Müslümanların sırat-ı müstakim yolunda düşünme ve düşündüğünü içselleştirme (bilginin imana, inanca ve taraf olmaya dönüşümü / bilgiyi özümseme, bilgiyi alıp o olma) safhasına geçirebilmesi için giriştiği bilgilenme/donanma macerasının ilk adımında elbette “okumak” eylemi gelmektedir. Konya İHH’nın Reyhanlı yetimhaneleri ve hastanelerine yaptığı gezi faaliyeti; zalim Beşşar ve destekçilerinin icra ettiği Müslüman Suriye halkına karşı giriştiği mezalimin sonucunda ortada kalan yaşlıların, kızların, annelerin, yetim çocukların ve savaşta yaralanan körpe yaştaki gazilerin acıklı ve yürek dayanmaz durumun gerçekten iyi anlaşılması için okumanın ve medyada izlemenin yeterli olmadığını ortaya koymuştur. Bu gezi; kafalarımızdaki mazlum Suriye halkı ile ilgili algı ve kanaatlerin içselleşmesi için mutlaka bu kardeşlerimizin yerinde görülmesi, onların dinlenmesi, yetimlerin kucağa alınması, yanaklarından ellerinden öpülmesi, saçlarının okşanması, gazilerle kucaklaşma, onlarla el ele, göz göze temas edilmesi, onların dinlenmesi gerektiğini göstermiştir.
Zalim Beşşar’ın kullandığını inkâr ettiği varil bombardımanı, füze bombardımanı, tank, ağır silah ya da keskin nişancı ateşi sonucunda gazi kalan ve yaralandıktan sonra Reyhanlı’daki İHH hastanelerine nakledilen o genç Suriyelileri gördükten sonra, bir kez daha Beşşar zalimi ve destekçilerinin zulümde sınır tanımadığını, vicdan, merhamet ve insani duygulardan hiç mi hiç nasibini almadığı, hayvanlardan daha aşağı yaratıklar oldukları fikri düşünce dünyanızda hemen şekilleniveriyor. Şurası bir gerçek ki ülkemizdeki vatandaşlarda mülteci/ensar konumundaki Suriye halkı konusunda bir duygu insicamının (tutarlılık, istikrar, ahenk) henüz tam olarak şekillendiği söylenemez. Beklenen insicamın oluşması ve perçinlenmesi için, mutlaka ve mutlaka Reyhanlı, Kırıkhan, Kilis vs. ülkemizin değişik yelerindeki yetimhanelerde barınan Suriyeli çocukların, mülteci kamplarındaki ailelerin, hastanelerdeki gazilerin ziyaret edilmesi, mevcut durumlarının müşahede edilmesi, yaşadıkları olayların dinlenmesi şarttır.
Ülkemizdeki Suriyelilere yardım noktasında, diğer Müslüman ülkelerle kıyas edilemeyecek şekilde gerek devlet düzeyinde gerekse sivil toplum örgütleri düzeyinde yardım faaliyetleri yürütülmektedir. Bununla birlikte ülkemizin mevcut ekonomik ve insan kaynaklarının gücü dikkate alındığında, mültecilere insani ve ekonomik destek hususunda özellikle sivil toplum desteğinin henüz umulan düzeye ulaşmadığı da bir gerçektir. Bilhassa bilgi kirliği ve provokatif eylemler halkımızın Suriyeli mülteciler konusunda yeterli ve doğru bir algıya sahip olamamasına yol açmaktadır. Ayrıca birçok siyasi parti, sivil toplum örgütü ve medyanın üzerine düşen görevi kasten ya da bilinçsizce yerine getirmemesi Suriyeli mülteciler üzerinde halkımızın bilgi ve duygu vahdetinin oluşamamasında önemli nedenlerdir. Allah (CC)’a hamdolsun ki ilgili devlet kurumlarımız, ulusal ve uluslararası etkin bir manevra kabiliyetine sahip ümmetin ve insanlığın yıldız yardım örgütü İHH ile birlikte bir kısım yerel sivil toplum örgütü Suriye konusunda ıstırap duymakta ve her türlü insanı yardımı hem ülkemiz içinde hem de Suriye içerisindeki insanlara ulaştırmaktadır. Bilhassa İHH aktif olarak faaliyette bulunduğu yaklaşık 144 ülke ve bölgenin içerisinde özellikle Suriyeli mülteciler ve Suriye içerisindeki çaresiz ve yardıma muhtaç insanların dertlerine derman olmaya çalışmaktadır.
İHH’nın Reyhanlı’da, çok sayıda yetimhane, gıda, giyecek, ilaç vs. dağıtım ve idare ofisleri/lojistik merkezler ve mülteci evlerine ilave olarak bilgisayarlı tomografi dahil birçok görüntüleme cihazlarına, laboratuvar komplekslerine, uzman doktorlara ve teknik personele sahip hastane kurduğuna şahit olduk. İçerisinde komplike operasyonların yapılabileceği mobil sağlık karavanlarının yanı sıra mobil karavan mutfakların faaliyete geçirildiği bilgisini aldık. Bu da bizlere büyük bir onur ve güven verdi. Bir sonraki yazımızda Konya İHH’nın proje ve insani yardım faaliyetlerinden bahsedeceğiz. Selam ve dua ile…