Evet, cumhurbaşkanlığı seçimleri bitti.
Vatandaşın kendi iradesi ile seçmiş olduğu ilk cumhurbaşkanı belli oldu.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, vatandaş tercihi ile seçilen ilk cumhurbaşkanı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan oldu.
Seçim sonuçlarını, birkaç başlık altında toplayarak değerlendirmek mümkün...
İlk olarak rakamlar ile, değerlendirmek gerekirse
Toplamda elli beş milyon seçmen sayısı olmasına rağmen bu seçmen kitlesinin yaklaşık on beş milyonu sandık başına gitmedi. Bir başka deyişle yüzde yirmi yedi civarı bir seçmen sandığa gitmedi.
Kullanılan oyların yüzde elli iki ye yakın bir oranını, yani yirmi bir milyon oyu Sayın Başbakan Erdoğan alarak, cumhurbaşkanı oldu.
Çatı adayı Sayın Ekmeleddin Bey ise yüzde otuz sekizin üzerinde bir oy alarak, on beş milyonun üzerinde bir oy aldı.
Diğer aday ise; yüzde dokuzun üzerinde oy alarak, dört milyon civarında oy aldı.
Başbakan Erdoğan, toplamda elli beş ilde birinci çıkarken, çatı adayı Ekmeleddin Bey on beş ilde, HDP’nin adayı ise on bir ilde birinci çıktı.
Sayın Başbakan bu kez cumhurbaşkanı olarak 5.kez balkona çıktı ve konuşmasını yaptı.
Sayın Devlet Bahçeli Bey on ikinci kez seçim kaybederken, yine sayın Kılıçdaroğlu beşinci kez seçim kaybetmiş oldu.
Çatı adayının, sadece iki partiden, MHP ve CHP’den aldığı oy, bir önceki otuz mart yerel seçimlerine göre beş milyon gibi bir azalma yaşadı. MHP ve CHP’nin ortak çıkardığı çatı adayına sadece iki partinin seçmen tabanından gelmesi gereken beş milyon oy gelmedi.
Cumhurbaşkanı seçilen Sayın Erdoğan, otuz mart seçimlerine nazaran, kendi partisinden nerede ise yüzde on civarı fazla bir oy alarak, Adalet ve Kalkınma Partisi’nden daha güçlü olduğunu, partinin değil kendisinin oy aldığını, parti politikaları kadar da kendi isim ve icraatlarından oy aldığını bir kez daha ispatladı.
MHP’nin önemli ve kendisinde gördüğü yerler, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, Sayın Erdoğan lehine oy kullandı. Örneğin, Manisa, Bartın, Isparta, Aksaray ve Çankırı gibi... Konya’da en son otuz mart yerel seçimlerinde üç ilçeyi kazan Milliyetçi Hareket Partisi, bu ilçelerde bile birinci olarak çatı adayını çıkaramadı.
Diğer aday Demirtaş ve partisi bir sonraki seçimlerde barajı geçebileceği ve bağımsız vekiller ile değil grup korumak üzere seçime girebileceğinin sinyalini verdi.
Ancak, en önemli sonuç benim kanaatime göre; sandığa gitmeyen on beş milyon civarı seçmen. Hem iktidar, hem muhalefet bunu irdelemeli ve burada çalışmalarını yoğunlaştırılmalı. Öyle ki, sandığa gitmeyen seçmenler bir parti kurmuş gibi düşünülse bu gün itibari ile ikinci büyük parti konumunda olacaklar. İktidar bunca yıl hizmete rağmen bu kadar seçmeni sandığa getirmez iken, muhalefet ise, bunca yıl iktidar ve başbakan olarak görev yapan adaya karşı yine bu kadar seçmeni sandığa götürecek bir çalışma yapamadı.
Çözüm sandığa gitmeyen seçmene sadece kızmak değil benim zannımca.
Adayın tespitinden, tanıtımına, propaganda yöntemlerinden, bu propagandanın karşılığının ölçüm ve tespitine, adayın ve politikalarının seçmene ne kadar ve nasıl anlatıldığına da bakmak lazım.
Çatı adayını çıkardıktan sonra, meselenin bitmediğini bilmek ve taban ile teşkilatları bu yönde hazır etmek, hedeflenen neticeye uygun stratejiler geliştirmek gerekirdi.
Sonuç olarak, millet iradesi tecelli etti ve yeni cumhurbaşkanı, Sayın Erdoğan oldu.
Yeni cumhurbaşkanı olarak Sayın Erdoğan, gelenekselleşen balkon konuşmasını yaptı.
Konuşmasında, yetmiş yedi milyonun cumhurbaşkanı olacağını,
Seksen bir vilayetin cumhurbaşkanı olacağını,
Eski küskünlük ve kırgınlıkların geride bırakılması gerektiğini, söyleyerek,
Milletimiz bir, devletimiz bir, vatanımız bir, bayrağımız bir,
Diyerek birlik, beraberlik ve tarafsız olacağı mesajlarını verdi.
…………….
Netice olarak, millet iradesi tecelli etti.
Demokrasinin gereği olarak, sandıktan çıkan iradeye saygı duyulmalı.
Seçilen yeni cumhurbaşkanının vatana ve millete hayırlı olmasını temenni ediyorum.