Bir seçimi daha sonlandırdık. Sonuç: Bunlar, Onlar, Sonlar.
Bunlar, onların, sonlarını getirdi. Onların mağlup olacağı baştan belliydi. Onlar, yılların alışkanlığını bir kez daha yaşadı, Yani bir Tokat daha yedi.
Yedikleri Tokat kebabı değil “ŞAMAR” evladım. Şamar oğlanı, şamar oğlanı.
Halen şımaracak mısın? Öyleyse Ye şamarı şamarı; yat şımarı şımarı.
Hani, derler ya; “Alışmış k.. öpülmüşten beterdir” derler ya.
- BIKMADINIZ, USANMADINIZ, YILMADINIZ.
- Eh! bakalım bekleyin, günü güne ekleyin.
- Kader bir gün size de güler, kalın elekten geçirir de, ince elekten eler.
- Durun hele, daha ne yenilgiler göreceksiniz neleeeeer, neleeeeer.
- Rabbim bu, yiğidin bağrında, açtırır sedef düğmeler,
Sedef düğmeler de ne, biz HALK ız, biz TALK ız. Biz Halkın partisiyiz.
HALK’I anladık ta, TALK da ne? Nasıl çağdaşsınız siz; TALK: konuşmaktır.
Peki HALK ıda, TALK ıda anladık da, IZ ne, öyleyse?
IZ mı? Halkın partisiyiz diyorsunuz?. Halkın dilinden anlamıyorsunuz.
HALK çoğunluk, IZ: azlık tır, azınlık tır.
Yine de anlamadım.
IZ: AZ demektir. Bir misalle HALK’ ınız gitti IZ’ınız kaldı. Halk sizi IZ lığa mahkum ediyor.
Bir cümleyle açılayalım: Kayseri de: “MAAŞIMI IZ VERİYON AĞAM” derler.
Niye ki Kayseri?
Niye mi Kayseri? Halkın, Cumhurun, Ahalinin, Tebanın başı Kayseri’ li değil mi?
Ne olmuş Kayseri’ li ise:
Ama yetti gari: Onu anlama, bunu anlama, çıkıp meydanlarda bayrak sallama.
Halkı bilmez, cumhuru bilmezsen, Halkın içinden gelen Cumhurbaşkanı da bilmezsin. Cumhur toplanır CEM olur, hesabınız görülür HAM olur, bu da içinize GAM olur.
Bütün buna rağmen, sağlıklı seçim dolayısıyla sağlıklı düşünen ve düşündüğünü yerine getiren halkımıza teşekkürlerimiz sonsuzdur.
Allah’a emanet, hayra muhatab olunuz, efendim.