Nicedir yazmayı düşündüğüm bir konu. Gündem sıkışıklığı sebebiyle erteledikçe ertelemiştim. Fakat artık yazılması elzem hale dönüştü.
AK Parti iktidarına muhalif çevrelerin söylemlerini izledik 2002’den beri. Türkiye siyaseti bir yana, Konya’da siyasetin 1950’den bugüne izlediği serencamı hem mensup olduğum aile, hem yaptığım okumalar, hem de gözlemlerime dayanarak birçok kritik noktada daha önce yazmıştım.
Sözgelimi 23 Temmuz 1968 yılında Konya’da yaşanan büyük olayların, İstanbul’da yaşanan 6. Filo protestolarıyla ilgili olduğu hepimizin malumu, ama gerek o protestolarda ortaya çıkan çatlağı gerekse Konya’daki büyük provokasyonun bu çatlakla olan ilişkisini çözümleyen bir bakış açısını şimdiye dek gündeme getirenin de olmadığını biliyordum.
1968 olaylarında MDD’ci çevrelerin Doğu Perinçek, Deniz Gezmiş, İlhan Selçuk eliyle yapmaya çalıştıkları ile 2000’li yılların ortasındaki Ergenekon ilişkileri ilginç olabilirdi sözgelimi. Aynı şekilde sağ kesimlere dönük düzenlenen 23 Temmuz Konya kumpasının da 2000’li yıllarda bir karşılığı olmalıydı. Kök varsa, kanat varsa ağaç da ortaya çıkar, kuş da uçar diyebilirsiniz. Doğru da söylemiş olursunuz.
Murtaza Çelikel, Mustafa Üstündağ gibi CHP’li isimlerin Demokrat ve Adalet Partili ailelerden geldiğini görürsünüz. Peki, niçin CHP’li olmuşlardır? Tamamen o dönemin şartlarında bu isimlerin siyaset üretmenin kendilerine özgü yolunu CHP’de bulmalarından dolayı. Bir nevi in conditio’dur CHP’li oluşları. Yani şartlara bağlı bir CHP’li oluştur bu.
Erbakan hocanın Konya’dan siyasete girdiği ve milletvekili seçildiği 1969’da, Konya siyasetindeki transpozisyonel geçişmeler de buna işaret eder doğrusu. Faruk Sükan’la kavgalı İsmet Atasağun da yer alır Erbakan’ı destekleme komitesinde Ali Güneri de. 1970’lerde Süleyman Demirel’i Konya’da sandığa gömen Ferruh Bozbeyli’nin partisinin kurulmasına en büyük katkıları sunmuş isimlerin başında Atasağun’ların gelmesi gözden kaçırılmamalıdır bu sebeple.
Özal’ın hegemonyasında geçen 1980’lerde Konya’nın birçok cemaatinin doğrudan Özal’a destek vermesini nasıl yorumlayacaksınız? 1990’lı yıllarla beraber Özalizm’in çözülmesiyle birlikte yükselmeye başlayan Refah Partisi’nin çıkışına nasıl bir açıklama getireceksiniz?
Bütün bunları konuşmadan bugünkü Türkiye, bugünkü Konya siyaseti hakkında konuşmanız mümkün değildir.
Hele topladıkları “himmet” paralarıyla banka kurmuş birtakım kişilerin sözcülüğüne soyunan ribacı, uluslararası finans tekellerinin sözcüsü bir “muhalif”seniz işiniz epey zor.
Bu konulara devam edeceğiz inşallah.