Artık yorulduk. İhtilaller yordu, dış tehditler yordu, terör yordu, ekonomik krizler yordu, laikçiler, Kemalistler yordu; daha pek çok şey yordu. Tabii ki seçimler de yordu. 100 yıldır insanımız çeşitli bahanelerle değişik ortamlarda ve özellikle de seçimlerde birbirleri ile mücadele ettiriliyor. Mücadele mutlak ancak bazıları için sapkın-zorbaların intikam arenası haline dönüştürülüyor.
Bazıları da onuru, geleceği, kibri; kimileri de hizmet için yarışa girer. Çoğu da partisini ve ideolojisini ülke ve bölge çıkarlarının üzerinde tutarak kıyasıya, hatta rakibini kırarcasına mücadele verir.
Yeter artık. Yorulduk demekten de yorulduk. Yoranlar bundan şikâyetçi değil, yorulanlar da farkında değil. Yoranlar getirimini, servetini, gücünü insanımızı yormaktan kazanıyor. Sol diyor kullanıyor, sağ diyor kıstırıyor, faşist diyor zulmediyor; köylü diyor aşağılıyor. Demokrasiyi istediği gibi yorumluyor, Cumhuriyetin içini o dolduruyor, adaletin sınırlarını o çiziyor. Karşı çıkanı da çeşitli yaftalarla suçluyor.
Laikçiler gerçek laikleri ve Atatürk sevdalılarını da aldatıyor, kendilerini efendi olarak saydırıyor, sahte demokrasilerini gerçek demokrasi olarak sunuyorlar ve kabul de ettiriyorlar. Aslında bunlar da bu efendilerinin oyununun içinde, sahte demokrasinin bayraktarıdırlar. Laik efendiler, laik olun, laik kalın; ancak gerçek demokrasi, gerçek cumhuriyet istiyor bu millet.
Milletim ilim, ahlak, adalet, özgürlük istiyor. İnsan gibi düşünmek, insan gibi yaşamayı değer biliyor. İnancını yaşamak, kültürünü, değerlerini sürdürmek; bunu başkalaşmadan yapmak istiyor. Milletim demokrasinin kendine verdiği hakları elde etmek için seçime giriyor. Bu seçime de onun için girdi. Bu nasıl bir anlayışsa, tüm parti liderleri kazandık diyor. Seçimin en mutlusu % 30 rey alan CHP’dir.
CHP bunca hedefsizlik ve projesizliğine rağmen sadece “Cumhuriyeti kuran ve Atatürk’ün partisi” sloganı ile yol alıyor. Bugünkü CHP’nin bu iki değeri hak etmediği halde maya tutturmuş durumda.
AK Parti rey oranını az da olsa düşürdü. Bunun için AK Parti’ye söylenecek çok şey var. AK Parti bu kaybı hak etmiyor. Ancak düşmanı çok, kendi içinden de ihanete uğrayabiliyor. Kamuda makamı, itibarı çoğu Reis’in üzerinden alıyor. 65 yaşında bitmeyen enerjisi, sağlam inancı ve liderinin taşıdığı davanın yükünü halen idrak edemeyenler, bu yükü taşıyamayanlar var. AK Parti bu kaybı bunların yüzünden kaybetti. Parti içinde artık bu sorgulanmalıdır. Seçimin bittiği gün yeni bir seçimin hazırlığını hem teşkilatlar, hem de kamu hizmetlileri yapamayanlar kenara çekilsin, biraz da cepleri yorulsun.
Milletime düşen bir sorumluluk da AK Parti’nin üstlendiği davayı köklü bir yapıya ulaştırmaktır. Sağ cenahın henüz böyle bir çatısı yok, çalışması da yok. % 70’i sağda olan bir ülkede çok parçalı siyaset, sağı bir avuç laik-Kemalist zorbalara, devlet yönetimini ve davasını yem ediyor. AK Parti şu anki başkanı SAĞ cenahı bir dava ve beka siyasetinde yeniden toparlama görevini üstlenebilir. Bunun için de AK Parti kadrolarının bir görevi de hem kendilerinin hazırlanmaları ve hem de davayı yönetecek gelecek kadroları yetiştirmek olmalıdır.
MHP ve İYİ Parti ne için ayrıldı. Bunu sorgulamak bize düşmez ama bir şekilde rahatsızlık verici. İYİ Parti’nin ittifak yapma nedeni CHP’yi bazı illerde iktidar yapma idiyse yazık oldu. İttifakta kazananın MHP olduğunu söylemek gerekir. Akşener’in bundan sonra siyaset yapması zor görülüyor. Nerde o eski gözü kara, milli ruhu ve heyecanı yüksek ülkücü gençlik. Yeniden bir araya gelme zamanı.
Partilerde düşüşler ve yükselişler olabilir. Ancak bu bir hizmet yarışı. Her parti hizmete talip olmak için seçimlere girer. Bu seçimde pas CHP’nin ayağına gelmiştir. Kazandığı illerde öncelik idareci seçiminde ki dengeler ve aracıların kim olacağıdır. Bal tutan parmağını yalar. İşleri pek kolay görülmüyor.
CHP yaptığı hizmetlerin veya projelerinin karşılığında bu oyları almamıştır. Aksi olsa idi İzmir, Trakya illeri ve Eskişehir’de yıllarca kazanmaması gerekirdi. Ankara ve İstanbul seçimleri şaibe altında. Ankara bir sağcı bir başkanla, solcu kadrolarla veya karma bir takımla nasıl bir yönetim sergileyecek, görelim.
Sonuçta asıl galibiyet seçimlerle alınan koltukla değil hizmetle ölçülmelidir. Hizmetler yakından takip edilecek, CHP’nin hizmetlerini denetleme görevini üstlenecek, kazanan halkım ve ülkem olacaktır.