13. yüzyıldan bugüne düşen ışıkla ilgili dün vaat ettiğim bölümü yazmayı bir günlüğüne erteliyorum, çünkü mutlaka ve acilen dile getirilmesi gerekli önemli gelişmeler yaşanıyor Konya Barosu seçimlerinde.
Öncelikle dile getirmem gerekli bir husus var ancak.
Baro seçimleri ile AK Parti Beşinci İl Olağan Kongresi sürecindeki kulislerin “eş zamanlı” yapılması ve bizim de bunu eş zamanlı yazmamız birilerini fena gücendirmiş, kızdırmış.
Sanki birilerinin “adamlığı” ya da partililiği sınanıyormuş gibi bir vehme kapılan bazı “embedded” kalemşörler de yazılar döşenmeye başlamışlar.
Biz bu kalemşörlerin 2009’da malum yapının emniyet imamlarından aldıkları “hukuki” tavsiyelere yakinen tanık olduğumuz için bu yazılara gülüp geçiyoruz.
Yeri gelmişken söyleyelim, kimse kimsenin partililiğini de sorgulamıyor; nasıl ki kimse kimsenin Müslümanlığı’nı sorgulayamazsa…
“Ben namazlarımı, ibadetlerimi bihakkın yerine getirdim; Müslümanları yönetmek benim hakkım!” demek nasıl saçmaysa, o kalemşörlerin ortaya sürdükleri gerekçeler de o kadar saçma.
Her neyse, bu saatten sonra kimseye “kıyasi” düşüncenin sağlam olabilmesi için gerekli mantıksal şartlarla ilgili İsaguci okutmaya niyetimiz yok.
Tabii ki siyaset her daim sınamaya açar sizi, tabii ki her daim dosdoğru olmanız beklenir.
Yoksa 2007’ye kadar Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dibinde bulunan doktorun ya da yine Erdoğan’a özel kalem müdürlüğü yapmışların, bırakın bunları partiyi beraber kurdukları 4 arkadaştan biri olan A. Latif Şener’in sınanmadığını kimse söyleyemez.
O zamana kadarki sınavlardan başarıyla çıkmış bu isimlerin sonradan “sınıfta çakmaları”nı birileri iyi analiz etmeli.
“Oh, sınavı geçtik, kapağı attık” halet-i ruhiyesi siyasetçilerin en büyük handikabıdır.
Biz baro seçimlerindeki gelişmelere yüzümüzü çevirelim.
Aldığımız bilgilere göre AK Parti İl Başkanı Ahmet Sorgun, malum yapıya yer veren listeden duyduğu rahatsızlığı artık daha kararlı bir şekilde dile getiriyor ve Birlik Grubu listesinin yerine yeni bir liste hazırlanmasını istiyormuş.
Doğrusunu isterseniz bu son dönemlerde aldığımız en güzel kulis bilgisi.
Parti içinde gelişen bazı ayak oyunlarına, bazı köşeye sıkıştırma hamlelerine karşı Sorgun’un bu adımı atması önemli ve üstünde ısrar edilmesi gerekli bir tavır.
HUDER İl Başkanı M. Şamil Şenalp’in de malum yapıyla bağları olduğunu inkar etmediği bazı isimlerin o listede yer aldığını söylemesi durumun vahametini ortaya koyuyordu.
Son olarak Türk Hukuk Enstitüsü Konya İl Temsilcisi Gökhan Tozoğlu’nun iddiaları da liste başında bulunan Fevzi Kayacan beyin açıklama yapmasını zorunlu kılıyordu.
Ancak ben bütün bunların ötesinde, bu ayak oyunlarından, belge savaşlarından, şundan bundan ötede, siyasetin ve hukukun kendilerine özgü alanlarda kapana kısılmalarını önleyici tedbirler alınması gerektiğini, buna dönük bir hamlenin aciliyetini kendi kendime vehmedip duruyordum.
Bir vehim değilmiş bu.
Şaibeli adaya olduğu kadar şaibeli listeye karşı da tavrını gösterdiği için Ahmet abiye teşekkür ediyorum.