Gelişine
Sende çok okunur Kur’an
Zincire vurulur şeytan
Bize bol bereketler sunan
Hoş geldin rahmet ayı Ramazan
Gidişine
Bizim affımız için şahadet et
İlkin bereket sonun rahmet
Ne olur kusur etti isek affet
Elveda rahmet ayı Ramazan
İlahi rahmet ve mağfiratiyle imanlı gönüllere huzur ve ferahlık bahşeden ve inanalara fazilet cevheri sunan mübarek Ramazan ayının sonlarına geliyoruz. Biz inanlar dünya hayatının geçici emel ve arzularına kanmadan, nefis ve şehevi isteklerin cazibesine aldanmadan oruç tutup namazlarımızı kılarak bu mübarek ayın imtihanından başarılı bir şekilde çıkabildiysek ne mutlu bize bu güzellikler ışığında Bayramı da hak etmişizdir inşallah.
İnsanoğlu dünyaya gelmenin hikmet ve manasını kavrakmaktan aciz ve basiretsiz, dar görüşlü kimselerin, mevki ve makamları ne olursa olsun iman gibi bir lezzeti tatmadan namaz oruç ve zekat gibi kulluk vazifelerini yapamadan nefislerini kahve köşelerinde içki sofralarında çılgın arzu ve istekler peşinde tüketerek eli boş olarak Allahın huzuruna yönelmelerinin korkunçluğunu kelimelerle ifade etmemiz mümkün değildir. Yerde yürüyen bir karıncadan havada uçan minnacık bir sineğe varıncaya kadar, bütün kainattaki canlı cansız her şey Allah’a karşı vazifelerini eksiksiz ifa ederken, biz insanların bu derece sefalete düşmesi utanç verici olsa gerek.
Böyle gafil olanların tek yapabilecekleri şey Azrail kapısını çalıp da canını alarak Allah’ın huzuruna varmadan tövbe istiğfar ederek Rabbimiz’den af dilemek ve bir daha hataya düşmemeye söz vermektir. Zira Yüce Rabbimiz Kuran’ı Kerimde “Allahın rahmetinden umudunuzu kesmeyiniz” buyuruyor. (Zümer/53) Bunu düşünerek af dilemek akıllılık olur.
Bir de sadece kulluğunu Ramazan ayına bağlayanlarımız var. Ramazanı değerlendirip sonra “Allah’a ısmarladık namaz, Kuran, cami, ben onbir ay istirahatlıyım Cuma ve bayramlarda ziyarete gelirim” diyenlerin gafleti de bir ayrı acınacak durumdur. Çünkü Allah’a karşı vazifelerimizi yapmak sadece Ramazan ayına mahsus değildir elbette. Allah’ın ve Resulünün emirleri hayatımız boyunca tatbik edeceğimiz vazifelerimizdir.
Şöyle düşünmek bile bize çok şey kazandırır, günde belirli bir gıda almayan canlı nasıl birtakım hastalıklara düçar olur hayatını kaybetme gibi bir durumla karşı karşıya kalırsa maneviyattan gıdasını almayan bir insan da musalla taşından sonra açılacak ebedi hayatta korkunç cehennem alevleri ile karşı karşıya kalır.
Bu ayda her Müslümanın üzerine Fıtır Sadakası vermek vaciptir. Fıtır sadakası büyük küçük herkese gereklidir. Ayrıca bu fıtır sadakası bayramdan önce mutlaka verilmelidir. Şayet bayramdan sonra verilirse normal sadaka olur. Fakirlere yoksullara yardım hedefi gözetmeyen dernek ve kurumlara fıtır sadakası verilemez.
Yazımıza son verirken, bu ay da sadakalarımızı vermeyi ibadet ve taatlarimizi riyadan uzak uzak tutmayı, mübarek ayın her gün ve gecesini ihya ederken fakirleri kimsesizleri daima gözetmeliyiz. Ve son olarak acizane şu duada bulunalım da Rabbimiz oruçlarımızı, namazlarımızı, ve her türlü ibadetlerimizi kabul etsin, nice Ramazanlara ve Bayramlara cümlemizi kavuştursun. Amin...