SAĞLIKTA DEĞİL İNSANLIKTA ÇAĞ ATLAMAK (!)

Uğur Özteke

Bu başlık ile ilgili önce ne demek istediğimizi gözü yaşlı, öfkeli, hiddetli ve çıldırmış vaziyetteki bir cenaze yakınının önce telefonla sonra da yazarak durumunu özetlediği konuyu sizlerle paylaşmak, ardından da ilgililere durumu havale etmek istiyorum.

Bunu gönderen abimiz bir okurumuz, hem de nasıl bir okurumuz biliyor musunuz?

Ne zaman köşe yazımda bir cümle düşüklüğü yapayım gecenin bir yarısında telefon açar bizi eleştirir.

Gazetemizin hangi sayfasında olursa olsun, hemen arar “Bu ne abi yahu? Bu hata sana yakışıyor mu?” diyerek tüm tashih hatalarının hesabını benden sorar.

İnternete ne zaman bir haberi geç girsek “Olmadıııı geç kaldınız”… diye fırçalar.

İşte bu kadar hassas, duygusal abimiz bakın iç dünyasının üzüntüsünü ve acısını şöyle yazıyor ve kendi durumu şöyle ifade ediyordu;

“Hastalarımız kime emanet?

Sevgili Uğur abiciğim, sağlıkta ne kadar çağ atladığımız konuşuluyor değil mi?

Ama özel hastanelerimiz para tuzağı haline gelmiş, emanet ettiğimiz hastalarımız yoğun bakımda vefat ettiği halde hasta sahiplerine haber vermiyorlar.

İşin özü ne biliyor musun Uğur abi?

Hastalarımız da, cenazelerimiz de Allah’a emanet.

Paramız ise hastane sahiplerinin cebine.

Konya’nın en büyük VİP hastanelerinden birinin yoğun bakımına salı günü yatırdığımız Hüseyin amcamız, salı gününden cumartesi gününe kadar yoğun bakımdayken, orada beklemememiz gerektiği ve bir aksilik olduğu durumda haber verileceği söylenmişti.

Pazar günü saat 16.30’da ziyaret saati geçip görüşe için çağrılmayınca, dışarıda bekleyen oğlu Mustafa’nın ısrarı üzerine kendisine dün gece vefat ettiğini söylüyorlar.

Yani cumartesi gecesi hastamız vefat ediyor, bizim ısrarlı sormamız sonucu bize söyleniyor, biz orada olmasak ne zaman haber verecekler bilemiyorum.

Hastamız yoğun bakımda olduğu için göremiyor ve hakkında sadece ziyaret saatinde izin verildiği zaman kısaca görebiliyor ve ancak o zaman bilgi alabiliyorduk.

Hastalarımızı emanet ettiğimiz hastane, hastamızın vefatını sorumsuzca haber vermeye eriniyor ve hasta sahibine haber vermeden morgda bekletiyorlar.

Oysa iki tane telefon numarası almışlardı.

Hastamızın durumu hakkında bilgi vermek için. 

Sorunca da “biz haber verdik” diyorlar.

“Kim aramış, kimi aramış?” dediğimiz zaman, arayanın kim olduğunu bile bilmiyorlar.

Telefonun birini yanlış yazmışlar, “diğerine de telefon açtık bildirdik” diyorlar. Oysa bildirdik dedikleri telefon benim abimindi ve kimsenin kendisini aramadığını söylüyordu.

İnsanlar ölmüyor, insanlık ölüyor abi farkında değiliz.

Bu nasıl insanlık ve bu nasıl hastanecilik?

Çağ atladık derken tekrar çağ dışına mı döndük?

Sağlıkta çağ atlamakla övünmeyelim, insanlıkta çağ atlamakla övünelim.

Aslında çok görmemek lazım abi, insana değer vermeyen hastanelerimizden, cenazemize değer vermesi beklenemez değil mi?”…

…………..

Bu abimiz uzun yıllar sağlık sektöründe çalıştı.

Bu abimiz ilahiyatçı.

Bu abimiz siyasi görüş olarak da AK Partili ve Cumhurbaşkanımızın her ortamda en katı destekçilerinden.

Ama acı ile çok acı şeyler yazıyordu.

Aileye vefat haberinin verilememesinin dahası yanlış telefon numarası alınması ve diğer telefonla da bir başkasına haber vermenin oradaki garip bir görevlinin hatası olabileceğini söyledimse de abimiz acısı ile bizi de dinlemiyordu.

Acıyı çeken bilir.

Belki de bize bunları söylemek kolaycılıktı ama yapılacak da bir şey yoktu.

Allah’tan tek duamız bizleri başımızı öne eğdirecek hatalar yaptırmasın diyoruz.

 

GÜNÜN OKKALI SÖZÜ

Yaşam gülmeyi, sevgi hak etmeyi, vefa unutmamayı, dostluk sadık kalmayı bilenler içindir.

 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?  

Maliyenin Esnaf Odaları binasının olduğu daracık tek yönlü cadde boyunca ikinci sıraya aracımızı park edip gitmediğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.