Bazen eş dost bana kızıyor, aslında buna kızma da denmez sevdikleri için samimi bir şekilde uyarıyorlar, “Bırak artık şu şehrin dökülen, bozulan sıkıntılı yerlerini yazmaktan. Sana ne olandan bitenden. Sen mi kurtaracaksın? İyi niyetlisin ama bak kötü adam oluyorsun. Bu mesleği çok mu seviyorsun o zaman yine yaz ama şehrin güzelliklerini yaz. İnan bu yazılar senin yaşına başına yakışmıyor!” …
O anda bu dost isimleri omuzum yamızın desem de aslında doğru söylediklerini ve benim için söylediklerini anlayabiliyorum.
Aradan 48 saat geçiyor. Hiç tanımadığım bilmediğim bir insan bir yanlışı gönderiyor. Yine yazıyorum.
“Acaba bozukluk bende mi?” diye de empati yapıyorum.
Peki bir insanın sıkıntısını derdini kimseyi kırmadan hakaret etmeden yetkililere iletmek suç mu?
Neyse gelelim bugünün yazısına.
Ama yarın sağ olursak sağlıklı olursak ve özgür olabilirsek inşallah türbe ile ilgili bir şeyler yazmaya çalışacağım. Sayın valimiz Yakup Canbolat Bey’den rica ederek, yalvararak bir şey isteyeceğim.
……………….
Şu alt geçitler yaparak törenler düzenleyerek, milyarları gömerek yapmaya çalıştığımız İstanbul yolunda vatandaş artık rahat bir nefes almak istiyor.
Biliyorum ve anlıyorum, yöneticilerimiz, mühendislerimiz, işçilerimiz inanılmaz bir tempoda çalışıyorlar. Yetiştirmeye hatta zamanından önce onlarda rahat bir nefes allak istiyorlar, alternatif sokaklar, caddeler açıyorlar. O da yetmiyor açılan yerleri asfaltlıyorlar. Niye bu kez de toz topraktan herkes mustarip.
Amaaaaa bir de vatandaşa bakalım mı?
Dün sabah 8.45’te bir bayan öğretmenimiz yalvarıyor ve “Allah aşkına yeter artık, evimi bulamıyorum” dedikten sonra da şöyle yazıyordu;
“Günaydın. Yeni açılan, doğrusu açılamayan Ömer Halisdemir Caddesi (Sivaslı Ali Kemal Caddesi ile Şefikcan Caddesi’ni birbirine bağlayan) bizi tüketti.
Şeker tarafından gelen Beyşehir Caddesi ve Beyşehir Çevre Yolu Caddesi arasındaki bağlantı haftalardır kesilince Meram’dan Selçuklu’ya geçişteki yük, bu yeni caddeye aktarıldı.
Fakat cadde hazır değil.
Asfalt çalışması için sürekli tek şerit.
İşin kötüsü; ana arterlere çıkamadıkları için ara sokaklarda debelenip Ömer Halisdemir Caddesine kendisini atmak isteyenler anormal kot farkı yüzünden bilgisayar oyunlarında labirentten çıkarken engeli yiyen fareye dönüyorlar.
Bize bakıp eğlenen ve biz bu tozun toprağın içinde debelenirken skor yapan birileri varsa iyi eğlenceler diyorum.”
…………………………
Durun bakalım daha vatandaştan okurlarımızdan neler var neler.
Cumartesi günü bir esnaf abimiz o kadar dolmuş o kadar bunalmış ki onlarca fotoğraf attı ve özetle şöyle diyordu:
“Uğur abi burası Dedeman Alt Geçidi. Duvarlardaki çiçekleri sulayacağız diye yolu kapatmışlar. Trafik zaten ilerlemiyordu iyice kilitlendi. Bir de yolda tam alt geçide gireceğiz pat diye kapanmış. Yolu kapatanlar da asayiş polisleri. Yanlarından geçerken dayanamadım sordum, “Niye yolun kapalı olduğunu belirtmiyorsunuz ki. Bakın millet arka arkaya frene basıyor zincirleme kazalar an meselesi, dedim. Arkadaş trafik ekipleri gelmediği için kendilerinin güvenlik adına orada olduğunu söylediler.
……………
Abimiz ardından aynı yoldaki sıkıntıyı ve çileyi atan kareleri göndermeye devam ediyordu.
BU DA NÜFUS KUYRUĞU
Herhalde bizim en sıkı okurlarımız öğretmenlerimiz. Dün sabah bir eğitimci hocamız 8.35’te şu fotoğraf karesini gönderdikten sonra da şöyle bir yorum yapıyordu;
“Abicim günaydın burası Selçuklu Nüfus Müdürlüğü. Saat 8’e randevu alacaksın 1,5 ay sonrasına ya da işin acilse 50 yıl önceki Türkiye gibi bahçe kuyruklarına razı olacaksın. Selamlar…”
……………
Yöneticilerin ve yetkililerin gerekçesi ne olursa olsun Yeni Türkiye’de vakit vatandaşa eziyet etmeme vakti. Belki bunun için zamana ihtiyaç var; ama isteyen vatandaşa da "haksızsın", "bekle biraz", "sabırlı ol" deme vakti geçti gibi.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Bir insan sadece iki şey vasıtasıyla bir şeyler öğrenir. Biri okumak, diğeri akıllı insanlarla birlikte olmak.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Ayaklarımız yerden kesilmediği zaman ve haddimizi bildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.