Referanduma ramak kala oyun rengi neye bağlı?

Oktay Mermer

Bu Pazar yani 16 Nisanda referandum da EVET-HAYIR oylaması var.

Çok kimse 18 maddeyi inceleyerek ya da ülkeye kazancı-kaybı ne olur diye düşünerek oy vermeyecek?

Benimsediği lider ne diyorsa ona göre oy verecek.

Peki lider nasıl olur?

Lider birleştiricidir,

Lider verdiği sözü tutar,

Lider güçlüdür gücünü icraatı ile ispatlar,

Liderler darbe ve dış güçlerin baskısına boyun eğmez,

Lider yenilgilerde mazeret uydurmaz.

O yüzden millette bu özelliğe sahip liderin arkasında olur onun ile her yolda her adım da birlikte hareket eder.

Lider Devlet adamı olmalı, önce devlet demeli, lider önce vatan demeli, lider önce millet demeli, lider önce bayrak demeli bu özellikleri taşıyan lidere de EVET denmeli.

1960 yılı askeri darbesini yaşayan, 1980 yılı askeri darbesi sonunda Türkiye’nin muhtıralar, darbeler ile bir ileri bir geri gittiğini bu millet gördü ve çok sıkıntılar yaşamadı mı?

1980 öncesi sağ-sol ile daha sonra mezhepçilik ile o tutmayınca ırkçılık ile bir birimize düşürmeye çalışan dış güçler yarım asırdır bizi Avrupa Birliğine alacağız diye oyalamadılar mı?

Bizi içimizde bölmeye çalışan, bizi aralarına almak istemeyen, Türkiye’den çok geri ülkeleri AB’ye alan düşünceler bizim iyiliğimizi düşünmesi mümkün mü?

Peki bu düşünceler şimdi ne diyor?

Aman haa Hayır deyin. Demiyorlar mı?

Avrupa basının – medyasının Türkiye’deki referandumdaki Hayır çalışmaları neden acaba?

Acaba bizi yıllarca içimizde bölmeye çalışan, bizi birbirimize düşüren, bizi AB almayan Avrupa, bizim iyiliğimiz için mi Hayır kampanyası yapıyor yoksa son kozumuzda tutmazsa AB biter AB dağılır, yine Osmanlı gücü 3 kıtaya hakim olur korkusu mu sarmış olabilir ne dersiniz?

Avrupa da birçok ülkenin genç nüfusu azalmakta,

Avrupa da birçok ülke de dış göç ile gelen nüfus o ülkeyi temsil etmekte,

Avrupa birliğinin ihracatının % 50’sini yapan Almanya İngiltere’nin AB den ayrılmasından sonra ekonomik sıkıntıya düşmesi, Türkiye’deki 3. Havalimanın açılması Lufthansa Alman Havalimanın sonunun gelmesi, Avrupa da Hayır için kampanya yapması ve Türkiye Hükümetinin Bakanlarının, hükümet temsilcilerinin ülkelerine kabul etmemesi korkularının en önemli göstergesi değil mi?

Peki AK Parti hükümetinden önceki koalisyon hükümetlerini düşünün?

Her bakan başbakana bağlı iken genel başkanından talimat alır ve her bakanlık kendi siyasetine hizmet ederdi.

Koalisyonlar da bu ülkeyi IMF ye tutsak etmedi mi?

Sağlık konusunda son 15 yılda yapılan hizmet Avrupa’yı çatır çatır çatlatmıyor mu?

Eğitimde sınıflar 60-70 kişi değil miydi? Bir çok dersin branş öğretmeni yoktu. Birde 20 yıl önce her üniversiteden mezun olan her meslek sahibi öğretmen yapmış olmaları eğitime büyük darbe vurmuştu. Son yıllarda yapılan modern okullar, sınıflardaki öğrenci sayısı 20’lere düşmesi, her derse branş öğretmenlerin girmesi, ders kitaplarının öğrencilere ücretsiz dağıtılması AB’yi kıskandırmaz mı?

Ulaşım medeniyet demektir. Gidemediğin yer senin değildir. Duble yolların ulaşmadığı yer kalmadı. Köprüler, tüneller, alt-üst geçitler, hava yolları, hızlı trenler, deniz ulaşımındaki çağ atlamayı gören AB bunlar nereye gidiyor demez mi?

40 yılda binlerce verdiğimiz şehitler, bölgedeki insanlarımızın çektiği eziyetler, milyarlarca liranın terör ile mücadele için harcanması şu an son noktaya gelen terör faaliyetlerinin bitmesi AB’yi üzmez mi?

PKK-PYD dışarıdan gelen desteğinin azalması, PKK’nın HAYIR demesi için büyük sebep değil mi?

Terör üzerinden siyaset yapan HDP’nin terörün bitmesi ile bölgenin kalkınması, bölge insanının eğitime yeni sanayilere ve iş gücüne kavuşmasını istememesi HAYIR demesine yetmez mi?

15 yılda yaptıkları yapacaklarının teminatı olan hükümetin elinin daha güçlenmesi, darbelere dur denmesi, koalisyonlara kapıların kapanması için EVET demesi bu kadar sebep için yeterli değil mi?

Yerel yönetimlerde de Belediye Başkanı, kendisinin belirlediği başkan yardımcıları ve halkın seçtiği meclis üyeleri yok mu?

Meclis her ay toplanarak alınan kararlar meclisten çıkmaz mı?

Belediye tek kişi tarafından yönetilmekte görülmekte olup meclis tarafından oylama ile oy çokluğu sağlanarak kararın çıkması gibi bir yönetime EVET demek gerekmez mi?

Recep Tayyip Erdoğan, Binali Yıldırım, Devlet Bahçeli, Mustafa Destici, Tansu Çiller ve önceki merhum liderlerin hepsi EVET diyorsa,

Türkiye’nin kötülüğünü isteyen, PKK, PYD, DEAŞ, FETÖ, AB hainleri Hayır diyorsa bizde onlara karşı EVET EVET EVET dememiz gerekmez mi?

 

 

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.