Konyaspor sezona deplasmanda iyi başladığı 1-0 öne geçtiği, tartışmalı pozisyonların olduğu maçı kötü bitirdi. İlk maçlar için; teknik adam, hakem, futbolcu hataları, eksiklikleri için tolerans olur, olmalıdır. Ben bu maçın değerlendirmesinin dışında önemsediğim dikkat çekmek istediğim konular ile ilgili düşüncemi paylaşarak görüşlerimi yansıtmak istiyorum.
Hazırlık maçlarının en golcü, hem de vitrindeki genç yeteneği Recep kenarda bekletilir, savunmanın sigortası, genç değerimiz Selim oynatılmaz, (özel bir durum yoksa) Maçın iyilerinden Ömer Ali, Djalma'nın sakatlığı olmasa oynayacak oyuncu olarak görülmüyor, İtandje gibi kaleciyi gönderip hala onun ayarında bir kaleci bulamadan lige başlanıyor ise ben sonuçtan öte bunlara bakar burada yönetenleri sorgularım.
Sakın ha..! Göz bebeklerimiz olan Selim, Recep, Ömer Ali ve Tolga yapılan transfere yer açma adına kurban gitmesinler, Süper Lige çıkış simgelerimiz, gözbebeklerimiz, 3 büyüklerin arzusunda olan ve alttakilere rol modellerimiz onlar..! Ali Dere, Muhammed, İshak, A.Kerim Bardakcı, Serbay, Rıfat, A.Kerim Kılıç, Ali Kireş, Ali Çiçek ve Emre Akdağ gibi zor dönemde katkı veren, takımımızı Süper Lige taşıyanları kaybettik. Konya sessiz kaldı diye düşünüyorsanız yanılırsınız, Konya bu kez sessiz kalmaz göreceksiniz.
Maçın sonucu, oynanan oyun ile ilgili söylenecek sözler için çok erken, daha ilk maç her sonuç yaşanabilir. Ancak hazırlık maçlarındaki sonuçlar yöneticilerimizi bir anda "UEFA hayali ve hedefi yöneltmiş, neden olmasın?” demeye başlattığı görüyoruz.
Aman ha! Dikkat biz bu filmi Ünal Karaman hocamıızın döneminde yaşadık! Muhteşem bir ilk yarı sonunda Ünal Hoca’nın istedikleri futbolcular değil, yönetimin arzu ettiği futbolcular hem de büyük bedeller ödenerek alınmıştı, Konyaspor'a hazineden alınan arsa o dönem UEFA adına heba edilmiş ve sonunda hem Ünal Hoca’ya, hem Konyaspor'a yazık olmuş takım küme düşmüş, borçlar artmıştı. Aman ha...! UEFA sözünden uzak durunuz.
Futbol öyle bir oyun ki; “Dışarı da olanı cezbeder, içine gireni yakar.” Yeterli donanıma sahip değilseniz, futbolun renkli atmosferi içindeki bazı aktörlere (!) kapılıp filmin sonunuyanmış değil kavrulmuş olarak görebilirsiniz. Ya başarırsam diyorsanız kahraman olursunuz ancak unutmayın ki; Süper Lig öyle hayal ve umutlarla sonuç alınacak bir yer değil. Konyaspor'un transfer yasağı dönemi ile birlikte altyapıda yakalanan jenerasyon iyi değerlendirilebilse, gençler korunabilse, yenileri kazandırılabilse bugün çok farklı şeyler konuşabilir, yaşayabilir. Yöneticilerimiz Konyaspor'un geleceği ile ilgili farklı hayaller kurabilirlerdi. Ama o yapı ve geçen yıllar heba edildi.
Vakit geçmeden gerçeklerin ışığında benlik duygusundan uzak kurumsal yapılanmasını başlatmış, duygusallıktan aranmış olarak yönetilen yapı içinde kendi deyimleri ile "kalıcı başarılara emin adımlarla ilerleyen bir Konyaspor" olgusu bekliyoruz yöneticilerimizden. Kazanabileceğimiz bir maçtan puansız ayrılmanın üzüntüsü dışında takımımıza güvenmeli, soğukkanlı bir şekilde yolumuza devam etmeliyiz.
Bundan sonraki süreçte futbol camiasının bana yüklediği misyonumun gereği; Konyaspor ve Anadolu Selçukspor'umuzun kulüp yapıları, yönetim anlayışı, transfer işleyişi, mali yapıları, öz kaynak anlayışları ile amatör futbolumuzun dünü bu günü ile geleceğe gidiş ile ilgili gerçekleri izlenimlerim ve düşüncelerimle birlikte burada paylaşarak camiamıza bilgilendirme görevimi yapacağım.Kısacası herkesin genelde sustuğu yerde "Mahallenin Delisi" olmaya çalışacağım.