Bugün, 25 Mart 2009 tarihinde Türkiye’yi yasa boğan elim Helikopter kazası sonucunda vefat eden Türkiye Cumhuriyeti Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu’nun ölümünün 6. yıl dönümü vesilesiyle hislerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Hemen hemen herkesin ortak yorumudur ki Muhsin Yazıcıoğlu bir milletvekili olmakla birlikte siyaset üstü bir insandı. İnsanlar, onun başında bulunduğu siyasi partiye mensup olsun olmasın, savunduğu görüşlere katılsın veya katılmasın Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu hakkında “Adam gibi Adamdı” tabirini kullanmaktadır. Yazıcıoğlu’nun ve arkadaşlarının ölüm şekli yediden yetmiş yediye herkesi hüzünlendiren bir şekilde gerçekleşmiş olduğundan ve üstelik yıllar önce cezaevinde yazmış olduğu şiirin bu açıdan çok manidar bulunmasından dolayı, insanlar hüzünlerini daha kuvvetli bir şekilde yaşamışlardır. Hayata karşı verdiğimiz mücadele, hayata bakış açımız, yaşam biçimimiz veya siyasi düşüncemiz ne olursa olsun sonuçta hepimiz insanız. Bu noktada hüzün de insana özgü bir duygudur. Ben de hayata duygusal bakan bir insan olarak, bu acı ölümden ve Muhsin Yazıcıoğlu’nun gazete, dergi ve televizyonlarda günlerce yer bulan şiirinden çok etkilenmiştim. Bu duygu yoğunluğu içerisinde, babasını genç yaşta kaybetmiş birisi olarak Rahmetli Yazıcıoğlu’nun defnedildiğini gördüğüm dakikalarda dudaklarımdan dökülenleri bir şiir haline getirmiştim. Bu dizeleri, Yazıcıoğlu’nun ölümünün 6. yıldönümü münasebetiyle sizlerle paylaşmak istedim. Bu vesile ile rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu ve yakın zamanda kaybettiğimiz annemiz Fidan Yazıcıoğlu’na Allah’tan gani gani rahmet diliyorum.
Zirveye çıkardın yüce davanı
Beyazlar üstüne kırmızı düştü
Üşürken ağlattın seni seveni
Arkandan binlerce yiğitler koştu
Adam gibi adam dedi her duyan
Yıldızdı bildik ya o gökte kayan
İnanmadı ölüşüne seni görmeyen
Ümidimiz her gün yeniden coştu
Hücrede yatarken göğsünü gerdin
Binlerce Mehmed’e sen azim verdin
Vatana millete hizmetti derdin
Çektiğin çileye bakışın hoştu
Gözleri kamaşan günden güneşten
Zorluktan kaçanlar el çeken işten
Bilmedi kıymetin sevdi de içten
Sevdamız gönüllere sığmadı taştı
Sonsuzluğu özledin acı çekerken
Tırnağınla geldin de gidişin erken
Sen gökte uçmağa kanat açarken
Duamız yerleri gökleri aştı
Sen üşüme yeter çok ağıt yaktık
Akif’in yanına gittik bıraktık
Şimdi üşümek bizedir artık
Oysa yürekler yandı tutuştu
Eşrefoğlu sus artık nedir bu figan
Ölüm hak bilirsin bilir inanan
Şehidini arkasından rahmetle anan
Türk’ün sınavı kordu ateşti