…
Allah o günleri bu millete bir daha yaşatmasın o günlerden bugünlere geldik.
Gelirken tabi ki bu aziz milletle, güçlü devletle geldik.
O günlerde bize öğretilenlerin başında “polisten dost olmayacağı” idi.
Ama bizim öğrencilik ikinci planda gazetecilik dahası muhabirlik hep birinci planda ön safta olunca biz 40 yıl polislerle, askerlerle, istihbaratçılarla bırakın dostluğu kanka bile olduk.
Tabii bu kankalıkta bir şeyi daha öğrendik.
Siz hata yapmadığınız sürece, yasal ve şeffaf oldukça polis gerçekten sizin dostunuz. Ancak ilk tökezlediğiniz zaman polis asla gözünüzün yaşına bakmaz ve soluğu içerde alırsınız.
…………
Ama biz şahsen bugüne kadar bu kesimle yaptığımız dostluktan hiç zarar görmedik.
40 yılda bir defa zarar gördük, zarar gördürenler de bugün FETÖ’den dolayı adaletten kaçıp soluğu Amerika’da alanlar oldu.
Bu kadar lafı niye ettik.
Geçen günlerde şehrimizde tarihi çalışmalara imza atan Başmüdürümüz Hüseyin Namal Bey önce “alo” dedi sonra geldi.
Düşünsenize şehirden ayrılan bir Başmüdür bir gazeteciyi ziyarete geliyor.
Bu dostluğun, bu vefanın, bu ağabeyliğin, bu büyüklüğün adı olur mu?
Zaten Hüseyin Müdürüm “Alo” derken heyecanlanmıştım. Kendisine saygımdan, sevgimden dolayı.
Başmüdürümle yaklaşık iki saat sohbet ettik. Bizimki tek kelime ile dostluktu.
Başmüdürümü gönderdikten sonra düşündüm.
Yanılmıyorsam 6 yıl Konya’da görev yapmıştı. Bugün için Konya polisi FETÖ’de yaptığı çalışmalar ile Türkiye’de 1 numara ise, Konya polisinin dosyaları 1 numaralı dosya ise Hüseyin Müdürün ve ekibinin bu işte çok ama çok önemli alın teri vardır.
Bu işin bugünkü yönü.
Ya TEDES…
Türkiye bir ilkti bizim TEDES.
Ve Hüseyin Müdür bunu belediyelerimiz ile yapmış ve en ince detayına kadar yapmıştı. Bu çalışma ülkenin bir ilki idi.
Kısaca terörden ahlaka Konya polisi Hüseyin Müdür ile seslendirilmeyen görüntülenmeyen bir tarih yazmıştı. Ve o teşkilatın 1 numarası yıllar sonra size çay içmek için uğruyordu.
Bir gazeteci için bir insan için bundan büyük onur olabilir mi?
İki üç gün geceli gündüzlü sevincimden uyuyamadım. Vallahi sıfır araba alsam Hüseyin Namal Bey’in bu ziyareti kadar mutlu olamazdım.
Sağol Müdürüm Allah senden bin kere razı razı olsun. Sen gerçekten baba müdürsün. Konya ya da birileri senin kıymetini bilemedi vesselam.
YA AYDIN NEZİH DOĞAN VALİMİ HİÇ UNUTUR MUYUM?
Konya demeyeceğim de Konya hatta ülkeyi yöneten birilerinin kıymetini bilemediği bir diğer isim de bir dönem şehre damgasını vuran eski Valimiz Sayın Aydın Nezih Doğan Bey’dir.
Kendisi görevde iken herhalde yazdım da gittikten sonra defalarca yazdım “Aydın Nezih Doğan Bey Konya bürokrasini Konya’nın devlet ve bürokrasi hafızasını yeniledi kendine getirdi”…
Sayın Valimizde geçtiğimiz hafta “alo” diyerek bizimle hasbihal ediyordu.
Kendi kendime bu anlarda çok mutlu oluyordum. Sevinçten uçuyordum.
Ama bir yandan da dirgeni yiyen sıpa(!) olduğumuz için kendi kendimi çimdikleyip “Sakın şımarma Uğur Özteke haaa. Bakalım bunun altından ne çıkacak?” diye de korkuyordum.
Sonuçta her mesleğin kendisine göre acı ya da tatlı cilveli yönleri vardır. Bizim meslek ise tekkelime ile çile mesleğidir. Ama en büyük kazancıda böylesine önemli devlet adamlarının yanında iyi bir iz bırakabilmektir.
Dahası dost abi kardeş olabilmektir.
MERKEZ MAKRO’NUN ORADAKİ PTT ŞUBESİ
Biliyorum bazı sıkı okurlarımız bizim bu kadar iyi yazmamıza alışık değiller.
O zaman buyurun sizden gelen bir isteği paylaşarak bugünü tamamlayalım.
Okurumuz ne diyor, “Abicim burası merkez Makro’nun altında bulunan PTT şubesi. Bu şubenin açılış amacı vatandaşa hizmet ve diğer PTT hizmetlerinin yoğunluğunu azaltmak içindi. Ben birkaç kez buradan hizmet almak için geldim. Ama inan her geldiğimde aynı sıra ve çalışan bir görevli. Şu anda sırada bekleyen 11 kişiye yakın kişi var. Bu görevli tüm iyi niyeti ve çalışkanlığı ile her kişiyle 5 dakikada ilgilense toplam 55 dakika sonra sıra bize gelecek.
En önemlisi bu kalabalıktan ve sıradan dolayı Nişantaşı Mahallesi civarı burayı tercih etmiyor. Ama burada görevli sayısını çoğaltırlar ise bu civardaki Yapıcı-Kemerli-Selçuklu Kaymakamlığı-Demirci - 4. Noter ile Hazım Uluşahin İş Merkeziyle birlikte mahalle halkına da hizmet verir.
Ama dediğim gibi bir görevli ve bu kadar sıradan kimse burayı tercih etmiyor yazık.
Gelenler ise bir daha gelmemek üzere pişman oluyor. Aynı benim gibi 14. Noter ve 7. Noter.
Bunların hepsi Makro’ya 100 metre uzaklıkta düşünebiliyor musunuz?
Yani abicim burayı bir düzene koysa PTT’nin yoğunluğu azalır. Bildiğin gibi merkez PTT’de bir posta için 35 dakikada zor sıra gelmişti. PTT kendisini çok geliştirdi ama buraya küçük bir dokunuş gerek.”
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Maksada sabırIa erişiIir, aceIeyIe değiI. Sabret ki doğrusunu AIIah iyi biIir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Araçlarımızı otoparklara park etme alışkanlığını kazandığımız zaman daha iyi ADAM oluruz