Türk romanında, tıpkı hikaye türünde olduğu gibi bizleri mutlu eden bir bereket yaşanıyor. Ardı ardına zevkle, aynı zamanda fikir manasında istifade ederek okuduğumuz başarılı romanlar yayınlanıyor.
Daha önce bu sütunlarda bir değerlendirme yazısı kaleme aldığım Ömer F. Oyal, Paris’te saygın bir ödül kazanarak romancılığımız adına önemli bir başarıya imza attı. İlgili yazımda uzunca değindiğim ‘ Gemide Yer Yok’ta Oyal; iç savaş ortamında toplumun neler yaşadığını, sahip olduğumuz her şeyin ve herkesin kıymetini bilmemiz gerektiğini vurgulayan sürükleyici bir romanla selamlamıştı bizleri.
İlgi alanlarımda roman türü merkez figür olarak yer almaya başladı. ‘Gemide Yer Yok’tan sonra art arda Derviş Zaim’in Rüyet, Ahmet Tezcan’ın Abbara, İskender Pala’nın İtiraf, Arda Erel’in Sarsıntı, Sadık Yemni’nin Çağrılan, Tuncer Erdem’in Kaz Düşü isimli romanlarını ve Hakan Sazyek’in 2013’te neşredilen Roman Terimleri Sözlüğü’nü okudum. Sazyek’in kitabı hariç, adını andığım romanların tümü, yeni,2019’da okuyucu karşısına çıktı. Sadece bunlar da değil, en az bu kadar daha yeni romanımız arz-ı endam etti dört aylık süreçte.
Yukarıda isimlerini andığım romanları iştiyakla okudum. Değil hepsi, biri bile bir gazete yazısını aşacak boyuttan daha fazla bahsedilmeye değer başarılı romanlar. Zamanı geldikçe bu romanlar ve yeni çıkacak daha nice romanı yazılarımın mevzusu yapacağım inşallah. İlk planda ‘tadımlık’ babından bazılarına kısaca değinmek istiyorum müsaadenizle.
Yakın dönem şiirimizde fikre, bilgiye ziyadesiyle önem verildiğini, bu minvalde şiirler yazıldığını görüyoruz. Aynı durum, belki de daha yoğun şekilde Ahmet Tezcan’ın ‘Abbara’ ve Sadık Yemni’nin ‘Çağrılan’ isimli Ketebe etiketiyle çıkan romanlarına sirayet etmiş durumda. ‘Abbara’da gerçek annesi ve babasının peşinde duyarlı bir gencin arayış hikayesi var. Mardin, Amerika, ihanetler, yalanlar ve vicdansızlıklar sarmalında şaşırtıcı bir final bizleri beklemekte.
Sadık Yemni, ‘Çağrılan’ında ise romanımızda el atılmayan, bugünlerin ve hatta geleceğin güncel meselesi yapay zeka konusuna el atıyor. Yemni, sadece yapay zekanın hayatımıza artısı eksisiyle neler katacağına değil, ülkeler arası savaşta istihbaratın ne derece önemli rol oynadığına kafa yoruyor. ‘ Çağrılan’da; PKK, Fetö, ambargolar, güç savaşları, tehditler, ekonomik savaşlar cirit atıyor. Gündelik hayatımızda ne denli basit meseleleri dert edindiğimizi, ülkenin bekasının kaybedilmesi neticesinde ortaya çıkacak ağır faturanın nelere yol açabileceği duygusunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz roman boyunca.
Daha çok sinema çalışmalarıyla gündemde yer bulan Derviş Zaim, ödüllü ilk romanından yıllar sonra ‘ Rüyet’ adını verdiği farklı bir romanla sesleniyor sevenlerine. Amcasının şirketinde mimar olarak çalışan, özgüveni yüksek, özgürlüğe ziyadesiyle önem veren Aslı rüyalar özerinden bir sanat performansı ortaya koymak istemektedir. İnsanların uykularını, uykularındaki tepkilerini kayda alacak, görülen rüyalar üzerinden belli sonuçlara ulaşmaya çalışacaktır, tabi bu düşündüğü kadar kolay olmayacaktır. Çalışmaları sırasında tehlikeli insanlarla karşılaşacak, aldığı bazı yanlış kararların faturasını ödeme durumlarıyla savaşacak, amcasının ricasıyla okumaya başladığı bir hatıratta yazılanların peşine düşecektir. Zaim’in ‘Rüyet’inde, Şeyh Galip’in Hüsn-ü Aşk’ına bol bol göndermede bulunduğunu da vurgulamam gerekiyor.
Sarsıntı… Arda Erel ismini aceleyle başta öykücü Arda Arel’le karıştırınca şaşkınlıkla okumaya başladım romanı. Bildiğim Arda Arel tarzı değildi, hatta whatpad tarzı ergen işi romanlar gibi sürükleyici ama basit vaka örgüsü beni şüpheye de sevk etti. Ama imla kusurlarının neredeyse hiç olmaması, okudukça derinlikli ve entelektüel havasının ortaya çıkması, son olarak da Arel’in Erel olduğunu anlamam roman hakkındaki yargılarımı tümüyle değiştirmeme neden oldu. Yazarın ilk romanı olan ve çıktığı ilk ayda beş baskı birden yapan Sarsıntı; sevdiğimizi sandığımız insandan ayrılma kararı alınca yaşadığımız duyguları, daha mutlu olunacağı düşüncesiyle alelacele yeni bir aşka yelken açmanın ne gibi sonuçlar doğuracağını dikkate değer psikolojik tahlillerle anlatıyor. Her şey tamam derken yaşanacak sürprizse biz okuyanları nakavt etmeye yetiyor.
Romanların dünyasında misafir kalmaya devam edeceğiz….