1992 yılında Birleşmiş Milletlerin kararı ile 3 Aralık “Uluslararası Engelliler Günü” olarak kabul edilmiş; bu karar, 1993 yılı Mart ayında Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonunun 1993/29 sayılı bildirisi ile 3 Aralık Gününün tüm dünyada engellilerin topluma kazandırılması ve haklarının “tam ve diğer insanlara eşit ölçüde” sağlanması amacı için çalışılması gereken bir gün olarak tüm dünyaya duyurulmuştur.
O zamandan beri 3 Aralık Dünya Engelliler Günü olarak kabul edilmiştir.
Engellilik doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık veya kaza sonucu bedensel, zihinsel, ruhsal, duygusal ve sosyal yetilerini çeşitli derecelerde kaybetmiş, normal yaşamın gereklerine uyamama olarak tanımlanmaktadır.
Çanakkale ilinde, eğitimci, 43 yaşında % 92 sürekli bakıma muhtaç bir oğul babası olan Sayın Faruk ÖĞÜŞ büyüğümüz sosyal medyada diyor ki; 3 ARALIK Engelliler Günü, her zaman olduğu gibi erkenden kalkıp hazırlanacak ve Atatürk anıtına çelenk koymak üzere yola çıkacaksın. Bin bir zorlukla terler içinde Cumhuriyet meydanına geleceksin. Tıpkı her yıl olduğu gibi. Dışarıdan seni ve arkadaşlarını izleyenler “Ne kadar çok engelli varmış? Bu insanlar hep evlerde kapalı mıydı?” diyecekler. Sen de o gün, uzun zamandır göremediğin arkadaşlarını göreceksin. Aklına gelen başka arkadaşlarını da arayacaksın. Derken, o gün için seninle birlikte çelenk koymaya gelen büyük insanları arayacaksın. 4 Aralık günü için garanti veremem ama o gün herkes, senin sırtını sıvazlayacak. Sizin için ne yapılsa azdır diyecekler. Kameralar önünde senin isteklerini arzularını dinlermiş gibi yapacaklar. Notlar alacaklar. O gün evine mutlu olarak döneceksin. Üç gün sonra unutulacağını bile bile.
Sayın ağabeyimizden, “yazını paylaşabilir miyim” diye izin aldığımda, bazı yöneticiler alınmasın ben işini yapmayanlara sitem ettim diyor.
Sayın Faruk ÖĞÜŞ hocam, büyüğüm, biz kimseyi kırmak-üzmek için haber yapmıyoruz, ya da sesimizi yükseltmiyoruz. Biz engelli aileleri ya da engellilerimiz, farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz.
Son 10 yıldır başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere, hükümetimize engelliler adına yapılanlar için nasıl teşekkür etsek azdır.
Engellileri topluma kazandırma adına, eğitim merkezleri açıldı, her engellinin devlet katkısı ile ücretsiz eğitim alma hakkı sağlandı.
Sağlık giderleri ücretsiz karşılanırken, maması, alt bezi, tekerlekli sandalyesi, ortopedik kullanılan tüm cihaz ve materyalleri devlet tarafından karşılanır hale geldi.
Evde bakım ücreti ödenmeye başlandı.
Aile maddi durumu iyi olmayanlara maaş bağlandı, gıda ve giysi yardımlarında bulunuldu.
Araç alımında ÖTV ve MTV vergisi kaldırıldı, evindeki elektrik, su, internet, cep-sabit telefonu indirimler uygulandı.
Emlak vergisi, yüksek hızlı tren ve uçak ile ulaşımlarda refakatçisi ile birlikte ücretsiz taşıma imkanlarına yine bu son 10 yılda kavuştu.
Engelliler, yerel yöneticilerden, şehri düzenleyen ve planlayanlardan istekleri yerine getirilirse, çok engeli aşmış olacaklar. Vatandaşlarımızda, engelli araç yeri boş diye park etmezlerse, engelli yürüyüş yoluna araçlarını bırakmazlar ise, özellikle yürüyen merdiven olan yerlerde, asansörleri işgal etmezler ise, biz onlardan acınmak değil kurallara uymalarını istiyoruz.
Biz bir gün anılmak değil, biz her gün özgürce yaşayacağımız mekan ve imkanlar istiyoruz…