Yanılmıyorsam ilk Ahmet Köseoğlu abimizden duymuştum. Ya da bu başlıklı bir şiiri vardı. Hata yapıyor isem de herkesten özür dilerim.
“Bu şehir oruç tutar” diyordu.
Yani ben o şiiri okuduğum zaman şunu anlıyordum. Konya insanı ile yolları ağaçları, kuşları sincapları, mahalleleri sokakları, pazarı camileri ile damarlarında orucu hisseder diyordu.
Evet doğru diyordu.
Ama ne zaman hiç kimse kusura bakmasın benim şahsi kanaatim 30 yıl önce evet 40 yıl önce kesinlikle evet.
Yalnız bugün aynı şeyleri söyler iseniz, sizlere katılmam katılamam hiç de kusura bakmayın.
Biz de bugün yanlış bir kanı var.
Oruç tutmaya çalışmamız, güzel Konya’nın güzel insanları sadece ramazan ayında değil genel anlamda Allah’ın her günü muhafazakar olmaları sizce oruç tutmakla, namaz kılmakla, tesettüre girmekle hele hele itikafa girmekle mi oluyor?
Eğer siz “EVET” diyorsanız ben bundan sonraki yazacağım tüm ifadelerimde hatalıyım ve de yanlış yapıyorum. Onun için bu satırdan sonrasını okumayın kapatıverin.
………..
Ramazan ayı süresince en başta oruçlu olmak, namaz kılmak, namazımı özellikle cemaatle kılmaya gayret etmek, zekat vermek Ramazanı Ramazan gibi yaşamak ise kendimizi kandırıyoruz demektir.
Biliyorum belki de şimdi günaha giriyorum. Bu konular asla benim ihtisas alanım değil. Sadece sade ve günahkar aciz bir kul olarak yukarıda saymaya çalıştığım görevlerimiz hepimizin zaten her gün sade bir şekilde yapmamız gereken vazifelerimiz.
Ramazan boyunca bütün bu işleri yaparken, hatta yapmanın ötesinde kalben elimizle, dilimizle, gözümüzle günaha girmeyi şöyle bir poşete koyun sadece ve sadece bu günleri saatleri görevlerimizin dışında,
Mustafa Kabakcı abimin beni uyardığı gibi en başta “dil orucuna” başlamalıyız.
Fitne fesat, paça çekiştirme, kuyu kazma gibi hasletlerden kendimizi arındırıp sadece görüntü vermek için değil yüreğimizle birlik beraberlik dayanışma yardımlaşmaya su taşımalıyız.
………..
Amma sizce bunu ne kadar yapıyoruz?
Trafik magandalarımız sizce oruçlu mu?
Gözleri fer fecir okuyan, ürününü satmanın derdinde olması ve bakışları başka yerleri gezmemesi gereken satıcılar sizce bu ruhu yaşıyorlar mı?
İftar saati yaklaşırken ekmek domates bile alırken sözüm ona “şekerim düştü” düşüncesi ile önümüzdeki kadını kızı, aksakallı amcayı iteleyip kakalayıp sürtünüp elimizi kasaya sokmayı uyanıklık saymayı terk edebiliyor muyuz?
Ya da en masum halimiz ile öğle namazı için ezanlar okunurken bile yataktan çıkmıyorsak, sahura girerken okeyin yanında sucuklu kaşarlı tostumuzu ve çayı yudumlamayı ramazanın en eğlenceli (!) hali görüyorsak sizce bu şehre oruç mu tutturmuş oluyoruz?
………….
Ne olur en başta Cenab-ı Allah’ım beni ıslah etsin sonra da sizler affedin.
Çooook günaha girdim.
Daha sabahın 8’inde trafikte konuşmama adına dilimi kilitlemeye çalışırken önceki gün arka arkaya bizi ziyaret edip dünyamı bir kez daha ters düzen şehrin üç güzel felsefe insanı, Dr. Mustafa Güçlü, Ahmet Köseoğlu ve Mustafa Kabakcı abilerimizin dediklerini düşünüp kendimi Üçler Mezarlığının o muhteşem atmosferine atmak için yolumu değiştiriyordum.
HASTANELERİMİZDEKİ SIKINTIYI GİDEREMEDİK Mİ?
Bu hain FETÖ kalkışmasının bu millete bu ülkeye verdiği zarar kolay kolay bitmiyor. Ama inşallah bir gün bitecek ve tozu kalmayacak. Bu sıkıntıdan önce etkilenenlerin başında da insanlarımızın sağlık meselesi geliyor. Çünkü sağlıksız nefes almamız bile insana nasıl ıstırap verir değil mi?
Bakın Metin Can Bey ne diyor;
“Abi Selamün aleyküm sizden bir ricam var.
Selçuklu Tıp Kadın Doğum Polikliniği’nden randevu almak istediğimiz de en erken 02.08.2017 tarihine randevu veriyor. Evimiz Sancak’ta yakın olduğu için Selçuklu Tıp’a gitmemiz da kolay oluyor. Telefonla da yetkililere ulaşamıyorum. Lütfen bu konuyu köşenizde gündeme getirir misiniz?
Sizi uzun yıllardır takip eden birisiyim. Bu konu ile ilgileneceğiniz ümit ediyorum. Teşekkür ederim kolay gelsin. Başarılarınızın devamını dilerim.”
..............
Evet bu kalkışma ve hain yapılaşma her yerde olduğu gibi sağlıkta da derin izler bırakıyor.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
Doğruların yemin etmeye ihtiyacı yoktur
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
İftar saati yaklaşırken tuttuğumuzun ecrini kaçırmadığımız zaman daha iyi ADAM oluruz.