Ben beni bildim bileli, bizi rahatsız eden, belki de kendi rahatsızlığımızdan dolayı böyle bir garip durum içerisine girdiğimiz Konyalılık, Konya imajı gibi bir sıkıntımız var.
Üniversite yıllarında bu durumla sık sık karşılaştım. Ne zaman güzel örnek bir davranış yapsak öğrencisi de hocası da hemen sorardı “Siz nerelisiniz?” cevabımız net “Çok şükür Konyalıyım”…
Ve hemen “aaaaaa hiç Konyalıya benzemiyorsunuz”
Ankara’da aynı durum, İstanbul’da aynı senaryo, o yıllarda zaman zaman düşünürdüm acaba “birileri BİZ Konyalıların 4 kulağı, iki ağzı filan mı var sanıyor ki?”…
Geldiğimiz noktada Konyalılıktan, Konya’da yaşamaktan çok şükür hiç rahatsızlık duymadık dahası övündük.
Haa Konya içinde de “neresinden?” dedikleri zaman bilenler bilir tek bir cevabımız olur “Çok şükür Hadimliyim. Hem de Hazreti Hadimi’nin torunuyum”…
………………
Malum bu günlerde üniversitelerde kayıt dönemi başlıyor.
Şehrimize ilk defa gelen öğrenci adayları ve aileleri özellikle de meraklı erkenciler geliyor.
Ve bu durumla birlikte şehrimizin en güzel en iyi şekilde tanınmasını özellikle de “ilk görüşte Konya imajının hafızalarda dört dörtlük olmasını” arzu eden okurlarımız iki ayrı bölgemizden onlarca kare fotoğraf çekip gönderdiler.
Mesela şu kareler Necmettin Erbakan Üniversitemizin yeni muhteşem kampüs bölgesinden gönderildi.
Evet gözbebeğimiz üniversiteye kayıt için gelecek öğrenci, öğrenci velisi bu durumla ilk karşılaştığı zaman “Aman Allah’ım ben nereye geldim?” diyerek üzülebilir.
Okuyucumuza hak vermemek elde değil.
Diyelim ki bizler aynı durumda bir Anadolu şehrine gidecek olsak aynı şeyi düşünmez miyiz?
Yalana gerek yok “düşünürüz” dahası alternatifimiz varsa vazgeçmek için hemen ikinci hatta geçeriz.
Burada tahminen üniversite yönetiminin de yapacağı bir şey yok.
Ancak kim ne yapacaksa yapmalı diye düşünüyoruz. Çünkü bu yol ne üniversitemize ne de Konya’mıza yakışıyor.
PEKİ YA BUNA NE DEMELİ?
Üç aşağı beş yukarı aynı konuyu ilgilendiren, aynı şekilde düşündüren bir başka bölgeden farklı kareler.
Burası da Anıt bölgesinde eski stadyumun giriş mıntıkasında kaldırımdan karelermiş.
Bizimle bu kareleri paylaşan duyarlı okurumuzda özetle şunları söylüyordu “Uğur abi buradan her gün Ankara’dan İstanbul’dan şehrimize gelip giden yerli bazen de yabancı turistler geçiyor. Özellikle de ilk gelenler bizim Konya’mızı niye pis kirli ya da kırık dökük olarak tanısın. Ayak basar basmaz neyle karşılaşırlarsa akıllarında hep o görüntüler kalır. Hiç değilse bu tür güzergâhlara daha çok önem vermek gerekmez mi?” diyorlardı.
Haklısınız.
Haklısınız.
Ama inanın siz ne kadar haklı iseniz bizi yönetken özellikle de Belediye Başkanlarımız haksız…
Niye mi?
Bizi öyle yüksek seviyelere çektiler ki biz artık adım attığımız yerde bölge semt mahalle ne olursa olsun yerde bir izmarit, tek kırık bir dal dahi görmeye tahammül edemiyoruz.
Şahsi kanaatimi söyleyeyim mi?
Konyalı olarak böyle bir şehir istemekte haklıyız.
Ne zaman Konya dışına çıkıyoruz işte o zaman bu şehri mumla arıyoruz.
Yanlış mı?
RECEP KONUK’UN YERİNE KİM GELECEK?
Recep Başkan 26 Ağustos’taki Genel Kurul’da aday değilim, ben yoktum demiş.
Konya yıkılıyor.
Kimsenin beklemediği bir karar.
Şehir için de, Şeker camiası için de şok etkisinde bir karar.
Recep Konuk’u tanıyanlar bilenler bilir. Başkan “yokum” dedi ise asla dönüp bir daha bakmaz.
Üzülenlere, yıkılanlara başkanın bu karanına bir de şu pencereden bakmalarını isterim.
Konya için değil, Türkiye için değil dünya çapında akıl almaz projelere imza atıp bunlara hayata geçiren "BAY BEYİN"inin inanın bir bildiği vardır.
Kusura bakmaz iseniz Recep Başkan’ı eğer birazcık tanıyor isem ki bu noktada tevazu göstermek istemem, “Bizim başkanın bir işin hesabını en ince detayına kadar yapmadan imza atmaz, adım atmaz.”
Haaa ben de şaşırdım.
Ama hemen ardından da dedim ki “Bu kararın ardında mutlaka Konya Şeker için de, Türk ve Konya çiftçisi içinde bir hayır vardır. Müjde vardır”…
Bu işin detaylarını zaman içerisinde sonra açarız.
Sonra insanlar hemen ikinci soruyu soruyorlar
“Peki kim başkan olacak?”, “Başkan kişi işaret edecek?”…
Recep Başkan buna da “Valla ben birini işaret etmem. İleri gelenler, ülkenin ve şehrin büyükleri istişare etsinler. Güçlü bir ekip kurun. Büyüklerimiz kimin başkan olmasını isterse biz de ona yardımcı oluruz” demiş.
Bu iş daha çok yazılır çizilir bugünlük bu kadar.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Delikanlılık ne racon kesmek ne adam öldürmek, ne de haraç yemektir. Delikanlılık akşam olunca evine ekmek götürmektir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Korna yapmanın trafik işaretleri ile de yasak olduğu yerlerde ısrarla korna yapmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz