Çok kızmama, hatta öfkelenmeme rağmen ben büyük, küçük makam sahibi, servet sahibi işsiz ya da emekli herkesi dinlerim. Herkesin görüşüne saygı duyarım. Dün sabah yine başta bu şehrin trafik olmak üzere okuduklarımla yaşadıklarımla çok öfkelenmeme rağmen bir Büyükşehir çalışanı büyüğümü yaklaşık 1.5 saat dinledim. Ne yalan söyleyeyim bu abimiz bütün sinirimi aldı attı ve makam odasından çıkarken beni sabun gibi yapıvermişti. Öfkelerimi ve kızgınlıklarımı daha sonra kullanılmak şartı kaydı ile bir kenara koyup bugünkü mevzularımıza hızla girmek istiyorum.
BAŞIMIZA TAŞ DEĞİL
KURŞUN YAĞMASIN DİYE
DUA EDELİM
Pazar günü akşam saat 18.51.
Bir dostumuz sıkı bir okurumuz önce şu fotoğrafları gönderdi
Sonra da şöyle diyordu;
“Uğur abicim Selamünaleyküm.
Burası Kule’nin otoparkı. Araç otoparkta ve yorgun kurşun 15 saniye öncesi aracın durumu. Aracın içinde de 2 tane çocuk var. Diyecek hiçbir şey bilemiyorum.”
………………
Bu konuda ne polise denilecek tek kelime var ne bir başka yetkiliye.
Memlekette silah tabanca tüfek bu kadar basit peynir ekmek pardon simit gibi satıldıkça, parası olan da olmayan da her markasına göre silahlandıktan sonra diyecek bir şey yok.
Tamam bugüne kadar bizim nesil “at, avrat silah” diye büyütüldük ve bizden sonra sizler de Türk’ün şanına uygundur, her Müslüman akıllı ve güçlü olmalıdır denildiği için, Allah, Allah nidaları ile buralara kadar geldik (!).
Gelmeye geldik de bundan sonra nasıl gidilecek? Orası büyük muamma işte.
Yemin ediyorum polis gece gündüz devriye geziyorum ama vatandaşın umurunda mı? Vatandaş isterse sevinsin isterse üzülsün hatta canı mı sıkıldı çıkartıyor tabancayı tüfeği sıkıyor. 7’sinden 77’sine kimin canı sıkılıyor havai fişeği atıyor. Havai fişek akmak için artık öyle düğün derneğe filan da gerek yok.
Eeeeee ortam böyle olursa gökten sadece yorgun kurşun yağıyorsa, bir de çoluğun çocuğun kafasına değil de arabayı delerse bizim o abimize dediğimiz gibi “gideceksiniz iki rekât da şükür namazı kılacaksınız. Bugünler iyi günler diyeceksiniz.”
UĞUR BAŞKAN’DAN O ÜST GEÇİDİN
ADININ KORUNMASINI RİCA ETSEK
Malum Aydınlıkevler’in girişindeki yaya üst geçidi yıkılıyor.
Burası benim bildiğim Konya’nın ilk yaya üst geçidi.
Kulakları çınlasın Selçuklu’nun ilk belediye Başkanı İsmail Öksüzler abinin zamanında yapılmıştı. O köprü açılırken de naçizane bu garip Gazeteciler Cemiyeti Başkanı idik. İsmail abime rica etmiştik. O günlerde elim bir kaza sonucu hayatını kaybeden gazeteci arkadaşımız Orhan Samur’un isminin buraya konulmasını rica etmiştik. Çünkü o güne kadar çeşitli vesilelerle aramızdan ayrılan genç yaşlı bir sürü gazeteci olmuştu. Ama hiç birini adı bir yere verilmemişti.
Başkan İsmail abi bizim bu isteğimizi kırmadı. O gün o yaya üst geçidinin açılışında bir tören düzenlendi. Hatta hâlâ Selçuklu Belediyesinin en vefakâr ve çilekeş isimlerinden Müdür Ali Düz kardeşimiz de bize çok yardımcı oldu ve törenle yaya üst geçidine “Gazeteci Orhan Samur” ismi verildi. Daha sonra bizim dönemde hatırladığım rahmetli olan Galip Yenikaynak ve İbrahim Sur için de oturdukları sokaklara isimlerinin verilmesini sağlamıştık.
Şimdi Uğur Başkan’dan bu konuda bir ricamız olacak. Elbette artık öyle başkan filan değiliz. Sadece eğer haddimizi aşmıyor isek ve mümkün ise o bölgede yeniden ayağa kaldırılacak üst geçitte Orhan Samur isminin devamı sağlanmalıdır.
“POŞETÇİ”NİN YANINA KİMSE YANAŞMAZDI
Biliyorsunuz ki ölümü ve ardından kalan mirası bile yaşarken ki halinden daha şanlı olan Poşetçi Dede’nin ne kadar akıllı olduğu ve parayı da bizden daha iyi bildiğini şimdi daha iyi anlıyoruz değil mi?
Memlekette bugünlerde tek sorun var; POŞET…
Ülkede enflasyon yıllık yüzde 20 civarında iken, benim gibi garip işçi emeklisine yüzde 10 zam verilecek ama biz hâlâ poşeti konuşuyor olacağız.
Pazar akşamı bir dost gönderdi. Poşet olayını protesto için bir yerde mağazaya eşek sokmuşlar.
Bizim Volkan geçen gün bir poşet hesabı yapmış ve bunu da sosyal medyada paylaşmış.
Hesap çok basit düz mantık.
“Poşet
A101 ve BİM için küçük bir hesap.
A101’in 8 bin, BİM’in 6 bin 800 şubesi var.
14 bin 800 şube;
Şube başına 200 poşet
14800 x 200=2.960.000 adet
2960000 x 25 krş=74.000.000 günde
74.000.000 x 30=2.220.000.000 ayda
2.220.000.000 x 12=26.640.000.000 yılda
Bu paraların bence marketlerin bulunduğu il sınırları içinde kalması gerek.” deyivermiş…
Ah dedem ahhhhhhhhhhhhhh.
Belediye otobüsünde gider en arka sıraya otururdun, kimse yanına yanaşamazdı. Ben de yanaşamazdım, korkardım.
Ayakta dururdun kimse yanında duramazdı. Ben de…
O Gazi İlkokulu Durağı ya da Teksas Pavyonu durağı diye bilinen durakta otobüs bekleyenlere tek tek yanaşırdın kimi ya korkusundan 25 kuruş, 50 kuruş verirdi. Korkmayan da arkasına döner beklerdi. Kimseyi rahatsız etmezdi. Demek ki o bizden çok daha akıllı imiş ki, çünkü o bizden çok daha ileri görüşlü imiş ki bu günleri görmüş değil mi?
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Umma ki küsmeyesin…
NE ZAMAN ADAML OLURUZ?
Meram Yeni Yolda sol şeritten bomboş olan sağ şeride geçerken aniden frene basıp durup soldan sağ şeride geçmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.