Yüzbaşı olan kardeşini kaybeden Yarbayımız'ın acıyla kavrulan yüreğinden yükselen feryat büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi...
Bir kesime göre Yarbay hainlik yaptı, diğer kesim ise bu sayede iktidarı yıpratmanın dayanılmaz keyfini yaşadı...
Sonuçta iki taraf da o Yarbay'ın bir insan olduğunu hatırlayamadı...
Aslında bu feryad, her iki kesime de çok önemli bir mesaj içeriyordu...
Fakat vicdanlarımız öyle körelmişti ki hiç kimse üzerine alınmadı...
Mesaj şuydu:
"SAVAŞ, FELAKETTİR; ASIL OLAN BARIŞTIR. Bu şartlarda savaşmak hiç bir yaraya merhem olamayacağı gibi, tam tersine yarayı azdırır"...
Bu şekilde feryad eden bir insana hakaretler savurmak da, bu feryadı ranta çevirmeye çalışmak da hiç bir insanlık kuralına sığmaz...
Bize düşen sadece insan olduğumuzu ve karşımızdakinin de bir insan olduğunu aklımızdan çıkarmamak...
Savaşmak söz konusu olacaksa elbette ki savaşın da en sert olanına arkasına bile bakmadan hazır olmak en belirgin özelliğimiz olmalıdır...
Allah yolunda şehid olmak ne kadar yüce bir makamdır ki kelimelerle izahı bile mümkün değildir...
Ancak savaşmak istisnadır; esas olan sevgidir, kardeşliktir, barıştır...
Kanının son damlasına kadar savaşmak çok kutsaldır ancak önce kanının son damlasına kadar barış için her yol denenmelidir...
Bir anlamı da BARIŞ olan İslam'ın mensupları olarak asla insan öldürmekten, kan dökmekten, acılar üzerine bina kurmaktan yana olamayız...
Zira biz yok etmeye değil, var etmeye yönlendiren bir Allah'a inanıyoruz...
Allah'ın bize lâyık gördüğü; savaşarak ele geçirmekten öte, fethederek kazanmaktır...
Şehidlik nasıl bize özgü bir kavramsa, fetih de sadece bizim inancımızın bir tezahürüdür...
Savaşarak ele geçirmek ile fetih arasında çok ince bir çizgi vardır...
Savaşarak bir yere egemen olabilirsiniz ancak fethedemezseniz Allah katında bunun çok büyük bir ehemmiyeti olmaz...
Fetih; sadece toprakların değil, gönüllerin ve zihinlerin de kazanılmasıyla gerçekleşir...
Allah'ın bizden beklentisi de budur...
Eğer gönülleri fethedemezsek, eninde sonunda toprakların da kayıp gitmesi kaçınılmaz olur...
Silah sadece can alır, gönülleri değil...
Bu canlar da her iki taraftan da gider...
Savaştan yana olanın, giden canlardan dolayı sızlanma hakkı da olamaz...
Kanının son damlasına kadar barıştan yana olmak, her zaman insanlık tarafında saf tutmak anlamına gelir...
İnsanlık tarafında saf tutmayanlar ise kaybetmeye mahkumdur...