Efendim geçen hafta referandum süreci ile ilgili bir makale kaleme almış, bu süreçte “hayır” bloğunun kampanyalarını akıl-mantık, bilgi-belge, nezaket, saygı, kurallarını yok sayarak hırsla ve iftiralara dayalı algılarla acımasızca yürüttüğünden bahsetmiştim.
Hayırcılar bu tavırlarına devam etsin, yapılması gereken “EVET” cephesinin savunmalarını karşıtçı muhataplarına sakin, düzgün, akıl ve mantık ölçüsüne dayanan bilgilendirmelerle, yakın-uzak tarihli sosyal vakıalardan örnekler vererek ortaya koymaları gerektiğini de söylemiştim.
Bu çerçevede bir sivil toplum örgütünün üniversite öğretim üyelerini ve AK Parti Konya teşkilatı ile bir araya getirdiğinden bahisle çok geç kalınmış bir toplantı olduğunu vurgulamıştım.
Bu ilk makaleme güzel tepkiler yanında bazı itirazlar da aldım. Her zaman söylediğim gibi nezaket ölçüsünde hoşumuza giden ve gitmeyen tüm tepkiler kabulümüzdür. Toplantıda bu referandumun günlük siyasetin çok üzerinde bir anlayışla geleceğe akan bir davanın temsil edildiğini bu yüzden de tüm sağduyu sahibi kesimlerin “DAVASINI ÜSTLENMELERİ” gerekir anlayışı belirdi. Devamında referandum sürecinde ele alınacak başlıkları şu şekilde oldu.
Referandumun ana hatta en önemli konusunun “günümüz gençliğinin” sadece referanduma bakışı değil diğer bazı konularda da aymazlıkları tartışıldı. Günümüz gençliğini anlamak çok zor. Bu zorluk gençlerin referandum için ortaya koyduğu tavırdan ziyade ülkesel ve bölgesel olaylara karşı bakışları sorgulanmaktadır. Bazı dönemlerde gençlik akımları olmuştur ancak bunca lüks, her istediği olan, yediği önünde yemediği arkasında bulunan, beş yıldızlı otel konforunda yurtlarda kalan; sıfır okul harcı, giyim, ulaşım, teknolojik ihtiyaçlar bakımından zirveyi yaşayan gençlerle arası çok iyi bir eğitimci olarak bu durumu yorumlamakta güçlük çekiyorum, diyebilirim.
Görülen odur ki, günümüzün yüksek teknoloji gençliği, manevi beslenmesini okul ve aileden ziyade medya kaynaklarından sağladığıdır. Aksi durumda 15 yıllık iktidarının ilk yılında 7 yaşında olan bir çocuk bugün tahsil hayatının sonuna gelmiş iken, özel ve sosyal hayatını düzenlemede bunca problemle karşı karşıya kalması anlaşılır değil.
- konu referandum öncesi süreçte anayasa değişikliğinin topluma neyi getirdiğinin iyi anlaşılması ve topluma doğru anlatılmasının yerinde olacağı oldu. Böylece evetçiler ve hayırcıların çoğunluğunun halen neye evet veya neye hayır diyeceğinin tam bilinmemesi tartışıldı. Bunun için de konuyu iyi yorumlayan uzmanlarının eğitimlerle ikinci halka sözcüler yetiştirmesi ve Yeni Anayasanın ne getireceği tüm topluma aktarılmasının gereği açıklandı.
Diğer bir konu, referandum sürecinde hayırcı kesimden bazıların veya provokatif eylemlerde bulunacak potansiyel kimselere karşı cevap oluşturacak bir faaliyette bulunulmaması, vuku bulacak her tür provokatif eylemlerin sükûnetle savuşturulmasıdır. Bunların yanında öne çıkan diğer başlıklar;
Teşkilatların daha aktif ve tüm toplumla içi içe olması,
Kampanya sürecinin MHP ve Ülkücü gençlerle birlikte yürütülmesi,
Sorunun tüm toplumu ilgilendirdiği için parti ve ideolojik taassubu olmayan kesimlere de gidilmesi,
Konya’nın referandum oylamasında Türkiye rekoru kırması gerektiği vurgulandı.
- ve başarılı bir süreç dileği ile kalın sağlıcakla.