Bir ateş düştü, her yeri yaktı.
Düştüğü yeri yakmadı, zaten düşmediği yer de kalmadı.
Bizler burnumuzdan akan sümükleri çeke çeke geçtiğimiz sabah sıralarında “Varlığım Türk varlığına armağan olsun!” diyerek büyüdük. Şimdi varlığını bizim varlığımız için feda eden çocuklarımıza dualar ediyoruz. Arkada kalanlara sabır, arkada bırakanlara rahmet…
Herkes biliyor kırılan camların yerine takılabileceğini, nefret söylemlerinin dineceğini. Belki de bu yüzden alabildiğine uzun kusuyoruz öfkemizi, sırf acımızı biraz daha erteleyebilmek için.
Yine de herkesin içinde bir umut, ufukta güneşli günler…
Her şeyden ötesi, şehit anasının oğlunun postallarında yetiştirdiği çiçekler!