Üniversiteler bir ülkenin can damarlarıdır. Bu kurumlar ilim, teknoloji, gelişme yuvaları olmakla birlikte esas olarak adam yetiştirme merkezleridir. İyi adam yetiştirmek ancak adam gibi idarecilerin yönetimde bulunması ile imkân dahilindedir.
Üniversitelerin üst kurulu ise YÖK’tür. YÖK gereklidir veya değildir, bunu çok tartıştık ama kimine göre halen gerekli, kimilerine göre ise güncelliğini ve işlevselliğini yitirmiştir ve gereksizdir. Kısaca kocaman bir kurum yerine 15-20 kişilik kurulu ile sadece koordinasyon merkezi olmalı, bu hali ile de Cumhurbaşkanlığı ve üniversiteler arasında köprü görevi yapabilecek duruma getirilmelidir.
Tüm bunlar bir yana ilk uygulama rektörler artık atamayla üniversitelerin başına gelecektir. Bu karar için ilk uygulama önümüzde ki günlerde yapılacak, bazı üniversitelere rektör atanacaktır.
Her ne kadar ilimizde atama olmasa da yakın illerimizde atamalar var. En yakını Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi ile Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi’nde de atamalar vardır. Bu üniversitelere aday olan yakın arkadaşlarımız, gönüldaşlarımız, dostlarımız, hocalarımız vardır.
FETO çetesinin kalkışmasından ve öncesinde üniversitelerde kadrolaşmasından sonra yeni rektör atamaları büyük önem taşıyor. Bu haliyle uygulamaya varız ama atanacak adaylarda az da olsa FETO bulaşmasına tahammülümüz yoktur, aklı başında olanlar için olmamalıdır da. Bu temennimiz atanacak rektörler için olsa da, mevcut rektörlerimizin için de geçerlidir.
İlimizde bulunan 2 devlet üniversitesinde ki FETO yapılanmasına da dikkat edilmelidir. Bu yapının ne kadar sinsi olduğu her halde en iyi mevcut rektörlerimiz tarafından bilinir. Geçmişi ve özellikle son dönemi FETO yapılanması yuvası durumunda olan Selçuk Üniversitesi yöneticileri bu yapılanmadan sıyrılmak için çok gayret sarfetmişlerdir umarım devam ederler. Hele de 17-25 Aralık ihanetinden sonra az da olsa çete şaibesine bulaşmış, onlarla iş birliğine devam etmiş, para transferlerinde rol oynamış, soruşturma dosyalarında ihanetler bulunanlara, babasının oğlu da olsa taviz verilmemesi gerektiği bu arkadaşlarımızca da hassasiyet konusu olduğu kanaatindeyim.
Rektör Şahin Hocamızın FETO çetesinin faaliyetlerinin durdurulması ve yok edilmesinde samimi olduğunu inancımız tamdır. Öyle de gözden kaçanlar olabilir, aman ha bu konuda fitneye yol açacak şaibelere dahi fırsat verilmemelidir. Bu hal, taşınan unvan ve bulunan makamdan daha önemlidir.
Benim be benim gibilerin kaygısı elde olan makamın hırsa dönüştürülmemesidir. Bunlar dünyalık makamlardır. Aslolan Rabbimin verdiği aklı kullanarak ve hak ederek onun sıfatlarından biri olan “İLM” makamında yer almak ve onu hakka hizmette kullanmaktır. Ne mutlu buna layık olanlara.
Sayın rektörlerimize düşen diğer bir görev de liyakat sahibi, dava adamlığını önde tutan, Vatan dendiği zaman titreyen, davasını canından aziz bilen, cesur, çalışkan, temsil gücü yüksek, ben de varım diyebilen, sivil toplumla ve halkla kaynaşabilen ve en önemlisi üzerindeki İLM sıfatını taşıyabilen idarecilerle çalışmayı seçmelidir. Eminim bu hizmetler iki cihanda da takdir bulur.
Kısacası adam gibi adam, vatan aşkını ve dava adamlığını önde tutan, sırtımızı dönebileceğimiz güvenilir insanlara ihtiyacımız vardır derim.
Allah’a emanet, hayra muhatap olunuz, efendim.