Seçim yaklaştı yeni adaylar yeni vaatler

Şu günlerde erken seçim nisanda olacak diyen de var normal zamanında yani haziranda olacak diyen de var.
Tabi ki ne zaman olursa olsun, ülkemiz için hayırlısı olsun, o başka.
Ben sadece şunu merak ederim.  Seçim öncesi seçmene gidip kibarca-nezaketle önünü ilikleyen, saygı-sevgi gösteren adaylar neden koltuğa geçince seçim öncesini hatırlamaz.
Koltuğa geçen, makam mevki alan aman Allahım kendini Kaf dağında görüyor.  Cebini arayamazsın. Sekreteri-özel kalemi niçin arıyorsunuz diye size bin soru sorar, anlatırsın ama daha sonra nezaketen de geri dönmez. Eeeee…
Ne yani oy vereceklerimize görüşebilmek için önceden taahhütnamemi imzalatacağız?
Gelelim milletvekilinin açılımına. Bence de gerek yok ama yine de açalım. Adı üstünde milletin vekili milletin temsilcisi.
Türkiye’nin ortalama 75 milyon nüfusu var dersek, 550 milletvekili demek, her 150 bin kişiye bir milletvekili düşmekte.
Vatandaş,  150 bin kişiye temsilen sesini duyurabilmek, hakkını-hukukunu savunmak için Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne bir temsilci göndermekte.
Sivil toplum kuruluşları bir topluluğu temsil etmektedir. O yüzden o topluluğun istek ve önerileri mutlaka dikkate alınmalı ve istek-öneriler yerine getirilmelidir.
Belediye başkanı iseniz dikkate almanız gereken mahalle muhtarlarıdır. Çünkü mahalle muhtarları mahallenin mülkü amiri olduğu kadar, sorunları en iyi bilen yöneticidir. Her belediye başkanı zaman zaman muhtarlar ile tek tek toplantı yapar sorun, istek ve önerileri değerlendirir ve yerine getirir ise işini en iyi şekilde yapmış olur.
Demokrasi halkın kendini kendisi yönetmesidir diye hepimize ilkokulda ezberlettiler. Evet benim istediğim kişi aday gösterilir ve ben o kişiyi seçersem benim için demokrasi odur.
Ama benim istemediğim aday, ideolojisini benimsediğim partiden aday gösterilirse ne yapacağım? Elim kırılsın diyerek-kızarak mı oy vereceğim?
Bu olay birçok siyasi partide aynı.   O zaman birinin diğerinden farkı nedir diyorsak, geriye sadece parti lideri ön plana çıkıyor. Parti lideri eğer çok iyi ise partisini sürükleyip seçimi kazanıyor ya da tersi oluyor.
İş parti liderine kalıyorsa o zaman parti lideri mecliste vekil sayısı kadar oyu kaldırsın-indirsin. Bu durum eğer işi çözüyorsa seçime de gerek yok.
Milleti temsil eden kişiler her meslekten olmalı. Ev hanımını temsil eden olmalı, işçiyi temsil eden olmalı, eğitimciyi temsil eden, doktoru, mühendisi, hukukçuyu, işletmeciyi, vs vs yi en önemlisi de engelliyi, yaşlıyı temsil edenlerden vekiller olmalı.
Olmalı ki 9 milyon engellinin yaşadığı sorunları kendisi yaşadığı için bunlara çözüm bulmalı, bizler de siyasi görüşü ne olursa olsun engelli vekilimiz var deyip gidip engelliler ile ilgili projelerimizi paylaşıp sorunlarımızın üstesinden gelmeliyiz. 
Sözün özü; “NE EKERSEN ONU BİÇERSEN”