Dün gece çok acıktım, ağladım yavaş yavaş, anlayabildi mi beni KARNI dolu arkadaş.
Açıkta çok üşüdüm, evde bitmişti kömür, Seni bilemem ama benimki zor bir ömür.
Bu bir çığlık; yokluğa, çaresizliğe, ölüme, açlığa, soğuğa karşı. Evinden, çocuklarından, yurdundan edilmiş; aile dağıtılmış, yuva yıkılmış; Şam mülteci kampından geliyor. Birisi 3 gündür açım, diğeri içtiklerinin su, tuz ve baharattan ibaret olduğunu, birisi karton yiyor, bir başka yerde yemek yapmak için kadınların ot topluyor, genç bir kız “açım” diye kıvranarak ağlıyor. Buna ne yürek, ne de insan dayanır.
Hele birisi “Bizi İsrail’e götürün, hiç değilse orada karnımız doyar”, diyor.
Duydunuz mu bu çığlığı be arkadaş. Esed ve rejiminin insanına layık gördüğü varsa hayat.
Masasının üzerindeki etten, buttan; benim diye övündüğün kattan, yattan;
Bindiğin arabadan, attan; geriye ne kalır bilmem?
Oturdun lokantaya, gerinerek ve övünerek resimler aldı, yediğini önünde, yemediğin geride kaldı,
Gıda azgını, yağlı göbek bezgini,
Duyalım bu çığlığı, sıra bize gelmeden. Yardım edelim mi onlara topluca ölmeden,
Öğlene ne yemeli, akşama ne demeli, bilmem ki daha ne söylemeli,
Kampta ki insan “biz açız, ölüyoruz, donuyoruz, BİZ SİZDENİZ, yardım edin bize” diye feryat ediyor.
Bir can ağlar; yanarak ağlar, dönerek ağlar, içi yanar, lavlar gibi;
Açlık yordu beni, bitti dermanım,
Bağlandı kollarım, dönmez kirmanım,
Verildi elime ölüm fermanım,
Kader bu diyerek boyun eğerim,
Cana değil vatana yanar ciğerim.
Sen karnı tok, sırtı pek, gömleği ipek, yoldaşı köpek,
İçmelisin aşını, bilmelisin kıymetini vatanının toprağını taşını,
Mideni doldurma tepe tepe, fazlasını atma çöpe.
Ben kazandım ben yerim deme, sonra hayat gider güme, zira sen emanetçisin.
Yurtsuz kalmadık, vatansız olmadık, bu ülkeyi sokakta da bulmadık,
El açmış mazlum, sahip çıkın der; yoksa nice hayatlar heba olur gider.
Bu çığlık cepheden, tepeden, karnı sırtına yapışmış mücahitten,
Kolu kopmuş, boynu sapmış, şarapnel çarpmış dededen,
Soğukta donmuş, bez çadıra konmuş, adına MÜSLÜMAN denmiş.
Bulamak istersen onları arar bulursun heryerde, atılacak inşallah üzerlerinden kara perde.