Seçimler yeniden yapılacak ama niye yapılacağının hiç bir izahı yok. Şu kesinlikle anlaşılmıştır ki, Türk siyaseti son derece yetersiz adamların yönetimindedir. O kadar sıradan adamların yönetimindedir ki hiç bir konuda üstünlük alamıyorlar, koalisyon yapamıyorlar. Güneydoğu’da polis asker sokağa çıkamaz hale gelmiş, devlet egemenlik haklarını bile kullanamıyor, hala kardeşlik nutukları atıyorlar.
Çözüm süreci denen olay, devletin hançerlenmesi olarak gerçekleşmiştir. Bu kadar patlayıcı madde yollara döşenirken, şehirlere yığınak yapılırken, istihbarat örgütü ne işi yapmış, mutlaka sorgulanmalıdır. Bir devlet düşünün ki, kendi ülkesi içinde, devletin kolluk güçleri bir yerden, bir yere gidemez haldedir. Fiilen özerklik dedikleri olay gerçekleştirmiş durumdalar, vergi yok, elektrik, su parası da yok, petrol kaçak, her şey kaçak zaman sınırlarımızda, hükümranlığı sağlayamıyoruz demektir.
Bu ortamda seçim nasıl yapılacak? 550 vekilin, 80 tanesi olan HDP'yi çıkartırsak. Geriye kalanlar niye koalisyon kuramadıklarını, millete izah etmek zorundadırlar. Sistem tıkanmıştır, parlamenter sistem, kendi kendini götüremez hale gelmiştir. Milletvekili aday seçimleri tam bir komedi haline gelmiştir. AKP'nin Konya’da 11 tane vekili var, kim tanır, kim bilir, hiç parlayan yıldız var mı yok. MHP içinde öyle yıllardır aynı kişiler, CHP ön seçimde yaptı ama bir tanesini zor çıkarttı. O zaman bu gereksiz duruma artık son verilmeli, dinamik, hızlı, bir sistem ortaya çıkmalıdır. Seçim yeniden başlayacak, siyasi partilerin il örgütleri hemen köylere, ilçelere dağılıyorlar ama bu tip çalışmanın modası, 1970’lerde bitmiştir. Bugün bir sitede, neredeyse kasaba, nüfusu barınmaktadır. Dijital çağda arabalara hoparlör takarak gezmek, evleri dolaşmak, parti bayrakları asmak çok komiktir. Bunlardan etkilenerek oy verileceğini düşünmek ise trajik komiktir.
Siyaset sahnesinde, kimsenin şahsi oyu yoktur ve bu sahne dejene, redir. Her türlü yolsuzluk, iltimas ve adam kayırmacılık yapmaya müsaittir. Nerede seçim yapılmışsa, orada yolsuzluk vardır. Birlik seçimlerinden, belediyelere kadar, seçim sonucu gelenler, mutlaka bunu kendi menfaatlerine çevirmişlerdir. Öyle ki bir aileden, tüm bireyler işe girmişken, yanındaki aileden bir kişi bile kamuya giremiyorsa ve kimsede bunu sorgulamıyorsa, sistem içten içe çürümüştür âmâ bu arada malı götürmüşler, torunlarının geleceğini bile garantiye almışlardır.
Etik yasa hemen çıkmalıdır. Milletvekillerinin imtiyazlı emeklilikleri, hemen iptal edilmelidir. Gençlerimiz 35 sene prim ödeyecek, emekli olunca üç kuruş emekli maaşı alacak, iki yıl vekillik yapan, ayda on bin lira emekli maaşı alacak. Bu iş kabul edilebilir olay değildir, yeni nesillere son derece kötü örnek olmaktadır. Yinelenecek seçim, hiç heyecansız, durgun ve amacı ne olduğu belli olmayan bir seçim olacaktır. Aynı sonuç ortaya çıkarsa ne olacaktır, o da ayrı bir konudur ama tarihi olaylara bakarsak, sistem kilitlendiği zaman, birisi düdüğü çalıp, maçı durdurmakta ve kırmızı kartı göstermektedir. Çünkü siyasiler ipin ucunu kaçırmışlar ve kendi iradeleri ile karar veremez hale gelmişlerdir. Hemen hemen hepsi, bir üste bakmaktadır, üste kim varsa, kimden korkuyorlarsa. Bunu da çıkıp açık yüreklilikle bir tanesi bile itiraf etmelidir. Seçim yenilenecek ama kendileri yenilenmezse, şimdiden yolun sonu görünmektedir...