Seçimler sona erdi. Şimdi sıra bu sonuçları doğru okumaya geldi. Kabul etmek gerekir ki AKP bu seçimin galibidir. Sıkıntı; bu seçim sonuçlarına göre iktidar partisi toplumun % 45’ini gerçek vatandaş kabul edip geri kalanını görmezden gelmeye ve ötekileştirme politikasına devam eder, muhalefet de sonuçları başarı olarak algılayıp iktidarla bilek güreşine, nerede hata yaptıklarına bakmamaya devam ederse memlekette iç çatışmaların çıkması kaçınılmaz olacaktır. Zira mutlu % 45’in sözde mutlu olmaya, mutsuz ve ötekileştirilmiş % 55’in de kendisini mutsuz hissetmeye devam etmesi muhtemeldir. Benim korkum; seçim sonrası Başbakanın balkon konuşmasında sarf ettiği sözlerdir. Çünkü Başbakan balkon konuşmasında yanında olanlarla ve devam eden tehditkâr üslubuyla suların durulmayacağını henüz ilk saatlerde bile göstermiştir. Umarım bu üslup başarının getirdiği geçici bir söylem olur. Birilerinin Sayın Başbakanımıza sadece %45 in değil toplumun tamamının başbakanı olduğunu hatırlatması gerekir. Diğer taraftan seçim süreci boyunca sokakla sandık arasındaki tercihlerin sandıktan yana olmasını vurgulayan ve sokak uyarısı yapan Devlet Bahçeli’nin öngörüleri ve seçim gecesi yapmış olduğu basın açıklaması, bu süreçte çok yakından takip edilmelidir. Burada bir paragraf da Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na açmak gerekiyor. Kılıçdaroğlu’nun şanssızlığı kendi tabanına Genel Başkanlığını kabul ettirememiş olmasıdır. Seçimlerde oy oranını artırmış olması bile onu hala tartışılıyor olmaktan kurtaramamıştır. Onun sorunu biraz da ana muhalefet kavramının içini dolduramaması ve dolayısıyla bunun altında ezilmesidir
Dolayısıyla sandık hukuksuzluğun önüne geçmemelidir. Peki, ne yapmalı o zaman? Hukuk devletinde tek çözümün sandık değil yasama, yürütme ve yargının bağımsız olduğuna ve hukukun her şeyin üstünde olması gerektiğine hem iktidarın hem de muhalefetin inanma zorunluluğudur. Sağduyunun askıya alındığı, bireye yönelik her türlü muhalefetin terörle eşleştirildiği bir dönem, bir kriz dönemidir ve bunun aşılmasının tek yolu hukuk devletidir. Seçimler sona erdiğine göre yapılması gereken hem iktidar hem de muhalefetin söylemlerine dikkat ederek çatışmadan vazgeçmeleridir. Zira ülkemizin sükûnete her zamankinden daha çok ihtiyacı vardır ve önümüzde Cumhurbaşkanlığı seçiminin olduğu unutulmamalıdır. Aksi halde bundan herkes zarar görür ve milletimiz bunu uzun süre kaldıramaz. Hukuk devletinin temeli liyakattir. Liyakat esasının ortadan kalktığı, adaletin geç bile olsa tecelli etmediği, adalet mekanizmasının devlet eliyle çökertildiği bir toplumsal ve siyasal ortamda, güven krizi vardır ve bu ancak hukuk devletine olan inançla aşılabilir.
Seçim sonuçlarının her kesim tarafından iyi okunması dileğiyle…