1988 yılında ulusal füze ve roket programlarında öncü olmak üzere Savunma Sanayii İcra Komitesi kararıyla kurulan ROKETSAN, bugün Türkiye savunma sanayinin teknoloji üreten stratejik merkezlerinden biri olarak faaliyet gösteriyor.
Roket ve füze sistemleriyle ülke savunmasına hizmet eden ROKETSAN, özgün ürünleri ve ileri teknolojisi ile yurt içinde ve yurt dışında birçok firmayla çalışıyor.
Yapısal, termal, mekanik tasarımlar, iç balistik, güdüm-kontrol, silah sistemleri, aerodinamik, kompozit malzeme, yakıt sistemleri ve harp başlığı teknolojilerinde uzmanlaşmış olan ROKETSAN, ulusal ve uluslararası projelerin güvenilir ortağı olarak görülüyor.
ROKETSAN, ikinci kez katılım sağladığı, Güney Amerika bölgesinin en önemli savunma fuarlarından biri olan LAAD 2015, 14 Nisan 2015 tarihindeydi. SSM koordinasyonunda düzenlenen Milli Katılım bünyesinde yer alan Roketsan fuar boyunca; Angola, ABD, Moritanya, Cezayir, Suudi Arabistan, Slovakya ve Zimbabve heyetlerini standında ağırladı.
Dünyadaki tüm savunma sanayi fuarlarına katılan ROKETSAN, 22-26 Şubat 2015 tarihleri arasında Abu Dhabi, Birleşik Arap Emirlikleri’nde düzenlenen Orta Doğu ve Kuzey Afrika’nın en büyük savunma fuarı IDEX 2015’te ürün ve yeteneklerini sergiledi.
Bu arada ROKETSAN tarafından geliştirilen Türkiye'nin ilk yerli tasarım tanksavar füzesi UMTAS, test atışlarında tam isabet kaydederek dosta düşmana gözdağı verdi. ROKETSAN'dan alınan bilgiye göre, Uzun Menzilli Tanksavar Füze (UMTAS) Projesi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ihtiyacını milli imkanlarla karşılamak amacıyla başlatıldı.
Sistemin lançeri, T129 ATAK helikopterinin yanı sıra, diğer modern taarruz helikopterlerine de kolaylıkla entegre edilebilecek şekilde, uluslararası askeri standartlar göz önünde bulundurularak tasarlandı.
Roketsan ayrıca Lazer Arayıcı Başlıklı Tanksavar Füzesi (L-UMTAS) ve yüksek infilaklı parçacık etkili harp başlıklı füze geliştirilmesine yönelik faaliyetlerini de sürdürüyor.
Lazer UMTAS, 500 metreden 8 kilometreye kadar olan menzillerdeki hedeflere karşı etkin olarak kullanılabilecek. Lazer UMTAS, taarruz helikopterlerinin yanı sıra insanlı ve insansız uçaklardan veya stabilize kara ve deniz platformlarında kullanılabilecek.
Türk savunma ve havacılık sanayisinin gücünü dünyaya tanıtma konusunda, her geçen gün çıtamızı daha da yükseltmekteyiz. Rakamlar da bunu kanıtlamaktadır. 2012 yılında, bir önceki yıla oranla ihracatımızı yüzde 43 oranında arttırarak, yaklaşık 1,3 milyar dolara çıkardık. Üstelik ihracatını, 2012 yılında en fazla arttıran sektör olduk. Bu sadece rakamsal bir büyüklük değil; rakamları doğru okursak aynı zamanda ileri teknolojimizi, sürdürülebilirliğimizi, altyapımızı, ürün çeşitliliğimizi de sistematik bir yapıda arttırdığımız da net bir şekilde görülmektedir.
Bundan 10 yıl öncesine kadar, savunma sanayisinde, dünyanın savunma sanayisi ihracatındaki lider ülkesi ABD’ye yüzde 39 ihracat yapacağımız hiç kimsenin aklına gelmezdi. Olmaz deneni başardık ve tabiri caizse “tereciye tere sattık.” İşte bu nedenledir ki “savunmadan atağa geçtik” diyebiliyoruz.
2023’te Cumhuriyetimizin 100. Yılına yakışır bir şekilde, savunma sanayisinde ilk 6 ülke arasında yer almayı hedefliyoruz. “Ekonomik kalkınma, Türkiye’nin hür, bağımsız, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin bel kemiğidir” diyerek ulusal zenginliğin önemini bizlere hatırlatan Ulu Önderimize yakışır bir neslin evlatları olarak, 2023’te 25 milyar dolar ihracat hedefliyoruz.
SÖZÜN ÖZÜ: “Bu hayal değil; bu, kendine inanan, hükümet ile işbirliği içinde olan, bilimsel hedefler koyan bir sektör, Türkiye için gurur kaynağıdır.”