Başkomutan vekili Enver Paşa savaş çağrısı yapar. “Arkadaşlar, peygamberimizin manevi desteği ve kutsal padişahımızın hayır duası ile ordumuz düşmanlarını yok edecektir. Orada hangi asker daha ileri atılır, hangi asker düşmanın şarapnel ve kurşunlarından yılmayarak ayak direr, sonuna kadar direnirse, o asker kazanır!.. Tarih tanıktır ki, Osmanlı askerinden şanlı, Osmanlı askerinden fedakar hiçbir asker yoktur. Hepimiz düşünmeliyiz ki, başımızın ucunda peygamberimizin ruhu uçuyor, şanlı atalarımız başlarımızın ucunda bizim ne yapacağımıza bakıyor. Zincirler altında inleyen 300 milyon Müslüman ve eski yurttaşlarımız hep bizim zafer kazanmamız için dua ediyorlar. Ölümden kimse kurtulmayacaktır. Ne mutlu ileri gidene! Ne mutlu din ve vatan yolunda şehit olanlara. İleri daima ileriki, zafer şan, şehitlik, cennet hep ilerde, ölüm ve alçaklık hep geridedir! Kutsal şehitlerimizin ruhuna Fatiha!.. Padişahım çok yaşa. Başkomutan vekili Enver Paşa, “İstanbul sokaklarında halk bayram ediyor. Padişahımız çok yaşa sesleri arasında.
Ziya Gökalp’ın şiirlerinden;
“koşunuz orduya gürbüz aslanlar
Türkoğlu değildir evde kalanlar
Düşmanın ülkesi viran olacak
Türkiye büyüyüp turan olacak”
Osmanlı devletinin limanlarını bombalaması sonunda Rusya Sarıkamış üzerinden Erzurum’a saldırdı.
Rus Çarı Nikola, Eylül 1914’te beyanname yayınlayarak Ermenileri Rusya’nın yanında savaş çağırdı ve şöyle diyordu: “Özgürlük saati sonunda sizin için de çaldı.” Gerçekten savaş başlar başlamaz Erzurum milletvekili Pastırmacıyan, 3. ordunun nerdeyse tüm Ermeni subay ve askerleri Rus tarafına geçtiler. Ruslar hemen Ermeni taburları oluşturdular.
Ruslar, Erzurum’a saldırınca Erzurum’daki ordu komutanı Hasan İzzet Paşa, Ruslara karşı koymuş ve 10 km dışarıya kadar kovalamış ve Erzurum’u işgal etmelerini önlemiştir. Bir savunma hattı oluşturmuştur. Rus cephesini gözetleme görevindeki Teğmen İsmail Hakkı, 12 Aralık 1914 günü Rusların 230 arabasını saymış. Yiyecek çuvalı ve fıçılar yüklü, her ata iki askerin bindiği kazak taburu üniformalı 70 atlı; kalpak, şapka ve paltolarıyla yüksek rütbeli Rusları rapor etmişti. Bu avın değerli olduğunun farkında değildi. Bu kafile cepheyi denetlemeye gelen Rus çarı II NİCHOLAS, Kafkas ordu komutanı general MYSHLAYEVSKİ, kurmay başkanıydı. Bu rapor değerlendirilse savaşın kaderi değişirdi. Kazım Karabekir Paşa anılarında buna “kaderin garip bir cilvesidir” der.
Hasan İzzet Paşa başkomutanlığa bir rapor yazar, “3. Ordunun menzil kolları yetersizdir, iaşeler zor sağlanıyor, orduyu 3 aydan fazla beslemek mümkün değildir. Ordunun tamamen aç kalmasına engel olmak için birliklere iki günde bir, o da yarım istihkak verilmesine gerek görülmüştür böylece ilkbahara kadar idare edilmesini emrettim. Özellikle ön hatlarda bulunan askerler bazen 24 saat bazen de 48 saat aç kalmaktadırlar. Bunlara verilen yiyecekler kuru peksimet ve zeytinden ibarettir.”