Sarıkamış’ta Ne Oldu (1)

Bahri Kılınçel

Yazı dizimize başlarken vatan toprakları uğruna Canları’nı, Kanları’nı veren aziz şehitlerimiz başta Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere şehitlerimize rahmet diler onların önünde bir kere daha saygıyla eğiliyorum.

Evet Sarıkamış Savaşı’nın en az,  Çanakkale kadar önemi vardır. Sarıkamış; var olmanın, direncin, azmin, inancın,  fedakarlığın, destanıdır. Türk insanının vatanı için en zor şartlarda neleri göze alabildiğinin tarihsel abidesidir. Sarıkamış; yemenin kavurucu sıcağından Sarıkamış’ın dondurucu soğuğuna yazlık elbiseyle koşan körpe fidanların öyküsüdür. Sarıkamış;  gecenin kör karanlığında, yokluk içinde, ayakkabısız, paltosuz, yoksul Anadolu çocuklarının karlara gömüldüğü acının  hikayesidir.

Sarıkamış; nefeslerin buz kestiği 15 günde binlerce Mehmetçiğin gecelerde donduğunun, Allahuekber dağlarında, harman olmuş yiğitlerin mezarlarının karlı dağlar olmuş anıtıdır. Dünya savaş tarihinde 90 bin askerin buzdan heykellere döndüğü tek savaştır Sarıkamış. İhtiras ve yanlış hesaplar yüzünden karlara gömülen 90 bin Mehmetçiğin gözyaşlarının donduğu, feryatların donduğu, zamanın donduğu, Peygamberimize komşu olmuş şehitlerin,  bilinmeyen, hatırlanmayan, ürkütücü ve hazin  hikâyelerinin adıdır Sarıkamış…

Tarihin bu acı sayfasını asla unutmamalıyız, şehitlerimizi anmalı,  Fatihalarımızı eksik etmemeliyiz. Maksadımız tarihi yargılamak değildir. Kimseyi mahkûm etmek değildir. Amaç tarihimizi unutmamak, bu toprakları bize bırakan dedelerimizin ne bedeller ödediğini bilmektir.

Şehadet! Kutsal bir amaç için ödenen bedeldir ve savaşın vazgeçilmezidir. Ama biz o Şehitleri hatırlayıp onlara hizmet etmezsek onların ödediği bedel unutulur gider. Şehitlere hizmet bir ibadettir. Bu ülkenin aydınları olarak bizler, şehitlerimizi gelecek nesillere taşımalı ve öğretmeliyiz. Sarıkamış şehitleri için yapacağımız en büyük hizmet “ayağımıza bir ayakkabı, sırtımıza sıcak bir palto giydiğimiz zaman onları hatırlama” olmalıdır.

Ölümün beyaz olanı var mıdır? Bir insan nasıl donar hiç hayal ettiniz mi? Ayaklarınızdan ağır bir yorgunluğun yavaş yavaş bedeninize yayılırken birkaç dakika uyursam güç kazanırım duygusuyla tam o tatlı uykuya geçerken sevgilinizin, karınızın, çocuklarınızın siluetlerinin önünüzden geçtiğini hayal ettiyseniz. Sarıkamışta onbinlerce Mehmet’in yolun kenarında tüfeğine yaslanarak şöyle bir çömeleyim hemen kalkarım derken terli bedeninin 3 dakika içinde nasıl donduğunu anlayabilirsiniz.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.