Allah’a şükürler olsun ki dün güne yine çok mutlu başlıyorduk. Bu mutluluk içerisinde gündemden küçük detaylarla konuya girip yine birilerine üstü kapalı mesajlar vermeye çalışacağız.
Önce gururumuzu okşayan bir olayla başlayalım.
Cumartesi günü, iki dost isimle Pazartesi sabahı en geç 8’de bir araya gelmek üzere sözleşmiştik. Saat 7.30 suları idi. Hatıp yolu üzerinde Tulya Villalarının oralarda bir yer bize tarif edilmişti. Siteyi iki kere turladık adresi bulamadık. O zaman sitenin güvenlikçisine soralım diye ana girişin önünde durduk, arabadan indik, bize doğru gelen görevliyle elimizde kağıttan adresi okuduk ve “burası nerede abi?” diye sorduk.
-“Önce Selamünaleyküm Uğur Abi”….
Dondum kaldım. Utandım. Rezil oldum. Başımdan aşağıya kaynar sular döküldü.
Bir, o telaşe içerisinde selam vermeyi nasıl da unutmuştum?
İki, bu abi kimdi? Bizi nereden tanıyordu?
……….
Hemen özür diledim. Durumu izah edip adresi öğrendikten sonra dayanamadım sordum, “Abi hakkını helal et çıkartamadım. Nerede tanışmıştık?”
-“Bizi sizi basından takip ediyoruz Uğur abi”
………..
Bu daha ağır bir cevap idi.
Dost sohbetlerinde hep söylerim. Bizim hata yapma şansımız yok. Çünkü bizi hiç kimse takip etmez ise polis izliyor. Normal hayatta da yanlış yapma durumumuz olamaz. Direksiyonda burnumuzu kaşıma şansımız dahi yok. Çünkü bizi tanıyan biri mutlaka bir köşede biri görüyordur.
………
Şehrin bir köşesinde sabahın köründe tanınmak gururumu okşamıştı ancak selam vermemek gibi bir aptallığı nasıl da yapmıştım. (Oysa bana selam vermeden bir şey sorana söyleyene nasıl da küfrederdim)
………….
SARE HANIM’IN BİLİNMEYEN O ANA YÜREĞİ
İsmini vermeyelim reklam olmasın. Yok ya verelim olsun. Özel Can Rehabilitasyon Merkezi’ne işte dün sabahın köründe bu özel çocuklarla ilgili bir görüşme yapmak için gidiyordum. Bu dünya çok özel bir dünya, o tertemiz yürekli saf çocuklarımız, çileli anaları babaları.
Bu tabloya inanın yürek dayanmaz.
Başbakanımız Ahmet Davutoğlu’nun muhterem eşleri Sare Hanım başarılı hekimliğinin yanında, bir Başbakan eşi olarak, evlatlarının anası olarak elbette koskocaman bir yüreğe sahip. Ama Sare Hanım’ın himayesi altında çok yakında şehrimizde bir ilk yaşanacak. Hem de Türkiye’de bir ilk olacak. Ve bu örnek dualı ve hayırlı dev projenin en büyük destekçisi ve öncüsü Sare Hanım.
Sare Hanım bugün şehrimizde olacaklar. Bizde bu vesile ile kendilerine bu aileler adına çok çok teşekkür edelim.
(Yatıp kalkıp dua ediyorum. Benim şimdilik böyle özel bir evladım yok. Yakınlarımın da yok. Ama bu iş her an hepimizin başına gelebilir. Bu sosyal olaya hep bu gözle bakmalıyız)
“REİS-HOCA EL ELEYE” KONYA SAHİP ÇIKABİLDİ Mİ?
Sare Hanım’dan söz etmişken haftalardır içimi kemiren bir olayı artık yazacağım. Ne olacaksa olsun. Yeter artık.
Doğru ya da eğri. Yalan ya da yanlış. Kasıtlı ya da değil.
Gerekçesi ne olursa olsun Türkiye’de AK Parti içerisinde çok küçük de olsa bir grup tarafından Başbakan Davutoğlu’na karşı düğmeye basılmış durumda.
Biz şahıs olarak Sayın Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımız arasında en küçük bir pürüzün dahi olduğuna inanmıyoruz. Ancak gelinen noktada bazı partililer MHP’nin, CHP’nin yapamadığını başarıyorlar.
Tam bu noktada Konya’nın üzerine ise ölü toprağı serpilmiş durumunda.
Bu şehirde bir tek Allah’ın kulu çıkıp da “Biz Sayın Cumhurbaşkanımızın da, Başbakanımızın da yanındayız” demedi.
Dahası diyemedi. (Diyemeyenlerin nasıl bir hesap içirişinde olduklarını biliyoruz. Çünkü birebirde çok net ifade ettiler)
Dün yine hem Beştepe’ye hem de Başbakan’a yakın bir abimizle sohbet ederken bu konuyu açtım ve içimdekileri çok acı olarak kustum.
Abimiz bizi biraz frenledi.
Şöyle ki vekiller de konuyu değerlendirmişler. Sonunda şöyle bir karara varmışlar. “Biz böyle bir açıklama yaparsak Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ın arasında gerçekten de öyle bir sıkıntı var gibi anlaşılır” …
Yerel siyaset de bu kanaatte imiş.
Peki inandık.
Peki bizim STK’lar da bir açıklama yapamazlar mıydı?
Yaptılar mı?
Sosyal Medyada “Reis-Hoca el ele” diye ortalık o günlerde yıkıldı.
Konya bu işe ne kadar destek verdi?
Bir kez daha, bir kez daha yeniden yazıyoruz.
“Konyalı bir Başbakan 100 yılda geldi beyler. Haaa bir daha da gelmeyecek. Tarih de Konya’nın Başbakanı’na nasıl sahip çıkamadığını yazacak”…
POLİS VE ZABITAYA ŞERAFETTİN CADDESİ İÇİN MİNNETTARIZ
Bizi yöneten büyüklerimiz içerisinde yazdıklarımızı notlarımıza kızsalar da hak vererek sorunları gidermeye çalışan kocaman yürekli insanlar var.
İşte en canlı örneği.
Dün Şerafettin Caddesi’nin çekilmez düğümlenen trafiğini fotoğrafla dile getirmiştik ya.
İşte öğle saatlerine doğru bir dost büyük isim aradı. Polis ve Büyükşehir Zabıta ortak bir çalışma yapıyor ve sorunu çözüveriyorlardı.
Nasıl mı?
Şöyle; Bu caddeye gelen tur otobüsleri ortalama bir saat bölgede kalıyorlarmış. Bundan böyle bu caddeye gelen tur otobüsü konuklarını otobüsten indirecek. Birkaç dakika içinde, ardından hemen bu otobüsün önüne bir Büyükşehir Zabıta motorlu görevlisi eskort olarak düşecek ve tur otobüsünü Türbenin oradaki otobüs parkına kadar götürecek ve kendisine refakat edecek. Dönüş de aynı şekilde gerçekleştirilecek.
Böylece Şerafettin ve Şems bölgesinde tur otobüsü sadece birkaç dakikalığına yolcularını indirme bindirme işlemi için durmuş olacak.
…………
Sizleri çok seviyoruz. Görevlerini layığı ile yapan, aldığı parayı helal ettiren bürokratlarımızdan Allah bin kere razı olsun.
GÜNÜN OKKALI SÖZÜ
İman kalp sayesinde inanılan ve yaşanan, akıl sayesinde de düşünülen ve idrak edilen bir gerçektir.
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?
Aracımızın markası ve modeli ne olursa olsun egzozundan araç yanarcasına kara dumanlar çıkartan egzozları temizleyebildiğimiz zaman daha iyi ADAM oluruz.