Savaş ve Tanrı

Enes Seçilmiş

“Dünyayı ve yedi denizi dolaştım. Herkes bir şeylerin peşinde. Kimi seni kötüye kullanmak istiyor, kimiyse kötüye kullanılmak…”

(Tatlı Rüyalar – Eurythmics)

 

Basit birkaç şarkı sözü veya şairane bir saçmalık olarak da değerlendirebileceğiniz bu sözler, şu günlerde çok işlevsel gelmeye başladı bana.

 

Sözlerin kerameti biraz eskilere dayanıyor. Seksen dört ABD’sinde halkın iktidara bağlanması ve olası muhalefetlere engel olmanın yolu ‘savaş yaratmak’ olarak bulunmuş. Olmayan bir savaştan, dökülmeyen kandan korkan insanlar, iktidarın onlar için çok değerli olduğunu çünkü onları korumak için ellerinden geleni yaptığını düşünürmüş. Savaş ve yıkım insanları ortak bir görüş etrafında toplar: hayatta kalmak.

 

Bu sistemde insanları kullanan bir yapı ve bu yapı tarafından kullanılmak isteyen bir halk söz konusu. Kapital düzenin işleyişinin anahtarı da bence zaten bu. İnsanlar dünyanın hakimi olmak, onu yönetmek istiyormuş gibi görünse de aslında yönetilmek sanki daha çok işlerine geliyor.

 

Amerika’yı otuz yıl geriden mi takip ediyoruz bilmiyorum ama aynı senaryonun otuz yıl sonra ülkemizde sahne alması – üstelik gerçek savaş ve gerçek kanla – çok ironik!

 

Öyle ki bir koalisyon furyası ve erken seçim zırvalıklarının arasında ölümle yatıp ölümle kalkar olduk bu sıralar. Sadece bir partinin seçimi kazanmak için kaybettiği oyları geri alabilmesi adınaysa eğer tüm bu kayıplar, o halde kanlı bir siyaset zaten kimseye fayda sağlamaz.

 

İnsan tanrı rolüne bürünüp savaşı yarattı ve işte bu yüzden bütün ülke yanıyor!

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,çok uzun ve ilgili içerikle alakasız,
Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.