Tam 250 milyon lira... Dile kolay... Evet hafta sonu şehrimizde açılışı Balıkesirspor karşılaşmasıyla yapılan mühendislik harikası Yeni Konya Stadı'nın maliyeti tam 250 milyon TL'yi bulmuş. Henüz % 100 hazır olmasa da gerçekten enfes bir spor mabedine sahip olduk. Girişten başlayan konfor oturduğunuz koltuklardaki parlak boyalara kadar devam ediyor. Hatta ayağınızı bastığınız yerler bile en kaliteli boyalarla boyanmış. Çok açık ve net olarak belirtmeliyim ki; oturmaya, yürümeye kıyamadık. Çok teknik bilgiye sahip olmasak da gerçekten ağzımızın suyu aktı maç öncesi. Işıklandırmalar, görüş açısı, ses düzenleri, ses akustiği ile birlikte gerçekten kusursuz olmuş. Allah'ım bu uzay mekiğinde bizlere çok daha gururlanacağımız başarılar yaşatsın inşallah. Emeği geçen herkesin ellerine, emeklerine sağlık.
Gelelim Konyaspor'umuza. Futbolcu kardeşlerimizin de maç öncesi bizler gibi elleri ayakları titriyordu bu enfes manzara karşısında. Aslında rakip Balıkesirspor gibi Konyaspor'da bir nevi deplasmanda başladı karşılaşmaya. Belki de çoğunun uzun yıllardır görmedikleri pırıltı, zerafet, akustik ilk dakikalarda onların da başını döndürmüştü. Savunmamızın bel kemiği Selim öyle şeyler yaptı ki, bunu tamamen bu heyecana bağladım. İlk yarım saat saman alevi gibi parlayan ataklarla rakip kalede etkili olmak isteyen Konyaspor, Apollo 11'in kahramanı Neil Armstrong'un olağanüstü dömivolesiyle öne geçince bu stres de bu heyecan da bitmiş oldu. İkinci yarının başında bu senenin yükselen değerlerinden Ömer Ali'nin ortasında yaptığı ekstra koşu ile maçın başından beri sürekli pazara, manava, bakkala gönderdiği ve deyim yerindeyse delirttiği Abdülhamit'e de kendi kalesine golü attırarak bir nevi yediği tekmelerin intikamını almış oldu.
Gabriel Andrei Torje ile ilgili daha önceki yazılarımda da belirttiğim hususların gerçekleşmeye başlaması ne yalan söyleyim beni biraz daha fazla gururlandırıyor. Transfer edildiğinde Rumen Messi lakabıyla ulusal basında yer almıştı Torje transferi. Ama sadece bu kadar mıydı? Yani sadece lafta mıydı bu yakıştırma. Tabii ki hayır... Ben ve benim gibi bundan çok daha fazlasını bilen insanlar da aynı benim gibi düşünüyordur. Son dönemin en favori sistemi olan 4-3-3'ün Torje için biçilmiş kaftan bir sistem olduğunu bundan sonraki haftalarda birçok kez daha göreceğiz. Çünkü kanatlarda oynayan 2 oyuncunun takım hücum ettiği anda içe kat edebilen oyunculardan kurulu olması bir anda forvet hattının 3 oyuncuyla oynanması anlamına geliyor ki bu da rakip savunmaların gardını düşüren en önemli etken. Gerek fiziki yapısının çevik ve bir o kadar kuvvetli olması, gerekse aniden hızlanıp bu hızı arttırarak devam ettiren bir oyuncu olması, Torje'yi seneye Avrupa'nın önde gelen takımlarında görmemize olanak sağlayacaktır. Allah'ım inşallah oyuncularımızın hiç birine ciddi sakatlıklar yaşatmaz da yıllardır beklediğimiz ve artık tabir-i caizse susadığımız zirve mücadelesinde Torku Konyaspor'da yer alır. Hadi lennn diyenleriniz olacaktır elbet ama ülke futbolunun kalitesini ve lokomotif olarak lanse edilen İstanbul kulüplerimizin içinde bulundukları durumu bildiğim için bunu bu kadar rahatlıkla söyleyebiliyorum. Bu sene ya da diğer senelerde şampiyonluk hedefi ile lige başlayan bir Anadolu takımının bunu yapmaması için hiçbir neden yok ortada.