İnşallah bugün yine güzel güzel şeyler yazacağız. Yazacağımız pek çok konuda bizi bekliyor. Onun için yazımıza giriş filan yapmadan hopppppppp göbekten dalıyoruz konularımıza.
O BAYRAK İNDİRİLDİ (!)
20 Temmuz Cumartesi günkü köşe yazımızda bir TÜRK ve Konyalı olarak hicap duyacağımız bir fotoğraf karesini sizlerle paylaşmıştık. Okurlarımız, sosyal medyadaki takipçilerimiz ve özellikle de insanlarımız konuya büyük duyarlılık gösterdiler.
Aynı gün 17.16’da bir okurumuz bu fotoğrafı bize gönderdi
Ve bayrağın indirildiği söyledi.
Buranın yetkililerine ve samimi güzel duyarlı okurlarımıza teşekküre deriz. Şimdi buraya anlı şanlı tertemiz yepyeni Türk Bayrağımızın asılması için takipçi oluyoruz.
SELÇUKLU BELEDİYESİNE TEŞEKKÜRLER
Dün sabah Beyhekim Diş Sağlığı Merkezinden bir bürokrat çalışanımız yaşadığı güzelliği de bizimle samimi bir şekilde şöyle paylaşıyordu;
“Uğur abiciğim hafta sonu Selçuklu Belediyemiz ile Bilecik-Söğüt Turuna katıldık. Belediyemiz gerçekten bu tur ile güzel şeylere vesile oluyor. O kadar güzel bir tur organize etmişler ki her şeyi düşünmüşler. Tren biletlerimizden tutun, sabah yiyeceğimiz simidi dahi düşünmüşler. Rehberler eşliğinde ecdadı o kadar güzel anlattılar ki tüylerimiz diken diken oldu. Gayet memnun kaldık. Bu durumu sizinle de paylaşmak istedim. Belediyemize çok teşekkür ederiz. Allah devlete millete zeval vermesin.”
………….
Selçuklu Belediyesinin yeni dönemdeki bu çalışmasının vatandaş nezdinde büyük ilgi gördüğünün sinyallerini almaya devam ediyoruz.
BU KONUYU İLK DEFA DUYUYORUZ
Bir eğitimci dost ise bizimle paylaştığı bu özel durumu ile bizleri de üzdü. Konunun aslı astarı ne bilmiyoruz. Ama bunu bizimle paylaşan ismin adı soyadı belli, üstelik de bildiğimiz kadarı ile bürokrat. Bu konuyu hem yetkililere iletmiş sonuç alamayınca da bizimle şöyle paylaşıyordu;
“Sevgili Uğur ağabeyim,
Bu konularda hassasiyetini bildiğim için uzun zamandır içimi kemiren bir konuyu sana yazmak istedim. Belki haksız yere canımı sıkıyor da olabilirim. Ama sen doğru yolu gösterirsin bana eminim;
Konu şu; Meram Belediyesi eski başkan Sayın Serdar Kalaycı döneminde hizmete soktuğu Devr-i Alem Parkı için bir isim yarışması açmıştı. Bu yarışmada parkın farklı bölümleri ve genel olarak 3 isim önerilmesi gerekiyordu. Eşim, parkın tarihi yerlere ait maketlerin olduğu bölüm için devri alem ismini önermişti.
Yarışma sonuçları açıklandığı zaman parkın isminin 80 Binde Devri Alem Parkı olarak belirlendiğini öğrendik.
İtiraz etmek için gittiğimizde kimse bizimle ilgilenmedi başvuru kağıdının kopyası yoksa hiç bir hak iddia edemezsiniz gibi laflarla gönderdiler. Ardından durumu BİMER’e şikâyette bulunduk ve akabinde yine benzer manada bir cevap geldi.
Yarışma jürisi bu ismi kendisi belirledi.
1.lik ödülü verilmedi. Bu jüri bizim önerdiğimiz isimden ilham alarak esinlenerek başına 80 binde ismini koyarak usulsüz bir iş yaptı bana göre, bu konuyu tekrar gündeme getirdiğimiz dönemde seçimler yaklaşıyordu ve seçim sonunu bekledik.
Fatma Toru Başkan’ın eşi hocamıza konuyu aktardık bizi haklı buldu; fakat yine hiç bir şey yapılmadı. Üzerinden oldukça zaman geçti biz bu süre zarfında bu parka kızgınlığımızdan ötürü gitmedik. Ben bir kere okul gezisi için öğrencilerimi mecbur götürdüm. Sonrasında da geçen hafta saat 19.00 sularında parka eşim ve oğlumla gittik.
Gişedeki görevli kişi daha 15 saniye olmadan azarlar bir ses tonuyla bilet alacaksınız alın, içeride hesap yapıyorum şeklinde yakışıksız seviyesiz bir şekilde bizimle konuştu. Kendisine bu şekilde konuşmaması gerektiğini parkın 30 dakika sonra kapanacağı için girmek konusunda tereddüt ettiğimi neden bu şekilde azarlar gibi konuştuğunu sordum.
Akabinde sayıları 7-8’i bulan güvenlik görevlileri olay yerine çetevari bir şekilde gelerek “noluyo yav” şeklinde toplandılar o sırada yanımda 3 yaşındaki oğlum ve eşim olduğu için olay büyümeden olay yerini terk ettim.
Lakin otopark da duyarlı bir vatandaş güvenlik görevlilerinin arkamdan "geri zekâlıya" şeklinde konuştuğunu kendisinin de şehir dışından geldiğini parkın bu saatte kapandığını bilmediği için girmekten vazgeçtiğini söyledi.
İki konuyu bozuk bir Türkçe ile sana aktarıyorum.
Sevgi ve muhabbetle...
………………
Birinci kısma bir şey diyemeyeceğim. İkinci şikâyet konusuna gelince maalesef üst yönetim değişince alt taraftakiler o andaki boşluğu maalesef suiistimal ediyorlar. Bu her zaman ve her dönemde ne acıdır ki yaşanılan ve biz kuşağın alışmış olduğu durum.
TEK KELİMEYLE HELAL OLSUN
Ayşe Karabağ isimli bayan okurumuz ise yine bir güzelliği paylaşıyordu;
“Merhaba Uğur abi;
Ben Meram’da oturuyorum. Geçen kedi leşi gördüm irkildim ve korktum. Yalnız kalıyorum ve evimde ne kapıcı var ne de erkek birisi. Hemen Meram Belediyesini aradım. Durumu izah ettim. 5 dakika geçmeden zilim çaldı baktım. Meram Belediyesinin temizlik bölümünden bir personel hemen kedi leşini aldı. Ve biraz zaman sonra telefonum çaldı.
Temizlik biriminden tahminimce bir amir aradı arkadaşlar geldi mi? diye sordu.
Bunu yazmamın sebebi kendimi bu kadar değerli hissetmek.
Demek ki yalnız değilmişim dedim kendi kendimi. Allah razı olsun Başkanımızdan, müdürüne, o kedi leşini alan personelden arayan işini takip eden amirine kadar.
HELAL OLSUN alın teriyle aldığınız paraya...”
Evet biz de Ayşe Hanım’a samimiyeti ve bize güveni için teşekkür ederiz. Görevini layığı ile yapan belediye çalışanlarına da teşekkür ederiz.
……………
BAŞKAN TORU
DAVET EDİLMEMİŞ
Geçen gün bir okurumuz yorum yapmış ve Doğru Davut rumuzlu okurumuz yorum yapmış “Abi benden sana tavsiye kadınlar arasındaki kavgaya sakın girmeye kalkma, bıçak arası olursun, ziyan olmanı istemem seni severim”…
Hay Allah senden razı olsun Davut abim. Çok doğru diyorsun. Gel velakin bu mümkün olduğu kadar dalkavuk olmamaya çalışıyorum. Fatma Hanım görevde iken de delilli ispatlı ne ise insanlarımız ve okurlarımız adına kimseyi kırmadan hakaret etmeden konuyu dile getiriyorduk. O günde Fatma Hanım ya da ekibinden birileri bize kızıyorlardı. (Bu da bizim mesleğin nankör tarafı işte)
Biz faniler için en iyi ilaç zaman. Benim hayat felsefemde de bazı şeyleri zamana yaymak gerekir diye düşünürüm.
Dün ilk kez Fatma Hanım aradı. Tantavi ambarının açılışına davet edilmediğini söyledi ve Leyla Şahin Usta Hanımefendi’ye, mevcut parti yöneticilerine ve belediye yöneticilerine olan kırgınlığını “Çağırmayabilirler. Ama iki satır yazı da mı yazamazlardı?” diyerek tekrar dile getirdi.
Fatma Hanım bizden bir şeyi daha yazmamızı istedi.
Dünkü yazımıza yapılan yorumlarda bazı okurlarımız Tantavi Ambarının hayata geçirilmesinde Serdar Kalaycı Bey’in hatta Sayın Refik Tuzcuoğlu’nun da emekleri olduğunu yazmışlar. Fatma Hanım bu bilgilerin kesinlikle doğru olmadığını Tantavi Ambarının bugün bu hale gelmesi için ilk olarak düğmeye kendisinin 2016 yılında basıp tapularının belediyeye aktarıldığını ve açılışa hazır hale kendisinin döneminde getirildiğini de söyledi.
Bizde gerçeklerin tarihe not düşürülmesi adına buradan Fatma Hanım’ın dediklerini sizlerle paylaşmak istedik.
TİMAV’DAN ERBAKAN’A
ÜÇÜNCÜ TRANSFER
Necmettin Erbakan Üniversitesi Genel Sekreterliğine dostumuz Abdullah Ecevit Öksüz atanmış. Dün gazeteye geldiğim zaman bizim Müdür Hüseyin Altay müjdeyi verdi. Abdullah abimize ve Erbakan Üniversitesine hayırlı uğurlu olsun diyoruz.
Abdullah abimiz benim bildiğim kadarı ile TİMAV’dan Erbakan’a geçen ve A takımda yer alan üçüncü önemli isim oldu.
TİMAV’ın Şubat 2019’da yaptığı 12. olağan genel kurulunda Abdullah Ecevit Öksüz Başkan olurken, Prof. Dr. Cem Zorlu, Prof. Dr. Muhiddin Okumuşlar, Ali Çınar, Mustafa Büyükkaplan, Ahmet Fatih Özboyacı, Servet Altuntaş, Sıtkı Erben, Cemil Erdem, Sami Bayrakcı, Muharrem Karabacak, Mehmet Erdoğdu, Osman Zahid Çifçi, Salih Zeki İnce, Hüseyin Keleş, Prof. Dr. Muhammet Tasa, Dr. Öğr. Üyesi Ali Dadan, Ulvi Kubilay Dündar, İbrahim Erbaş, Hıfsı Soydemir yönetim kurulunda görev almışlardı.
Bu kadrodan Prof. Dr. Cem Zorlu Hoca malum üniversitenin rektörü, Prof. Dr. Muhiddin Okumuşlar da rektör yardımcısı olarak atanmıştı. Şimdi de ekibe Ecevit Bey dahil oldu.
REİS’İN İYİ NİYETİNİ SUİSTİMAL
ETMEYİN ETTİRMEYİN
Geçtiğimiz hafta sonu bir konuyu duydum. Dahası bana o kurumdan aktarıldı. Ve önce Sayın Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan adına daha sonra bizim belediye Başkanlarımız adına iyi niyetin suiistimali konusunda o kadar üzüldüm ki. Bunu o gün yazmadım. Birkaç gündür de yazmıyorum. Ama vicdanım el vermediği için bu durumu olduğu gibi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hatırlıyor musunuz geçtiğimiz hafta Selçuklu Belediyesinin Özalkent bölgesinde bulunun Mehmet Akif Mahallesi. Mahalle konağının yüzme bölümünün soyunma kabinlerine ait kirlilik kıl tüy fotoğraflarını sizlerle paylaşmış idik.
Ve o gün harekete geçen belediye yetkilileri ve konağın yüzme bölümü görevlileri derhal oraları pırıl pırıl etmişler o güzel haberde bize yine oradan istifade eden dostlarımız tarafından bize iletilmişti.
Daha sonra belediyenin içinden olayın bir başka yüzü yani perdenin arkasından şöyle bir bilgi geldi.
……………….
Sayın Cumhurbaşkanımızın son Konya ziyareti sırasında 75 yaşındaki bir bayan Reis’e ulaşır işinin olmadığını çok zor durumda bulunduğunu anlatır ve yardım ister. Reis yanında bulunan Uğur İbrahim Altay Başkana döner ve bu kadına sahip çıkılmasını ister. Bu arada Reis kadıncağıza sorar “Ne iş yaparsın?” diye. Kadın da topraktan anladığını park ve bahçelerde çalışabileceğini söyler.
Neyse Reis uğurlandıktan sonra kadıncağıza ulaşılır ve bu kadıncağız Selçuklu Belediyesi’nin Özalkent bölgesinde bulunun Mehmet Akif Mahallesi’ndeki mahalle konağının yüzme bölümünün birinci katında temizlik görevlisi olarak çalışmaya başlar.
……………..
Kadının telefonu de Reis’in yakın ekibi tarafından alındığı için belirli periyotlarda Külliye’den kadıncağız aranır Reis’in selamı kendisine iletilir, durumu sorulur. (Bu da Sayın Cumhurbaşkanımızın vatandaşın, mağdurun zor durumdaki insanların gözünde ve gönlünde nasıl tartışılmaz lider olduğunun en büyük işaretlerinden biridir.)
………………
Veeeee o gün bize buradan bil bilgi gelir.
İnşallah yanlış bir bilgi notudur.
Kimsenin vebaline girecek de değiliz. Ama bize durum şöyle aktarılır.
Bu yazımıza konu olan bölümden bu teyzemiz sorumludur. Ancak teyzemiz artık bu temizlik işini yapmamaktadır. Sabah gelmekte bir köşeye çekilmekte eline teşbihini alarak gün boyu çekmektedir. Sonuçta temizlik işi de zaman zaman aksasa da diğer kat görevlileri bu açığı kapatmaya çalışmaktadırlar.
Görevliler ve mesai arkadaşları teyzenin bu durumunu rahatsızlıklarını kendisine ilettikleri zaman teyzemiz “Üstüme gelmeyin sizi Reis’e şikayet ederim (!)” deyince de akan sular durmaktadır.
…………….
İşte ülkede gelinen noktada sadece böyle küçücük bir durum için değil ülkenin neresinde ne gibi aksilik, hata, yanlış verse artık fatura haklı haksız direkt Reis’e kesilir oldu. Kimse yüksek sesle dile getirmese de Ankara, İstanbul seçimlerinin kaybedilmesinde bile partililer Reis için mırıldanıyorlar.
Yapmayın etmeyin hem yazıktır hem de günahtır.
Bir sıkıntınız varsa, bir bildiğiniz varsa herifseniz bunu Sayın Cumhurbaşkanımıza iletilmesi için çaba harcayın ve buna gerçekten inanıyorsanız Reis’i de seviyorsanız, Reis’e haksız toz kondurulmaması için gövdenizi ortaya koyunuz.
Koyunuz ki bu işlerin vebalinden kurtulunuz.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Zalimlerin çarkı, cahillerin çalışmayan kafalarıyla döner.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Havaların ısınması ile camları açık seyir halinde ki otomobillerin camlarından minicik yavrularımızın sarkmasını önleyebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.