Meğer bu konudan muzdarip ne çok hocamız varmış. Cuma günü yazımız internete düştüğünden beri arayan – soranın, yazan çizenin haddi hesabı yok. Çoğunluk hislerimize tercüman olmuşsun diyor. Hepsine tek tek teşekkür ediyorum. Bazılarının yorumlarını aşağıya ekleyeceğim.
Yalnız, rektörlük işi gittikçe dolambaçlı bir hal alıyor. Siyaset işin içerisine girmesin dedikçe dibine kadar siyaset bulaşıyor meseleye.
Hukukçular bilir. Onların dilinde ihsas-ı rey diye bir terim vardır. Bizim anlayacağımız dilde hâkimin karar açıklanmadan önce görüş beyan etmesidir.
Birileri Başbakan adına çıkıp konuşuyor. ‘Görüştüler, akabinde Başbakan böyle takdir etti’ diyor.
Allah aşkına bu nasıl bir acemilik, nasıl acemice bir siyaset! Hiç ihtimal vermiyoruz ama diyelim ki Başbakan böyle bir şey söyledi. Bunu sağda solda anlatmak hele hele basınla paylaşmak nasıl bir gaflet!
Hadi en basit şekliyle düşünelim. Yarın seçimler oldu. Sizin, “Başbakan’ın AK Parti’nin adayı” diye lanse ettiğiniz hoca 100 oy bile alamadı, karşısındaki aday 700-800 oy aldı. Ne olacak şimdi?
Bu tablo da göreve gelen hoca üniversiteyi ne kadar yönetebilir? Birileri yıllardır siyaset yapıyor ama halkın her zaman dayatmaların karşısında durduğunu hala öğrenememiş.
Bu açıklamayla öğretim üyelerinin çoğunun istikbal uğruna oylarının rengini değiştireceği hesap edilmiş. Lakin demedi demeyin bu oyun kendilerinin ayaklarına dolanacak.
En çok üzüldüğüm nokta yıllar sonra çıkardığımız çok sevdiğimiz Başbakanımızın bu açıklamalarla töhmet altında bırakılmış olması. Seçim tablosu yukarıdaki gibi çıkarsa bunun hesabını Başbakan’a kim verebilir acaba?
AK Parti İl Başkanı Musa Arat Bey acilen devreye girmeli. Öğretim üyeleri ile ikili görüşmelerinde “bizim adayımız diye bir şey yok ben de basından görüyorum, inanın haberim yok” diyebiliyorsa; cesaretle Başbakan’ın itibarını kurtarmalı. Konya gündemine oturan bu konu daha fazla dallanıp budaklanmadan mesele yalanlanmalı.
Yanlış anlaşılmasın. Hiçbir hocamıza karşı bir rezervimiz yok. Tahir Yüksek Hocamızı da bilir ve takdir ederiz. Bu görevi layıkıyla yapacağından da asla şüphemiz yok.
Ancak ne olursa olsun Hoca artık başka bir üniversitenin hocası. Birincisi bu. İkincisi ise hiç kimse hele hele akademisyen olmuş bir insan dayatma anlayışını kabul etmez. “Siz bilmezsiniz bizim belirlediğimiz adayı seçeceksiniz” demektir bu. Haksızlık, adaletsizlik ve saygısızlıktır.
Zaten bizim de diplomalarımızda adını taşıyan Selçuk Üniversitesi adına serencamımız budur. Meseleyi bu bağlamda kişiselleştirmek asla doğru değildir. Bakın birbirinden değerli hocalarımız bu konuda neler paylaştı bizimle… İsim vermeden aynen aktarıyorum.
“Bunlar şaşırmış mı yahu. Ne demek Başbakanın emri ile devlet görevi. Başarısız olursan Başbakanımız mı başarısız olacak. Cumhurbaşkanımız atamaz ise Başbakanımızı umursamamış olacak. Gidip Cumhurbaşkanına beni ata yoksa Hoca ile sorun olur mu diyeceksin. Bu nasıl gözü karalıktır. Başbakanımız acil müdahale etmeli.”
…
“Tahir hoca Başbakanımızın ismini kullanarak Başbakanımız adına biz akademisyenlerin ve Cumhurbaşkanımızın iradesine ipotek mi koyuyor. Başarısız Olur ise Başbakanımız mı başarısız sayılacak. Emeklilik öncesi altın vuruş için Başbakanımızın ismi ile ortaya çıkmak nasıl bir gaflet. Hele de akademisyenlerin ve Reisin iradesine el koymak?”
…
“Selçuk Üniversitesi Türkiye'nin en büyük üniversitelerinden birisidir. Hem öğretim sayısı hem de öğrence sayısı itibariyle birçok üniversiteden ayrışan özellere sahiptir. Ayrıca orta Anadolu’nun lider üniversiteleri arasındadır. Böyle bir üniversite üç yüzü aşkın profesörü arasından kendi rektör adayını çıkaracak ve seçecek niteliktedir. Siyaset kurumunun “istişareler sonucunda (!)” başka bir üniversiteden aday belirlemesi ve onu bir anlamda görevlendirmesi Selçuk üniversitesinin kurumsal kimliğine ve bu üniversitenin öğretim üyelerine hakarettir. Selçuk üniversitesi kendi içerisinden çıkan adayların çevresinde kenetlenecektir. Bu bir anlamda onur savaşıdır. Bugüne kadar her türlü vesayetle mücadele eden siyaset kurumunun üniversiteler ve öğretim üyelerinin iradesi üzerinde vesayet oluşturması kabul edilemez. Rektör olarak atansa bile ithal aday Selçuk üniversitesinin değil, kendisini görevlendirenlerin rektörü haline gelir.”