Rezzâk

Muhammed Ali Okutan

Bismillâhirrahmânirrahim.

Sözlükte “rızık vermek” anlamındaki rezḳ kökünden türeyen rezzâk kelimesi “kesintisiz biçimde çokça rızık veren” demektir. Allah’a nispet edildiğinde “bedenlerin ve ruhların gıdasını yaratıp veren” manasına gelir.

Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri Kur’an-ı Kerimde; “Muhakkak ki Allah, evet O, bütün rızıkları veren, sonsuz kudret ve sarsılmaz kuvvet sahibi olandır.”( Zâriyât Suresi 58. Ayet) buyurmaktadır. Yine başka bir Ayet-i Kerimede Rab Teâlâ Hazretleri; “Onu hiç ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a güvenip dayanırsa Allah ona yeter. Allah buyruğunu mutlaka gerçekleştirir. Allah, her şey için belli bir ölçü koymuştur.”( Talâk Suresi 3. Ayet) buyurmaktadır.

Allah Teâlâ Hazretleri daha birçok Ayet-i Kerimede kullarını rızıklandırdığını bizlere bildirmektedir. Yüce Rabbimiz bu dünyada insan olan herkesin rızkına kefil olduğunu da bizlere bildirmektedir. Kur’an-ı Kerimde; “Allah dilediğine rızkı bolca bahşeder, dilediğine de sınırlı ölçüde verir. Fakat inkârcılar, bu gerçeğin farkında olmadıkları için dünya hayatı ile sevinip şımarırlar. Oysa âhiretin sonsuz nimetleri yanında dünya hayatı azıcık, değersiz ve geçici bir geçimlikten ibarettir.”(Ra’d Suresi 26. Ayet) buyurarak Müslüman ve kâfir ayırmaksızın herkese rızık verdiğini bildirmektedir.

Biz Müslümanlar yaşadığımız çağda öyle bir hale gelmiş bulunmaktayız ki sadece dünyalık için çaba göstermekteyiz. Öyle vahim bir durumdayız ki yemek için yaşıyor, dünyanın bütün eğlence ve oyununu tatmak istiyoruz. Allah Teâlâ’nın rızasını ve cennetini kazanmamız için bize araç olarak sunduğu bu konaklama mekânı olan dünyayı ve onun fani nimetlerini asıl amaç haline getirdik. Öyle ki bugün rızık temini adı altında Rabbimizin razı olmayacağı işleri yapmaktayız. Bunun sebebiyse iman zafiyetinden başka bir şey olmasa gerek.

Aleyhisselatü Vesselam Efendimiz bir Hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır; “Eğer siz Allah'a gereği gibi güvenseydiniz, (Allah), kuşları doyurduğu gibi sizi de rızıklandırırdı. Kuşlar sabahları kursakları boş olarak çıktıkları halde akşam dolu kursaklarla dönerler.” (Tirmizî Zühd 33)

Günümüz Müslümanlarının havada uçan kuşlar kadar dahi Allah Teâlâ’nın vadine güveni yoktur. Bu sonucun bu kadar kolay çıkmasının sebebi; bu vaatleri bildiği halde işine haram karıştıran, işini torpille-adam kayırma ile halleden ve çalışmasının doğru olmadığı ortamlarda çalışarak dinin sınırlarını ihlal eden Müslümanlardır. Biz Müslümanlar olarak azda olsa helal olana talip olma gayretinde olmak mecburiyetindeyiz. Birilerinin bu dünyayı zevkusefa içerisinde yaşaması bizleri harama yöneltmemelidir. Müslüman öyle bir şuur da olmalıdır ki Rabbinin ona verdiği bir helalin haram olarak kazanacağı beş-on rızıktan daha bereketli olduğunu bilir. O helali kazanma derdinde olur.

Büyük tâbiûn âlimlerden Hasan-ı Basri Hazretlerinin rızık ile alakalı şu veciz sözü ile yazımı sonlandırıyorum; “Kuran'ın iki kapağı arasındakileri okudum. 90 yerde Allah'ın rızka kefil olduğunu gördüm. Sadece bir yerde ise şeytanın insanı fakirlikle korkutacağını gördüm. Ve insanın, Rabbinin 90 yerdeki vâdini unutup şeytanın sadece bir yerdeki yalanına kandığını da gördüm.”

Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri bizleri helal kazanan helal yiyen kullarından eylesin.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.