Bakanlar Kurulu'nun çekilmesi ve Ahmet Davutoğlu'nun geçici hükümeti kurmak üzere Başbakan olarak atanmasına dair kararlar Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayımlandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın imzasını taşıyan kararda da, şu ifadeler yer aldı:
Sayın Cumhurbaşkanımız, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmet Yılmaz ile istişare ederek, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 104. ve 116. maddelerinin kendisine verdiği yetkiye istinaden, Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermişlerdir"
Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar verildiğinden, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 114 üncü maddesi gereğince, Konya Milletvekili ve Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Sayın Ahmet Davutoğlu geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere Başbakan olarak atandı.
7 Haziran seçimleri hem halka hem de siyasilere büyük ders oldu.
En önemlisi emanet oylardı, onların ne kadar yanlış yere gidildiği şu son 1 ay içindeki terör ile acı bir şekilde kanıtlandı.
7 Haziran öncesi şu anki terör bölgeleri aynı batı gibi sakin ve huzurluydu. Halk bunlara bizi terörle değil gidin demokratik mecliste temsil edin demesine rağmen bunlar arkalarına terör örgütlerini aldılar.
Eğer o bölgelerde demokratik yollar ile halkın oy kullanılması sağlanırsa, halkta bunları istemiyor. İnsanlar sokağa çıkamaz oldu, esnaf ticaret yapamıyor kirası, giderleri, borçları artmış durumda. Hele batıyı gören batıdaki insanca yaşama imkanına sahip olan o bölgenin insanı yaşanan olaylardan oldukça çok şikayetçi.
Şimdi vatandaşın iki elini başının arasına koyup empati yapma zamanı. Bir 13 yıl öncesi yokluk, zamlar, terör almış başını gitmişti, birde 7 Haziran öncesi % 4’lere inen faizler ekonomideki istikrar, barış süreci ile terörün durması, huzur içindeki bir yaşam. Birde 7 Haziran’dan sonra bu zamana kadar yaşananlara baktığımızda, dövizdeki günlük tırmanışlar, her gün şehit haberleri, koalisyona yanaşmayan muhalefet ve kriz üstüne krizli bir yaşam.
Eğer bize bunlar ders olduysa yine eski düzene devam edelim. Yaklaşık 2 ay sonra erken seçim var. Sadece kendimize, ailemize değil, bu durumu çevremize de sakin bir dille örnekler ile aktaralım. Bu vatan, bu topraklar, bayrağımız hepimizin. Kimsenin kimseden üstünlüğü yok, kimsenin kimseden farkı yok. Bunları hem Sayın Cumhurbaşkanımız hem de Sayın Başbakanımız her fırsatta dile getiriyor. Devletin-hükümetin başı bunları söylüyorsa samimiyet vardır, içtenlik vardır. Bununda gereği yapılması biz vatandaşların görevidir.
Diğer taraftan siyasi partilere de bu seçim bir ders olmuştur. Vatandaş siyasi partilere, ben senin davanı benimsiyorum, sana inanıyorum ama belirlediğin adaylar bunu yansıtamıyor, halka inemiyor, o yüzden kusura bakma diye sandıkta demiştir.
Vatandaş şunu istiyor. Partinin ideolojisini yansıtacak, vatanına – vatandaşına hizmet edecek milletin gerçek vekilliğini yapacak milletin ulaşabileceği derdini anlatacağı ayağı yere basan halkın içinden adayları istiyor
Temayül yoklamaları neden yapılır? Temayülde partiliye vatandaşa kimi istiyorsun diye neden sorulur? Eğer sorulur ve de uygulanmazsa vatandaş tabiî ki gücenir vatandaş tabiî ki tepki verir. Tekrar tekrar söylüyorum vatandaş kendisini temsil edecek kişiyi içinde görmek istiyor, ulaşmak istiyor, konuşurken yüzüne bakan, vatandaşın derdini dinleyen, yanında iken huzurlu olmayı bekleyen bir vekil istiyor.
Cep telefonlarına çıkmayan, mesajlara dönmeyen, randevu vermeyen, şehrini temsil etmeyen, elini uzatmaya aciz, gülümsemek nedir bilmeyen bir vekil istemiyor. Vekil esnaf gibi olmalı, güler yüz ile karşılamalı, ne istediğini tebessüm ile dinlemeli, yapılabilecek ise yapmalı değil ise bende yok ben size yardım edeyim komşuya yönlendireyim der gibide yardımcı olmalı. Kesip atmamalı kesip atarsa o esnafa bir daha kimse gelmez.
Bu tür yazıları seçime kadar defalarca yazacağım, partilerin genel başkanlarına bu yazımı ulaştıracağım. Teşkilat genel başkanları, il başkanları, parti yöneticileri inşallah bu sesimizi duyarda dikkate alır sonuçta inşallah yine ülkemiz kazanır.
Şunu bilelim ki bir siyasi partinin başarısı, ülkenin başarısıdır, başarısızlığı da ülkenin başarısızlığıdır. Lütfen oy verirken vicdanımıza kulak verelim. Yaşadığımız şu kötü günleri bir daha yaşamayalım.
Hepiniz ALLAH’a emanet olun…